Paylaş
Bir kısmı kulüpte tanışmış, bir kısmı önceden tanışıyormuş.
Başka bir mekana geçtikten sonra gruptakilerden birinin evine geçilmeye karar verilmiş. Kafalar alkollü tabii.
İlerleyen dakikalarda nereden çıktığı tam olarak anlaşılamayan bir kavga kopmuş evde.
Kızlardan biri iteklenip tartaklandığını iddia etmiş.
Tartakladığı söylenen adam ise, “Yok öyle bir şey” diye kendini savunmuş.
Beşiktaşlı futbolcu Manuel Fernandes olayının özeti bu. Kadının söylediklerine de inanabilirsiniz, erkeğin, yani Fernandes’in söylediklerine de...
Oysa unutulan şu:
Böyle geceler asla tam olarak aydınlanmaz. Hep bulanıktır. Herkes bir şey iddia eder, “öyle değil böyle” olduğunu savunur.
Yani herkesin gerçeği başkadır.
Tıpkı Metin Kaçan’ın intiharı sonrası tekrar gündeme gelen yıllar önceki Güneş K. olayı gibi.
Elbette ikisi aynı şiddette olaylar asla değil.
Ama özleri bulanık işte. Öyle de kalacaklar.
Çünkü bu tarz bulanık gecelerin kahramanları bile bir süre sonra esas gerçeği unuturlar.
Kendilerine göre gerçeği yontup durdukları için...
EKSTRA FERNANDES DEDİKODUSU:
Fernandes’in oturduğu Fulya’daki residence aslında epeydir ünlü futbolcunun maceralarıyla çalkalanıyor.
Hatta geçenlerde şöyle bir şey olmuş. Fernandes’in evine gelen bir misafir yanlışlıkla başka bir kapıyı çalmış. Karşısında duran ve “Ben geldim!” diye çığlık atan -neredeyse yarı çıplak- kadınla karşılaşan komşu baygınlık geçirmek üzereymiş.
Kenan Işık’a neden bravo
Belçika’ya girerken polisin “Neden geldin, nerede kalacaksın?” gibi sorularına sinirlenmiş Kenan Işık. “Geldiysem geldim sanane, belki parkta yatacağım” diye yanıt vermiş.
Polis de haliyle bir süre nezarette tutmuş Işık’ı.
Yıllardır hepimizin içinden geçeni yaptığı için Kenan Işık’a bravo.
Çünkü yurtdışında bir ülkeye girerken hep karşılaştığımız sorular bunlar.
Özellikle İngiltere bu konuda meşhurdur.
Bir keresinde “Neden geldin?” sorusuna “Konsere geldim” yanıtını vermiştim.
Bunun üzerine “Konser biletini görebilir miyim?” demişti polis.
Ben de, “Üzerimde basılı bilet yok, mail’imde var” demiştim.
Yanıt çıldırtıcıydı: “E tamam, o zaman aç görelim.”
İnternete bağlanma işi uzun sürünce en sonunda vazgeçmişti polis, “Tamam peki, boşver” diyerek...
O sinir bozucu anları anımsayınca Kenan Işık’ın çıkışı kesinlikle alkışlanası.
Ama olayı abartıp “Kadim Anadolu topraklarında bu ayrımcılık yok” edebiyatına bağlama yapması da bir o kadar sıkıcı ya, neyse!
Evet, onlar da çalıyor
Düne kadar bazı Türkçe şarkıların aslında Arap topraklarındaki bestelerden aşırma olduğu konuşulurdu müzik dünyasında.
Şimdi olay tersine döndü.
Gökhan Özen mesela, iki İsrailli müzisyene “İnkar Etme” şarkısını çaldıkları için dava açıyor.
Ve işte iki çalıntı örnek de benden: Lübnanlı şarkıcı Karol Sakr’ın Ghaltan Kteer şarkısı Ajda Pekkan Aynen Öyle’sinin aynısı.
Mısırlı şarkıcı Mohammad Fouad’ın Tameny Alaik adlı şarkısı ise Sezen Aksu’nun İstanbul İstanbul
Olalı
bestesinin...
Paylaş