Yıllardır etkisi geçmeyen pop şarkısı “Yerine Sevemem”le müzik dünyasına girdi. Ama aynı sound’la devam etmedi kariyerine. O albümden sonra bambaşka tarzda albümler yaptı (“Trip” ve “Ethnotronix” gibi). ılginç şarkılar ortaya çıkardı. Mesela o dönemden “Düzmece” adlı şarkıyı çok beğenirim. Ve o şarkının sözlerinden bir kupleyi, hemen yazının arasına sıkıştırmak isterim: “Sen küçük nazlı fahişe/ Kabul etmek istemesen de/ Yakışıksız zenginlerin peşinde/ Acıkmış köleni unuttun... Bak küçük nazlı fahişe/ Düzmece oyun oynuyorsun/ Korku yok korkacak şeyinde/ Neydin unutma sakın.../ Evet, dün gece bir fahişeyle yattım/ Bugün de gelip arabamı yıkattım...”
YENİ İLHAN İREM Mİ?
Kırdar bu albümlerle arayışını sürdürürken dizi müzikleri girdi devreye. “Yabancı Damat” ve “Kurtlar Vadisi” gibi iki farklı dizinin müziğine imza atarak yeniden popüler sularda yüzdü. Şimdi ise yeni bir dönemece girmiş Kırdar. “Foton Çağı” adıyla bir dizi konser serisine başlıyormuş. ılk konser Antalya Ally Club’daymış, ayın 27’sinde... Konser; video, dans, ışık oyunları destekli gerçekleşecekmiş. Amaç bir tür müzik terapisi yapmak ve insanların “farkındalığını” artırmakmış. Evet, bu “farkındalık” lafının da son yıllarda suyu çıktı, farkındayım! Gel gör ki Kırdar’ın hayranları ünlü müzisyenle birlikte farkındalık yoluna çıkmışlar bile. www.gokhankirdar.info sitesinde yapılan yorumlar bunun kanıtı. İşte o yorumlardan biri: “Şu anda sağaltıcı ışığınız altında... Işık’la ve aşk’layım... Kalbimin gümbürtüsü ‘sabret iyi oluyorsun’ diyen sesinizle yatışıyor... BİZ olduğum, pervane olup aşk’la yandığım ve evrende yalnız olmadığımı hissetiren size, bize ve O’na binlerce kez şükranlarımı sunuyorum... SABREDELİM ELBET IŞIK VURACAKTIR YÜZLERİMİZE.” Bu yeni girdiği dönemeçte Kırdar’ı en çok benzettiğim şarkıcı ise elbette ılhan ırem. Onunla aynı argümanları/ şiirsel dili kullanıyor Kırdar. Biraz daha günümüze uyarlanmış ve moda olan haliyle tabii. “Foton Kuşağı” da bunlardan biri. Peki nedir bu foton kuşağı/çağı kuzum? O da bir alttaki kutucukta...
Foton kuşağı da nedir?
Efenim foton kuşağı, üzerinde konakladığımız şu bıdık gezegeni yakın zamanda etkisi altına alması beklenen, varlığı hakkında bilimsel veriler de olan, yüksek enerjili fotonlardan oluşan büyük bir kuşak. Deniliyor ki, her 12.500 yılda bir güneş sistemi bu kuşağın içine giriyor. Ve bu kuşağın katmanları var. İddia edilene göre, biz bu foton kuşağının ilk iki katmanına çoktan girdik bile. ılk aşamasına 1962’de, ikinci aşamasına 1987’de, üçüncü ve son aşamasına da (nedense hep o tarih) Aralık 2012’de giriyoruz. Ve o gün ne olacağı iddia ediliyor? Aslında bilim kurgu filmi tadında, heyecan verici şeyler! En azından beni heyecanlandırdı, sizi bilemem tabii. Bir kuple aktarayım: Önce elektrikli aygıtların hepsi iflas ediyor, çalışmıyor. Karanlık ve soğuk günler yaşanıyor. Derken foton kuşağının enerjisiyle her şey çalışmaya başlıyor (elektrik enerjisine veda ediliyor kısacası!). Ha bu arada insanlar da değişiyor. İki sarmallı DNA’lar 12 sarmallı oluyor. Böylece herkes birbirinin düşüncesini okuyabiliyor. Hastalıklar ortadan kalkıyor, vesaire... Foton etkisine giren ilk insanların da meşhur Atlantisliler olduğu söyleniyor. Dediğim gibi bunların hepsi iddia. Ama foton kuşağı meselesi, sadece Gökhan Kırdar’ın değil, diğer dünya vatandaşlarının da 2012 yaklaşırken konuştuğu/ tartıştığı en moda bilimsel verilerle soslanmış spritüel iddia. Daha fazlası için internetten “the photon belt” deyin, gerisi geliyor çorap söküğü gibi...