Paylaş
Bugünden bir adım ötede olan her şey daha çok akılda kalıyor, heyecan veriyor.
Mesela:
New York Frieze’de 1 yıl önce sergilenen Maurizio Cattelan’ın ultra tuhaf “eşekli” işi hâlâ hatırımda...
Yaz başı Barcelona’da yapılan mobil fuarında ise bir arabayı 5G sayesinde uzaktan kullanabilme, yani sanal şoförlük deneyimi!
Ve son olarak Berlin’deki tüketici elektroniği fuarı IFA’da gördüğüm, insanın başını döndüren akıllı ev tasarımları...
Yeniliğe doymuyoruz, orası kesin.
Peki neler vardı IFA’da?
Dikkatimi çekenleri aktarıyorum...
Bekarlar sevinecek, ya anneler?
Herkesin kendini daha yakın bulduğu, hatta bağımlısı olduğu bir elektronik eşyası vardır. Benimki asla buzdolabı ya da bulaşık makinesi değil mesela, çünkü zaten evde yokum!
Geriye bir tek şey kalıyor, o da çamaşır makinesi. Bekar yaşam için en önemli şey. Ve gelelim çamaşır sevenleri yakın gelecekte bekleyen yeni özelliklere! Artık “kirlileri at, gerisini düşünme” devri geliyor. Yani şu tişört renkli miydi, bu gömlek ipek miydi, hangi deterjanı koysam gibi şeylerle vakit harcamıyorsun.
Yeni akıllı makineler, havalı ismiyle “intelli-wash”lar, çamaşırların özelliklerini içindeki dedektörler sayesinde anında analiz ediyor ve buna göre bir program çıkarıp yıkamaya başlıyor. Deterjanın miktarına da karar veriyor.
Tabii bekarlar için bunlar şahane gelişmeler ama anneler için ne kadar hoş bilemem.
Malum, annelerimiz her şeyi makinenin kararına bırakmayı pek sevmeyebilir.
Not: İzlenimler yarın devam edecek.
Cem Yılmaz’ın göbeği ve teknesi
◊ Cem Yılmaz’ın göbeği mi yeni teknesi mi? Elbette yeni tekne daha çok ilgi çekti. Göbek kimsenin umuru olmaz bu ülkede.
◊ Ama tüm haberlerde göbeğe vurgu yapılması şöyle bir eşitlik de sağladı:
Madem ünlü kadınların aldığı kilolar zırt pırt haber oluyor, ünlü bir erkeğin de pekala fazla kilosu mevzu olabilir.
◊ Yine de şöyle bir sorun var: Az ya da çok Cem Yılmaz hep göbekliydi. Sibel Can gibi aniden zayıflayıp aniden kilo almıyor ki. Yani o göbeğin “heyecan verici” bir yanı yok.
◊ Göbek konusu kadar eğlenceli olmayan şey ise malum: Yılmaz’ın teknesine Amerikan bayrağı astığı, yani vergi kaçırdığı haberleri...
“Dokuz yıldır teknem Türk bayraklı ve İstanbul limanına kayıtlı” diyerek bu iddiayı yalanladı Cem Yılmaz. Haklı olarak kızdı da.
Bir de hakikaten absürt.
Bodrum’da, Çeşme’de o kadar çok yabancı bayraklı ama sahibi Türk olan tekne dolaşıyor ki...
Bir imaj bin sayıklama
Mithat Can Özer’in “Kara Sevda” single’ıyla büründüğü imaj hakkında rapor:
◊ Mithat Can saçlarını iyi ki uzatmış. Sanki Finlandiya’dan, Vikingler dizisinin setinden filan kopup gelmiş gibi.
◊ Kuaförde erkekler “Mithat Can sarısı isteriz” diye sıraya girerler mi? Bence girerler.
◊ Saçının kısalığı ve kıvırcıklığıyla 1997’de ölen INXS’in solisti Michael Hutchence’a benzememiş mi Mithat Can?
◊ Sadece kadınlar mı göğüs dekolteli olur? Bakın Mithat Can bir erkeğin de göğüs dekolteli olabileceğini göstermiş bu ceketli imajla.
Paylaş