Fenix’te neler oluyor

Görkemli barıyla, eğlencesiyle, şık dekorasyonuyla, bazen beğenilen bazen beğenilmeyen yemekleriyle hep çok konuşuldu.
İş dünyasının patronları da her daim ilgi gösterdi Fenix’e, ünlüler de...
Hatta geçen kış Cem Yılmaz sık sık oraya takıldı.
Böyle bir varmış bir yokmuş tadında anlatınca akla gelen ilk soruyu biliyorum:
Yoksa Fenix kapandı mı?
Hayır, kapanmadı.
Bir süreden beri yaz tatilinde olan mekan, 30 Eylül’de kapılarını yeniden açıyor.
Ama bu kez kadrosu eksilmiş olarak...
Çünkü Metin Fadıllıoğlu’yla beraber mekanın işletme ortağı olan Aliye Turagay ve Joost Rooijmans, Fenix’ten ayrıldı.
İki tarafın bir süredir bazı konularda anlaşmazlık yaşadığı konuşuluyordu ama işin bu noktaya varacağı doğrusu tahmin edilmiyordu.
Peki Bird, Flamingo ve Fenix macerasından sonra Aliye ve Joost bu kış sezonunda ne yapacaklar?
Orası henüz belli değil.
Ama yine bir sürprizle karşımıza çıkacakları kesin.

Mekanlarda nelerden bıktık

* Birbirinin aynısı mönülerden...
* Akdeniz mutfağından... Yer gök makarna, pizza satan mekan dolu. Meğer ne çok İtalyan mutfağı tutkunuymuşuz...
* Bir yemeğin çok pahalı olma meselesini gündeme getirdiğinizde, şef garsonun “Ama bizimki çok farklı” diye ezber bir yanıta başvurmasından...
* İlginin, kibarlığın dozunu kaçırıp siz yemek yerken saniyede bir yanınıza gelip, “Nasıl, beğendiniz mi?” diyen garsonlardan...

Spora göre şekillenen hayatlar

“Sporum var, gelemem.”
En yeni modern mazeret bu.
Diyelim ki arkadaşınla, “Hadi iş çıkışı bir şey yiyip içelim” konuşması yapıyorsun.
Şöyle bir yanıt gelmesi artık gayet olağan:
“Sporum var, gelemem. Sonrasında buluşalım.”
“Hı, peki o zaman fit şey” diyor ve içten içe gıcık oluyorsun tabii.
Ama durum bu. Sosyalleşme programları spora göre şekillenmeye başladı.
Hatta dışarı çıkıp yeme-içmenin dozunu o gecenin hatırına kaçırmış olanlar, günaha girmiş gibi hissedip cezalandırıyor kendi kendini:
“Yarın ekstradan bir saat daha fazla kardiyo yapmalıyım!”
Evet, spor tanrısı hepimizi ele geçirmiş durumda. Kutsal tapınaklarımız da spor salonları.
Aydan aya ya da haftadan haftaya değiştirilen egzersiz programları ise günümüzün kutsal metinleri.
Düşünün, son yıllardaki konut projeleri ve yabancı markaların da pazara girmesiyle spor salonlarının sayısı 1550’ye ulaşmış.
Tahminim o ki, bu coşma hali artarak sürecek.
Çünkü artık kendine bakmanın/baktırmanın dayanılmaz hafifliği ve hevesi herkesi ele geçirmiş durumda.

Pazarlık NOTLAR

* GÖZDEN UZAK EĞLENCE...
Serenay Sarıkaya son Mykonos tatilinde kimselerin bilmediği bir mekan olan Moni’de eğlenmiş.
Köy içindeki Moni, gece 03.00’den sonra dolan ve sabah 08.00’e kadar eğlencesi süren bir mekan.
* MUHAFAZAKÂR SİYASETÇİNİN PARFÜMÜ...
Muhafazakâr siyasetçilerin en çok rağbet gösterdiği parfüm Amouage’ın Opus’uymuş. Ankara bu kokudan geçilmiyormuş! Bu arada Amouage, Umman çıkışlı bir parfüm...
* ARDA’DAN MEYHANE...
Ünlü şef Arda Türkmen, Mükellef adlı bir meyhane açmış. Meyhane, Arda’nın Karaköy’deki mekanı Forneria’nın da olduğu Haze Oteli’nin terasındaymış.