En son bunlar oldu

Ulus 29’un üç çalışkan kadını (Elvan, Ayşegül, Ayşe) Les Ottomans’ın havuz kenarında Corridor’la ortak bir parti yaptılar.

Reasürans Çarşısı içindeki Corridor, kendine has kitlesi olan, küçük (ama popüler) bir ayaküstü mahalle barı.
Dolayısıyla Corridor kitlesini bu lüks otelin havuzbaşı kenarında partiliyorken görmek ilginçti. şöyle söyleyeyim: Beyaz gömlekli, siyah pantolonlu Reina kılıklı adamlarla, onlara eşlik eden aşırı süslü “Bu gece ağıma kimi düşürürüm” enerjisi yayan kadınlar ortalıkta yoktu. Herkes spordu. (Bir tek bizim arkadaşımız bankacı olduğu için işten çıkıp gelmişti ve beyaz gömlek-siyah pantolonluydu. Ona da “yanında yedek kıyafet taşımalısın” telkinlerinde bulunup takıldık bol bol.)
Parti boyunca Corridor’un sahipleri müzikleri kendileri kotardı, müdavimler de bu tarz bir mekanda alışık olunanın tersine şahane eğlendi. Bu yüzden Corridor-29 işbirliğiyle yapılan partiler sürecekmiş.

En büyük geyiktir, ama doğrudur: Evde eğlenmek gibisi yoktur.
Ve bence iyi bir ev partisi için de -biraz risk alıp- birbirini pek tanımayan insanları bir araya getirmeli.
Hafta sonu aynen öyle yaptım.
Tabii ki birkaç kişi birbirini tanıyordu, bağlantısı olanlar vardı.
Ama bazılarının hiç yoktu.
Ne oldu peki? ılk yarım saatlik mini kasılmadan sonra herkes açıldı tabii. O yüzden tanıdığı az ev partileri yapın. Deney yapmak gibi filan oluyor. Sonra sonuçları (insanların partideki davranışlarını mesela) laboratuvarınıza kapanıp yazarsınız. Eğlenceli oluyor.
Ben yazdım. Ama ilerde açıklayacağım. şimdi olmaz.

Beyza Gürbüzer en has meyhanecilerden. Bodrum’da kendi halinde meyhanesiyle haşır neşirken Selahattin Duman’ın tavsiyesiyle İstanbul’a gelmiş. Önce Galata’da açtığı mekan, sonra da Blackk içindeki Levendiz Meyhanesi’yle ıstanbullu’ya kendini tanıtmış. Yaz başından beri de Sortie’de Beyza Hanım.
Çok duydum gidenlerden, mezelerini tadanlardan. Meyhane delisi değilim, ama bir dizi tesadüf sonrası gittim, gördüm ve tattım.
Mezeler o kadar iyiydi ki, ara sıcak-ana yemek olaylarına bile giremedim, tıka basa doydum. şuna da şaşırdım, Boğaz’a nazır bu meyhanede fiks menü -sınırsız yerli içki dahil- 85 liraymış. Sadece hafta sonu bu fiyat 100 lira oluyormuş. Tamam, burada sazlar-sözler yok.
Öyle bir meyhane değil. Zaten hemen arka masamda bir kızlar grubu vardı mesela. Bekarlığa veda partisi yaptılar kendi aralarında. Duvaklarını takıp. Bu tribi de Cahide’ciler yaydı şehre. Önüne geçilemiyor bu duvaklı kızların.

OKUR ATLASI

“Domuz gribini abartmayın” diyen Amerikalı okur...
“Domuz gribi ile ilgili yazını okudum. Ben Kaliforniya’da domuz gribinin çıkış noktası Meksika’ya dört saat mesafede bir şehirde yaşıyorum (Orange County).
Türkiye’de bulunan tüm arkadaşlarıma bütün gayretimle öyle bir şey yok (domuz gribi yani) anlatmaya çalışmaktan dilimde tüy bitti.
Çünkü bir arkadaşım tatilde yurtdışına çıkacaktı. Ama “çok tehlikeliymiş, korkuyorum” diye vazgeçti.
Kısaca özet geçeyim... Burada Meksika’ya giriş çıkış yapan insan sayısını tahmin etmek bile mümkün değil.
Buna rağmen, söylentinin başladığı ilk zamanlar yaşanan bir haftalık kaostan sonra herkes bu gribi unuttu. şu anda domuz gribinin d’sini bile duyamazsınız.
Benim teorim, her zamanki gibi Amerika bir şeyleri bir tarafından yumurtluyor, insanlar buna kendini kaptırıyor.
Umarım okursun da boşa gitmez yazdıklarım. En azından belki seni inandırabilirim.” (Tülin)
YANIT: Yok yok, ben arkadaşlarınız gibi korkmuyorum ve geliyorum hemen Kaliforniya’ya. Adres neydi?

Bahsettiğiniz Yunan Adası nerede?
“Mareti isimli bir Yunan adasından bahsetmiştiniz. Yarın Bodrum’dan tekneyle Yunan Adaları’na doğru yola çıkıyoruz.
Mareti’deki yemekleri yemeye heves ettik ama ne haritada ne de google earth’de bu isimde bir adaya rastladık...” (Serap)
YANIT: Çünkü ben o yazıda okunuşunu (Mareti) yazmışım, yazılışını (Marathi) unutmuşum. Affediniz, umarım adayı ararken denizde kaybolmadınız! Sahil Güvenlik’e haber versem mi acaba?

Sokaktaki gürültüye ne demeli?
“ıstanbul, sokak gürültüsünün standart desibelden çok fazlası olması nedeniyle Mercer kent sıralamasında 121. sıraya düşmüş durumda.
Kimse de bunu dert etmiyor. Varsa yoksa eğlence yerleri. Peki ya sokaktaki gürültü kimse onu konuşmuyor...” (Özlem)
YANIT: Yıllardır tartışılır bu durum bence tam zamanı bir şeyler yapmak için.
Yazarın Tüm Yazıları