Paylaş
Yetmedi, ünlüler sürekli onun ‘gizli’ mekanında boy göstermeye başladı.
Dahası, tüm bunları yapmaya başladığında sadece 21’indeydi.
Emirgan’daki La Boom ve Gizli Kalsın’ın genç patronu Umut Evirgen’den bahsediyorum.
Evirgen hafta sonu La Boom’un beşinci yılını kutladığı özel bir parti yaptı.
Aynı zamanda kendi doğum gününü de kutladığı bir
partiydi bu.
O gece La Boom’a gelenler önce büyük bir şaşkınlık yaşadılar.
Daha bir hafta önce geldikleri mekan giriş kapısından barına kadar baştan aşağı yenilendiği için...
Mekanın sıkı müdavimi Çağatay Ulusoy’u görür görmez sordum, “Yeni halini beğendin mi?” diye.
Çağatay özellikle barı çok beğendiğinin altını çizdi.
Ki gerçekten yeni bar, tam bir flört barı olmuş.
Karşı karşıya gizemli kesişmelere olanak sağladığı için...
Bu arada yeri gelmişken, o geceden beri beni sıkıştırıp duran Çağatay Ulusoy hayranlarına da yanıt vereyim:
Evet arkadaşlar, Ulusoy o gece Duygu Sarışın’la birlikteydi, gayet hoş bir enerji saçıyorlardı etrafa.
Birbirlerine yakışıyorlardı.
Kutlama partisinde Çağatay Ulusoy dışında Derin Mermerci, Ediz Elhadef, Murat Boz, Kerem Çatay, Acun Ilıcalı, Rıza Kocaoğlu, Engin Altan Düzyatan ve Mehmet Dinçerler gibi isimler de vardı.
‘Benim kuşağım kasılmak istemiyor’
Peki beş yıl içinde en genç eğlence patronu haline gelen Umut Evirgen’in yerli sosyal hayata bakış açısı ne? Onunla yaptığım bir röportajda şunları söylüyordu:
◊ Benim kuşağım kasılmak istemiyor. Rahat, bir tişört, bir pantolon ve spor ayakkabıyla dışarı çıkayım istiyor. İstediği tarz müziği dinlemeyi arzuluyor. Eskiden Türkçe dinlemek ezik bir durumdu. Şimdi öyle bir şey yok. House da dinleyebilirsin, ertesi gün Türkçe de... Dahası, loca ve şişe açtırma olayı da artık bitti.
◊ Ünlü arkadaşlarım kara kaşım kara gözüm için gelmiyor, eğlendikleri için mekana geliyor. Kimsenin kimseden beklentisi, çıkarı yok. Ben onların popülaritesini kullanmıyorum. Kapıya paparazzi çağırmıyorum. Rahat eğlenmelerini sağlıyorum.
‘Esmer güzel’ neden denir ki
Engin Günaydın ve yakın arkadaşı Melis Alphan mekan çıkışında bir paparazzi tarafından fotoğraflanıyor.
Ve bu fotoğraf birkaç gazeteye birden şöyle bir dil kullanılarak giriyor:
“Engin Günaydın’ın yanındaki esmer güzel ‘Çekmenizi istemiyorum’ diyerek tepki gösterdi.”
Melis Alphan ya da bir başkası, ünlü birinin yanındaki kadına ‘esmer güzel’ tanımlaması yapılmasının gayesi nedir?
Şart mıdır illa böyle bir tanım yapmak? Aslında nedeni açık: Olayı, durumu hafifleştirme, kadını küçümseme çabası.
Bir ara Cem Yılmaz’ın yanında görülen ve ismi ilk zamanlarda bilinmeyen kadın arkadaşı için de aynı benzer/kestirme yol izleniyordu: “Utangaç güzel”.
Siz hiç, bir kadının yanında fotoğraflanan erkek arkadaşı için böyle tanımlamalar yapıldığını duydunuz mu?
“Esmer yakışıklı” ya da “Utangaç kaslı” filan...
Magazinin dili hâlâ çok seksist, çok...
‘Cool ego’dan ‘assolist ego’suna
Bir hafta önce Ayşe Hatun Önal için “ünlüler aleminde ego elbisesini iyi taşıyan isimlerden biri” deyip eklemiştim:
“Ama keşke, şarkılarım birbiriyle yarışıyor gibi sıradan ego lafları etmese...”
Meğer bu hiçbir şeymiş.
Önal son Habertürk röportajında, sanki eskilerin inandırıcılıktan bin ışık yılı uzak o assolist egosunu üzerine giyinmiş ve “herkese benzeme çabasındaki” şu cümleleri bam bam sıralamış:
“Türkiye’de elektronik müziğin bu kadar patlamasına sebep olan kişi benim. Müzik piyasasına yön veriyorum.”
Ne diyelim; bizim ünlülerin cool egosu ana caddeye çıkana kadar.
Paylaş