Eğer o yarışmaya girmeseydi hayatı nasıl olurdu

90’lar gerçekten çılgınmış. Buyurunuz:

◊ Sibel Can’la Karahan Çantay’ın ilişkisine dair dedikoduların yayılması.

◊ Eski bir mankenin bu ilişkiye dair “Elimde kasetiniz var” diyerek Sibel Can’ı tehdit etmesi.

◊ Sibel Can’ın sonradan “uzaktan akraba” diyerek açıklayacağı bir çeteyi, şantajı sona erdirmek için devreye soktuğu iddiası.

Tüm bu olaylardan sonra Karahan Çantay unutulmuştu.

Meğer önce Amerika’ya gitmiş. Eldeki bilgilere göre taksicilik yapmış. Ama son yıllarda Tayland’da yaşıyormuş.

Matematik öğretmenliği yapıyormuş.

Zaten meşhur olduğu sırada ODTÜ Matematik’te okuyormuş.

Girdiği model yarışmasından sonra hayatının yönü bambaşka yerlere kaymış. Gwyneth Paltrow’lu “Sliding Doors” filmindeki gibi hayatı iki seçenekli düşünürsek eğer, yanıtını asla bilemeyeceğimiz soru şu olsa gerek:

“Eğer o yarışmaya girmeyip ODTÜ’ye devam etseydi Çantay’ın hayatı nasıl olurdu?”

Konuşamadan gitti

Arşivden bir haber daha: Karahan Çantay 2015 yılında İstanbul’a geldiğinde Boğaz’da yürürken gazetecilere yakalanmış ve şöyle demiş: “Zamanı gelince konuşacağım.”
Onca yıl sonra gazetecilerin onu tak diye tanıması ve onun da pat diye böyle bir açıklaması ilginçmiş.

Çağatay’ın da gittiği Steakroom nasıl bir yer

Çağatay Ulusoy’la Duygu Sarışın çiftinin de geçtiğimiz günlerde gittiği Armutlu’daki Steakroom hakkında ipuçları vereyim:

◊ Dışarıdan baktığınızda bu apartmanın altında bir restoran var demezsiniz.

Bir bakıma kendiliğinden “speakeasy” restoran.

Gizli saklı.

◊ Zaten içeri girdiğinizde tüm dünya değişiyor. New York’taki bir mekana ışınlanmış gibi oluyorsunuz. Mesela Carbone restorana. Ambiyans çok oralı. Ah şimdi de canım Carbone’a gitmek istedi!

◊ Adı üstünde “Steakroom”, dolayısıyla etler muhteşem.

Ama ben başlangıçlarını da sevmiştim. Mesela ‘dana carpaccio’sunu.

Gerilim dizisinden bile daha ürkütücü

Murat Boz’a Tuğba Duran adlı hayranı tarafından hazırlanan, “Bırak duygularımız coşsun” sayıklamasıyla dolu doğum günü şarkısına ve üşenmeden çekilip montajlanmış klibine ne demeli?
Valla “The Haunting” dizisinden daha ürkütücü bir şarkı ve klipti.

Ne yapacağız bu trafiği

Hiç abartısız, gün içinde İstanbul’da her saat trafik var.
Önce “Havalar güzel, ondan” diye düşünüldü. Sonra, “Kontrollü normalleşmenin etkisi”.
Ama yok, trafik dinmiyor ve her geçen gün daha da artıyor.