Fenomenleri ayakta tutan kimler

Meğer bilmediğimiz ya da gündelik radarımıza girmeyen ne kadar çok fenomen varmış.

Haberin Devamı

Dilan Polat olayından sonra hepsinden peş peşe haberdar olmaya başladık.

Çoğunun izlediği çizgi de aynı, hiç değişmiyor.

İlk kural:

O eski halinden eser kalmaması gerekiyor.

Malum, estetik ameliyat artık marketten iki ekmek bir yumurta almak kadar kolay karar alınan ve hızlıca uygulanan bir şey.

Parayı bastırınca yüzüne sağdan soldan girişip kesip biçiyorlar. “Yeni bir ben”e kavuştuktan sonra bu fenomenlerin ikinci adımı tabii ki en marka, en lüks kıyafetleri, takıları ve arabaları edinmek.

Daha sonra bu lüks objelerle her dakika, her saniye poz vermek.

Üçüncü adım ise dini değerleri kullanmak.

Mümkünse umreye gitmek ya da “Dualarınızı eksik etmeyin” başta olmak üzere takipçileriyle olan iletişimi bu manevi dil üzerinden inşa etmeye abartılı bir özen göstermek...

Haberin Devamı

HER DÖNEM VARDI

Fenomen dünyası sadece bu döneme özgü sanılıyor, ama aslında değil.

90’larda da fenomenler vardı.

O dönemin fenomenlerini yazılı ve görsel medya kendisi yaratıp izleyiciye sunuyordu.

En görkemli misal:

Kumkapı cinayetinin zanlısı Zeynep Uludağ ile aynı cinayetin mağduru konumundaki Gülten Kızılkaya dönemin ruhuna uygun olarak önce şarkıcı olmuş, reality şovlara katılmış, “kaset yapmaya” niyetlenmiş ve erotik dozlu intikam pozları vermek suretiyle dergilere kapak olmuşlardı.

Şimdinin fenomenleri ise sosyal medya hesaplarında kendi kendilerini yaratıp takipçiyi kendilerine çekiyor.

Değişmeyen tek şey: İzleyici ve takipçi konumundaki kitle.

Geniş kitleler bunu talep ettiği sürece fenomenler her dönem varolacak ama bir süre sonra da -hep olduğu gibi- hızla unutulacaklar.

Pardon, hesabınızı fazla yazmışız

Bizde adettir, özellikle kalabalık bir masaya hesap gelince kimse hesaba bakmaz, hemen kartını uzatır ve ödemeyi yapar.

Çünkü hesabı uzun uzun incelemek ayıp bulunur.

Oysa hesaplara artık bakmak gerekiyor.

Dün Hürriyet Ekonomi’den Sefer Levent de yazdı.

Alanya’da bir restorana giden çift, garsonun 3500 lira olarak getirdiği hesabın adisyon fişini görmek istemiş.

Adisyonu inceleyince hesabın yanlış olduğu, tam 1650 TL’lik fazlalık olduğu anlaşılmış. Bunun üzerine “Pardon” denilip hesap düzeltilmiş.

Haberin Devamı

Bugünlerde ben de sıkça duyuyorum.

Kalabalık masalarda hesabı mutlaka incelemeniz gerekiyor.

Çünkü bazen yiyip içmediklerinizi hesaba yansıtıyorlar.

İncelerseniz de tıpkı Sefer’in yazdığı örnekte olduğu gibi sadece “Pardon” diyorlar.

Oysa aslında durum “pardon”luktan öte. Çünkü bilerek yapılıyor.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları