Paylaş
“Hey sen! Düzgün yürü bakiyim. Sağa sola da fazla bakınma!” diye arada bir ayar veren...
Sürekli ne yapmamız, nasıl davranmamız gerektiğini söyleyen bir dış ses!
Olmaz olmaz demeyin, bakınız Ankara metrosunda geçenlerde şöyle bir anons yapılmış: “Sayın yolcularımız lütfen ahlak kurallarına uygun hareket ediniz...”
Tepki çeken anons şöyle savunulmuş:
“Metro kameralarında uygunsuz şekilde görülen gençler için uyarı yapılıyor.”
Zaten bu gençler topluca tehlike potansiyeli.
Ne yapsalar yaranamıyorlar. Sonra gün gelip gençlikleri elden gidiyor ve bu kez onlar kameranın arkasına geçip o ruhsuz anons zincirine dahil oluyorlar:
“Hey sen ahlaksız! Çek elini sevgilinin belinden!”
Bu arada metro ahlak kamerası Meclis gündemine de taşındı ve şu soru soruldu:
“Metro kameralarının asıl işlevi ahlâk ölçümü mü?”
Soru cuk, soru güzel ama bu soruyu soracak günlere gelinmiş olması hiç de güzel değil.
Kumsal haber ajansı sunar
Güneylere akma mevsimi açıldı.
Peki oralarda neler oluyor? İşte radara takılanlar:
YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE
Bilenler bilmeyenlere çıtlatsın. Kafa dinlemek istiyorsan, temmuz sıcağına kalmadan Fethiye civarına ineceksin. Elbette Fethiye ya da Ölüdeniz’de takılmayacaksın.
Kelebekler Vadisi’ni geçtikten hemen sonra kendinle ya da sevgilinle baş başa kalmak için tasarlanmış butik oteller var.
Zakros, Perdue, Oyster ve Shambala bunlar arasından en çok bilinenler.
Bu dördüne bu sezon bir de Lissiya eklendi.
Diğerlerinden farkı Kabak Koyu’nu tepeden görmesi, yani dağın eteklerine konuşlanmış olması.
Dolayısıyla sabah sis çıktığında filan neredeyse bulutların içindesin, o denli şahin tepesi bir konum yani, inanılmaz.
Denize istersen yürüyerek ya da istersen araçla inmek mümkün.
Olmadı, sekiz bağımsız odadan oluşan bu mini otelde tüm gün aylak aylak da takılabilirsin.
Yoga ya da nefes terapisi yapabilirsin mesela. İyi geliyor, için açılıyor, toksinleri salıyorsun, yanakların pembeleşiyor, filan...
Ama dikkat: Bağımlılık yapıyor buralar, dönüş yolunda buruk zamanları oynuyorsun...
YAZA MERHABA HOP HOP HOP
Hiç kimsenin aklına kışa merhaba partisi düzenlemek gelmiyor, yaza merhaba deyince ise ortalık partiden geçilmiyor.
Bakınız, son partilerden biri hafta sonu D-Marin Göcek’teydi. Yat yarışına gelmiş yaklaşık yedi yüz şık ve çoğunluğu beyaz giyinmiş davetli kop kop eğlendi.
Göcek’in kafası başka bir kafa tabii. Ancak yatın, teknen olursa tam olarak anlaşılabilecek bir kafa. Çünkü tekne sahipleri demirliyor buraya. Marinadaki şık mekanlarda onlar boy gösteriyor.
Ama istersen marina dışına çıkıp yabancıların bol olduğu küçük barlarda da eğlenebilirsin Göcek’te. XS bunlardan biri.
Lakin buranın denizinde bir problem var. Denize girdiğin vakit iğne batırılıyormuş gibi her yanın sızlamaya başlıyor. Deniz biti diyorlar. Çok oluyormuş Göcek koylarında.
Rahatsız edici olduğunu söylemem gerek...
Paylaş