Paylaş
Geçen yıl bu festivalin öne çıkan tek bir ismi vardı, hatırlarsınız: Zıpır Gangnam’cı ve fakat artık çoktan unuttuğumuz PSY.
Tepebaşı’nda herkese açık bir konser, daha doğrusu Gangnam’ı sürekli tekrar edip durduğu bir şov sergilemişti Güney Koreli PSY.
Bu yılki program ise daha sakin daha kendi halinde.
Ama neredeyse çoğu mekânda bu tek gecelik festivale özel, yerli-yabancı karışık bir program var. Roxy’de Craig David, Indigo’da Maxim, Peyote’de ilginç bir ikili Art Diktatör ve Haossaa, Jolly Joker’de Mabel Matiz...
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Ama tabii şu son zamanların eğlencesi asla tam bir eğlence değil. Gözler her an yayınlanacak yeni bir tape dolayısıyla akıllı telefonlarda.
Dahası, Beyoğlu’na eğlenmeye çıkmışsanız zaten ortamdaki kendiliğinden gerginliği hissetmemek elde değil. Misal: Önceki gece Taksim Meydanı’nın beton çölünden tin tin yürüyorum.
Gördüklerim şunlardı:
Her yerde bir sivil polis öbeklenmesi...
AKM tarafına doğru konuşlanmış iş makineleri, kamyonlar...
Metro girişlerinde ise polis yığılması...
Çok geçmeden bir sivil bana şöyle seslendi: “Buradan yürümek yasak, şu taraftan yürüyün!”
“Buradan” dediği Gezi Parkı girişi önü.
Oysa etrafta bir protesto hareketlenmesi yoktu.
Alabildiğine bir sakinlik vardı.
Ama önlemler OHAL’di işte: Manasız ve tuhaf.
İşte bu yüzden bu şartlarda Beyoğlu’nda tek gecelik dahi olsa festival düzenleyenleri tebrik etmek gerekiyor.
Eğlenmeye çıkanları da kınamayın lütfen.
Arada nefes almak, gevşemek de gerekiyor.
Mümkün olabildiğince...
Mustafa ve Aylin
Mustafa Sarıgül’le Aylin Kotil’in Kasımpaşa’daki seçim otobüsünde yan yana insanları selamlarken ne hissettiklerini merak etmiştim.
Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş merakımı giderdi.
Meğer Aylin Kotil’le Mustafa Sarıgül altı yıl sonra ilk kez o seçim otobüsünde karşılaşmış.
Kotil karşılaşma konusunda biraz profesyonel biraz duygusal konuşmuş:
“Duygusal kırgınlıklar varsa da insan erteleyebiliyor. Ya da görmezden geliyor... Bana sorarsanız en sıkıntılı nokta, memleketin gidişatı. Mustafa’yla CHP tüzüğü, programı, memleketin gidişatı, belediyecilik anlayışı gibi konulara aynı bakıyoruz...”
Aylin Kotil belki işin magazinleşmesini istemediği için çok detaya girmek ve konuşmak istemiyor konuyla ilgili.
Ama bir kadın siyasetçiyi erkek siyasetçiden ayıran nokta da bu olmalı: Duygularını daha kolay açmak.
Bizdeki kadın siyasetçiler bir süre sonra ne yazık ki çevrelerindeki erkeklere benzemeye başlıyor.
Lucca’yla Yeni Lokanta aynı listede yer alır mı
Önceki gece bir viski markasının tadımındayız.
İçki uzmanı Mehmet Yalçın da orada.
Yalçın’la sohbet ederken bir ara konu cumartesileri yayınladığım mekan Top 10 listesine geldi. Yalçın, listeyle ilgili bir itirazı olduğunu söyledi:
“Lucca’yla Yeni Lokanta aynı listede değil, bence farklı listelerde değerlendirilmeli.”
Yalçın’a itirazını anladığımı, ama katılmadığımı söyledim. Çünkü: O liste o haftanın popüler mekanlarına dair naçizane bir sıralama. Popülerlikten kastım şu: Konuşulmak.
Lucca her akşam dolup taşmasıyla konuşuluyordur ya da barmen Aydın’ın hazırladığı kokteyliyle...
Yeni Lokanta ise yemekleriyle, pazartesi gecesi dahi dolmasıyla...
İşte bu yüzden sıralamaya Lucca da Yeni Lokanta da girebilir.
Paylaş