Ferzan Özpetek’in kayıp telefonu nereden çıktı

Zeynep Arolat - Emre Arolat - Ferzan Özpetek - Gonca Pasolar

Gerçekten de Roma’daki hava dediği gibi. Geldiğimden beri şiddeti hiç dinmeyen bir sağanak var, ama benim çok umurumda değil, yine sokaklardayım.

Sonradan anlıyorum, Romalı da biraz İzmirli gibi.

Hava çok kötü olunca dışarı çıkmak istemiyor. Kötü havaya ‘trip’ atıyor. Bir bilseler, biz İstanbul’da en fırtınalı havada bile dışarı atıyoruz kendimizi!

Yine de tam saatinde, Trastevere’deki Trattoria Da Teo’da buluşuyoruz:

Ferzan Özpetek, eşi Simone, ben, İtalya’da tatil yapan mimar Emre Arolat, kızı Zeynep Arolat ve Gonca Pasolar.

Yemek sırasında öğreniyorum, meğer bir gün sonra Ferzan’ın 60’ıncı yaş günüymüş.

“Hiç göstermiyorsun” iltifatları peş peşe geliyor Ferzan’a. Gerçekten de öyle, yaşını göstermiyor.

DİZİ ÇEKECEK

Hemen yeni projesinden bahsediyor Ferzan.

İtalyan Demiryolları için bir tanıtım filmini çekecekmiş.

Onun hazırlıklarına başlamış.

Bir yandan yeni romanını yazmakla uğraşıyormuş.

“Keşke bir dizi yapsan, devir dizi devri” diye sayıklayınca ben, müjdeliyor:

Yakında İtalya’da yayınlanacak bir dizi çekecekmiş.

Ama ilk birkaç bölümünü.

Netflix’le de görüşmesi olmuş.

Sürprizleri bol yani...

TELEFON NEREYE GİTTİ? 

Tam bunları konuşurken panikliyor Ferzan.

“Telefonum yok, kayboldu” diye.

Her yere bakıyoruz, telefon cidden ortada yok. Çaldırıyoruz, hayır yine yok.

Sonunda bir yerlerden titreşim sesi geliyor.

Meğer Ferzan dalgınlıkla arka masasında oturan kadının paltosunun cebine koymuş telefonunu!

Kadın paltosundan çıkan telefona şaşkın, Ferzan da öyle.

“Tam bir filmin açılış sahnesi olur bu” diyorum, “Devamı artık sana kalmış”.

Pembe saçlı Romalı şefin Ege sürprizi

Roma’da bir başka gün...

Bu kez pembe saçlı şahane bir kadınla randevum var: Roma’nın Michelin yıldızlı tek şefi Cristina Bowerman’la.

Hava yine sağanak ama pes etmiyoruz. Cristina’yla daha önceden sözleştiğimiz gibi semt pazarına gideceğiz, Mercato Testaccio’ya...

Oradan da Cristina’nın Trastevere’deki restoranı Glass Hostaria’da yemek yiyeceğiz.

Pazara gitmemizin nedeni ise şu: Cristina restoranı için malzemeleri nereden aldığını göstermek istiyor.

Mercato Testaccio bizim semt pazarları gibi bir yer değil.

Onların pazarında oturup yemek de yeniyor, şarap da içiliyor. Tam keyif!

Pazarda dolanırken Cristina bir yandan yazın bizde açacağı restoranına dair ipuçları veriyor.

Ah evet, söylemeyi unuttum: Cristina İzmir’de, Kesre Koyu’ndaki Club Marvy’nin içinde bir İtalyan restoranı açacak.

Mayısta açılacak restoranın adı Buono Italiano.

Malzemeler organik çiftlikten

Roma’daki Glass’ta doğal ve yerel malzemeye verdiği önem gibi, Marvy içindeki restoranında da bölgenin tek organik çiftliği Değirmen’den alacakmış her şeyi Cristina.

Orayı gezip görmüş ve bayılmış.

Marvy’deki restoranı için oluşturduğu menüdeki detayları da paylaşıyor Cristina benimle: Midyeler, ıstakozlu makarnalar...

“Hemen yaz gelse!” diye söyleniyorum.

Aslında Roma dışındaki ilk restoranını Türkiye’de açması Cristina açısından da ilginç.

Ama o bu işbirliğine inanıyor.

Çünkü mutfaklarımızı yakın buluyor.

Dahası İzmir ve civarına kısa sürede hakim olmuş.

Özellikle Ege otlarını yemeklerine katacağından bahsediyor.

DIŞARIDAN GELENLERE AÇIK

“Tüm yaz orada olabilecek misin?” diye soruyorum Cristina’ya.

Çok sık gidip gelecekmiş.

Yokluğunda ise bizzat kendisinin seçtiği İtalyan şefler orada olacakmış.

Yani benzer örneklerinde olduğu gibi restoranı açıp memleketine geri dönmeyecekmiş Cristina.

Henüz mayısa var ama şimdiden hatırlatalım:

Öğle ve akşam yemeği servisinin olacağı Marvy’deki Buono’ya sadece otelde konaklayan değil, dışardan da müşteri gelebilecek.

Tıpkı Bodrum’daki Edition Oteli’nin içinde Perulu şef Diego Munoz’un açtığı Brava gibi.

Pazarlık life style haller

◊ OTEL... İki hafta önce yazmıştım. Yeme-içme dünyasının gözü bugünlerde Bebek Oteli’nde diye. Önce Katarlılar alacak denildi, daha sonra da Orjin Grup’un burayı kiralayacağı haberi çıktı. Sonunda oteli yapımcı ve aynı zamanda The Stay Otel zincirinin sahibi Muzaffer Yıldırım aldı. Oteldeki yeme-içme alanlarının nasıl olacağı ise henüz belirsiz.

◊ RENK... Renk otoritesi Pantone 2019’un rengini “canlı mercan” olarak açıkladı ya.

Özellikle dekorasyonda aldı yürüdü bu renk. Canlı mercan rengi koltuklar çok trend.

◊ BİTKİ... Benim gibi bitki manyakları vardır diye not düşüyorum buraya:

Sancaktepe’de Nema Botanik ve Beykoz tarafındaki Palmiye ve Albanian Gardens favorilerim. Bu arada kaktüs delileri için bir öneri:

Çukurcuma’da açılan Space Cactus.

Adından da anlaşılacağı üzere kaktüs çeşitlerinin yer aldığı bir bitki dükkanı bu. 

Aynı zamanda sergilere de ev sahipliği yapıyor Space Cactus.