Paylaş
Ellili yaşlarında bir hanımefendi...
Bodrum’daki evi bu kez hayli kalabalık.
Misafir ağırlamayı sevdiği için herkes onun büyük ve şahane evinde kalmayı seviyor, bundan çekinmiyor.
Evde kalanlardan biri de hanımefendinin yakın aile dostunun 24 yaşındaki oğlu.
Ufak ufak oyunculuk turlarında. Birkaç dizide görünmüşlüğü var. Yakışıklı ve çok havalı.
Elinden cep telefonunu düşürmüyor ve çoğu zaman on dakikalığına ortadan kaybolup geri geliyor.
Bu ani kayboluşlar hanımefendinin dikkatini çekiyor ve olağanüstü bir kibarlık/sıkmayan bir merakla soruyor, “Tatlım, yine nerelerdeydin?” diye.
Yakışıklı delikanlı olağanüstü bir netlikle her şeyi anlatıyor.
“Bir kız vardı, onunla buluştum beraber oldum. Derken o kız arkadaşlarına beni söylemiş. Onlar da beni merak etmiş. Sırayla hepsiyle buluştum ve beraber oldum. Hatta bir tanesi öyle deli doluydu ki, her şey dışarda olup bitti.”
“Peki ya aşk?” demiş hanımefendi Yalıkavak rüzgarı yüzünü usul usul okşarken.
Delikanlı, “Yok, hayır” demiş, “Öpüşmüyorum bile. Sadece seks. Skor yapıyorum.”
Hanımefendi bir an susmuş ve sonra müstehzi bir ifadeyle son noktayı koymuş:
“Tatlım korkarım skoru sen değil, esas bu birbirinden çapkın kızlar senin üzerinden yapıyor. Haksız mıyım? Bunu bir düşün...”
Delikanlı susmuş, yanıt verememiş.
Hayata da küsmemiş tabii. Ama o günden sonra zaten çok sevdiği yemek yapma işine kendini daha çok vermiş.
Yakında restoran açarsa sebebi o Bodrum hanımefendisidir...
Takılmayınız Buse
Popüler/ünlü bir insan bikinili, mayolu fotoğrafı çekildikten sonra “Çok kilo almış” gibi günlük/geçici yorumlara maruz kalınca hep şu klişeye sarılır:
“Ama ben bedenimle para kazanmıyorum. Manken değilim ki!”
En son Buse Terim bu klişeyi üzerimize savurdu.
Oysa mankenlik yapmıyor oluşu bu yorumlardan muaf kalmasını gerektirmiyordu ki...
Sonuçta Buse ünlü biri. Blogu, düğünü, kınası; kısacası her şeyi merak ediliyor, takip ediliyor.
Haliyle kilosu da dikkat çekecek. Ne var bunda?
Dolayısıyla kızacak, üzülecek, üzerine açıklama yapacak bir durum yok.
Gülünüz ve geçiniz Buse. Bu kadar takılmayınız.
Çarpık
Esin Övet’in son yazısında şahane dedikodular vardı.
“Bu kim, acaba şu kim?” dedim durdum yazıyı okurken.
Ama şu cümledeki ifade karşısında dondum kaldım:
“Alaçatı’da herkes ünlü bir dizi oyuncusunun çarpık ilişkilerini konuşuyor. Ünlü aktörün erkeklerle yaşadığı ilişki herkesin dilinde.”
Eşcinsel ilişkiyi ‘çarpık’ olarak dillendirmek, nitelemek 90’lar medyasında kaldı sanıyordum, yanılmışım.
Üzücü ve ürkütücü...
Günümüzde artık bu tarz homofobik söylemler kimseye yakışmıyor ve hoş karşılanmıyor.
Topağacı’na yeni mekan: Union 22
Geçtiğimiz günlerde yazmıştım, “Nişantaşı’nın yeni yükseleni Topağacı” diye.
O civarda konuşlanmış Divine ve MOC’un popülerliğini örnek göstermiştim.
Şimdi aynı tarafta yeni bir mekan daha açılıyor.
Eylül ortasına yetiştirilmesi planlanan bu mekanın adı Union 22. Hatice Aslan’ın oğlu Ekin Ergök ile Orhan Aşıcıoğlu’nun ortağı olduğu Union 22, cool bir mahalle barı olacak ve özellikle İstanbul Moda Haftası’nda yapılacak partilerle kendinden hayli söz ettirecek gibi.
Hani nasıl derler, “demedi demeyin”.
Paylaş