Paylaş
◊ 19 yaşındayken kanser yüzünden bir bacağı kesilen Neslican Tay’ın, “Ben bir bacaktan ibaret değilim, çok daha fazlasıyım. Asıl engeller kafamızın içinde” sözlerini duyunca...
◊ Kayınpederinin tarlasını değerlendirme fikri aklına gelince “Elalem ne der” diye düşünmeden organik tarım kursları alan ve sonunda tek başına bir organik tarım çiftliği sahibi olan Nazan Kurtan’ın azmini görünce...
◊ “İnternet üzerinden aldığım dersler sayesinde hayatım ve sosyal çevrem değişmeye başladı” diyen ev kadınının gözleri parlayan değişimine tanık olunca...
◊ Annesi ve teyzelerinin yönlendirmesiyle İzmir’de başlayan hayat hikayesine şu anda Stanford Üniversitesi’nde başarılı bir bilim insanı olarak devam eden Gözde Durmuş’un ilham veren azmine hayran olunca...
Hülya Avşar’ın tam da konferansın düzenlendiği saatlerde sosyal medyada sıkça dolaşmaya başlayan şu sözleri çok anlamsız geldi.
Şöyle diyor Avşar:
“Erkek çalışsın, kadın evde çocuklarını kendi büyütsün, yemeğini yapsın, kocasını karşılasın”.
İçimden dedim ki, “Keşke Avşar konferansa gelip bu ilham veren kadınlarla tanışsa, onlara dokunsaydı.
Fikrini değiştirir, söylediklerinden dolayı eminim üzülürdü.”
Mehmet Aslantuğ gibi düşünen erkeklerle sorun çözülür
Hülya Avşar bu sözleri durup dururken söylememiş elbet.
Kendi programında, konuğu Mehmet Aslantuğ’la konuşurken mevzu oraya gelmiş.
Avşar şunu da itiraf etmiş:
“Erkek egemenliği güzel bir duygu gibi geliyor bana.”
Peki Mehmet Aslantuğ bu sözleri duyunca ne demiş?
İşte o gerçekten ayakta alkışlanası:
“Kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı.”
O gün Kadının Gücü konferansında en çok üzerinde durulan konulardan biri de buydu işte.
Mehmet Aslantuğ gibi düşünen erkeklerin artması ve kadına dair sorunların erkeklerle beraber hareket edilerek çözülmesi.
O yüzden Aslantuğ’un samimi sözleri çok ama çok anlamlıydı.
Devamı yarın
Hürriyet Gazetesi’nin Raffles Otel’de düzenlenen Kadının Gücü Konferansı’nda umut verici hikayeler kadar umutsuzluk verici bazı araştırma sonuçları da açıklandı.
Onları ve diğer tüm detayların hepsini yarına yazdım.
Gündüz kuşağı erotizmi
Seda Sayan’ın öğleden sonra yayınlanan programına konuk olarak gelen Ece Gürsel’e soruluyor: “Sperm bankasından hamile kalmak ister misin?”
Ece Gürsel yanıt veriyor:
“Annem, koca adayı çıkmadı, hiçbir şey de kalmadı, öyle bir şey yaparız demişti.”
O sırada Seda Sayan söze giriyor ve Gürsel’e tavsiye veriyor: “Kız yazık, ne inşaat işçileri var.
Onlar insan değil mi? Kız siz ne bekliyorsunuz doğurmak için.
Baktın adamın genleri güzel. Maşallah sırım gibi. Tuttuğunu koparıyor, kuvvetli!”
Haliyle bu konuşmaları duyduktan sonra kafam karıştı...
Şöyle ki:
- Bir de bu ülkeye muhafazakâr derler!
- Hangi Amerikan dizisi bu? Sperm bankasına onay veren anneyi gidip tebrik etmek istiyorum.
- Seda Sayan, “Kızlar inşaatlara koşun” başlıklı bir sosyal sorumluluk kampanyası mı başlatsa...
- Türkiye’de gündüz kuşağı erotizmi diye bir şey var. Kesin bilgi.
Paylaş