Eurovision’a aslında o sesler gitmeli

Son derece sıkıcı bulduğum geleneksel “Eurovision’a kim gitsin hacı?” geyiğine/tartışmasına doksanıncı dakikada gönülsüz olarak giriyorum.

Haberin Devamı

Çünkü eli kulağında, açıklanmak üzere o muhteşem adayımız.
Gerçi farkında mısınız, eskiden daha erken açıklanırdı Eurovision adayı. Hemen ardından da yarışacak şarkı törenle tanıtılır, tantana uzadıkça uzardı.
Şimdi TRT bile sarkıttıkça sarkıtıyor adayın belirlenme sürecini.
En son Kral TV bir Eurovision anketi yapmış.
Ankette en çok oyu alan Euro kişi Atiye olmuş.
Sonra Murat Boz sonra Hande Yener...
Bu tür anketlerin şarkıcı hayranlarının hücumuna uğradığına şüphe yok tabii.
Her şeye rağmen Atiye bu yarışta ipi göğüsleyecek en kuvvetli aday gibi. Benim gönülsüz gönlümden geçen de o.
Ama doğrusunu isterseniz, O Ses Türkiye’deki bazı yarışmacıların gürül gürül akan genç seslerini ve de İngilizce’lerini duyduktan/izledikten sonra insan diyor ki: “Bu üçü değil, keşke o yarışmacılardan biri gitse Eurovision’a!”
Mesela, son programda yapılan üçlü düelloda sağ kalan gürül ses Bihter...
Hatırlatma notu: Bihter, Hadise’nin ekibinde.

Haberin Devamı

Karşılaşmalar

- BURAK ÖZÇİVİT Geçen cumartesi Kaf:f’ta gördüm. Yanında Ceylan Çapa ve arkadaşları vardı.
- HATİCE ASLAN Coca-Cola’nın 125. yılı sergisi vesilesiyle Santral İstanbul’da gördüm. Hatice insanları birbirine karıştırmasıyla ünlü olduğundan, “Merhaba Zeynep nasılsın?” diye kendisine takılmam kaçınılmaz bir diyalog olarak gerçekleşti tabii.
- SİNEM YILDIRIM Edition Otel’de Pınar Aylin’in verdiği albüm yemeğinde gördüm.
İri gözlerini ortaya çıkaran makyajıyla Muhteşem Yüzyıl’ın yeni gözdesi Melike İpek Yalova’yı andırıyordu. Bundan da gayet memnun görünüyordu.

Hafta sonu Türk filmi ajandası

- Onca yıl aradan sonra setlere dönen Şerif Gören’in son filmi “Ay Büyürken Uyuyamam”.
Daha gösterime girmeden çok eleştiri aldı, ama bakmak lazım.
- Yazlık bir “Issız Adam” olmasından şüphelendiğim “Mavi Pansiyon”.
- Ve Musallat 2, teyzelerin diş gösterdiği korkutucu afişini her yerde görüyorum. Gitmeli mi bu yüzden emin olamıyorum.

puCCa’nın Selen olarak anatomisi

- Kabul edelim: Kitabı çok iyi satan ve sosyal medyada müritleri hayli fazla bir popüler figür, suretini baştan beri gizlediyse ve artık bu gizemden sıkılıp kendini ortaya çıkarttıysa elbette fiziği/yüzü konuşulur, yorumlar yapılır.
Dolayısıyla puCCa’nın “Ayy çok fenaymış” ya da “Vayy çok güzelmiş” gibi bir uçtan öteki uca hunharca savrulan tepkileri sineye çekmesi lazım. Ki o da öyle yapıyor sanırım, evde oturup ağladığını sanmıyorum.
- puCCa’yı canlı kanlı, yani Selen olarak (Selen de takma isim gibi durmuyor mu yahu?) Okan Bayülgen’in programında izledim.
Bana sorarsanız: Güzel gözleri ve dudakları var. Hani saçını sarıya boyasa Renee Zellweger’in Bridget Jones filmindeki o dağınık, dolgun yanaklı, kendini salmış versiyonuna tıpatıp benzeyecek.
- Selen’in puCCa olarak ekrana çıkıp yüzünü göstermesi de kolay bir durum değil.
 Halalarının aramasından öte esas risk burada yatıyor yani: Selen puCCa’yı yenip tamamen Selen olarak anılabilecek mi?
Bu konuda en iyi örnek Vatan yazarı Mutlu Tönbekici. Uzun süre Tuğçe Baran’dı. Ama Tuğçe’yi unutturdu.
O artık sadece Mutlu.

Yazarın Tüm Yazıları