Geçen gece Tepebaşı’nda, yoğun araba ve insan trafiğinden zar zor yürürken donakaldık. Hep bir ağızdan, ‘Burası orası değil mi?’ dedik şaşkın bakışlarla. Evet, burası ‘orası’ydı.
Yani Nisan 2004’te Barış Dönmez adlı gencin gırtlağı kesilerek öldürüldüğü eski Akademi 14.
Olaydan sonra kapatılmıştı Akademi 14. Sonra da ‘boş’ kalmıştı. Ama şimdi yeniden bir gece kulübü olmuş işte. İsmi cismi farklı belki, ama orası yine eğlenenlerle dolu.
Belki bakkal dükkanı açılsa anlardım, ama kanlı bir cinayetin üzerinden bir buçuk yıl sonra tekrar buranın gece kulübü yapılması kanımı dondurdu.
Dahası, içerisi tıklım tıklımdı.
İnsanlar ya unutmuştu ya da bilmiyorlardı maziyi...
Bilmiyorum işte, bana normal gelmedi. Yoksa normal olanı varolan mı? Şovun kaldığı yerden, kanların üzerinde tepişerek devam etmesi mi? Ne dersiniz?
MTV kuşağından Lara Kamhi’nin idolü Zuhal Olcay
Elele dergisi, aralık sayısında 30. yaşını kutluyor. Bu vesileyle bir röportaj yapmamı istediler. Belirlenen isim Lara Kamhi’ydi.
Cefi-Yasemin Kamhi çiftinin kızı olan Lara, henüz 18 yaşında. Ama yolunu belirlemiş bile. Şarkıcı olmak istiyor.
Şarkılarından bazılarını dinletti röportaj için buluştuğumuzda. Şaşırdım hani, Mariah Carey gibi bir sesi var Lara’nın, inanılmaz romantik. Üstelik İngilizce söylüyor. Ama Türkçe şarkılardan oluşan bir albüm hazırlıyor. Mustafa Sandal’dan iki beste almış bile.
Bir de her şeyin farkında, ‘MTV gençliğindenim’ diyor, ‘MTV izleyerek büyüdüm.’ Ama idolleri Bülent Ortaçgil’le Zuhal Olcay. Tüm bunların yanı sıra çok da güzel Lara. Tek handikapı, albümü çıktığında ‘sosyetik kız albüm yaptı’ ibaresinden kolay kolay kurtulamayacağı.
Onu da aşarsa, ülkenin genç star adaylarından biri bence.
Tıpkı ‘benzeri’ Yalın gibi: Beyaz Türk kategorisinden, medyaya malzeme olacak acıklı bir hikayesi yok, ama samimi ve eğitimli Lara.
Deniz neden dalgalandı?
Ayşe Arman’ın Deniz Akkaya röportajını okuyoruz, Smryna’dayız. (Cihangir Cumhuriyeti’nin başkenti) Ve herkes şaşkın: ‘Niye şimdi bu açıklamaları yapıyor’ diye.
Anımsıyorum, ben de bir keresinde röportaj ve çekim yaparken morluklarını görmüştüm Deniz’in.
Yanılmıyorsam o zamanlar Ali Rıza Özderici ile birlikteydi. Son sevgilisi Murat Aslan’la ise yine burada, yani Smyrna’da görmüştüm Deniz’i. Çok mutlu olduğunu söylüyordu ya da öyle görünüyordu.
Neyse ne, entelejansiya Deniz Akkaya’nın durup dururken eski sevgililerinin dayağını anımsayıp konuşmasını ‘reklam’ olarak görüyor. Hele bir de buna tecavüz sahnelerinin olduğu filmi de (Living&Dying) eklerseniz, puzzle çözülmüş oluyor az çok.
Yine de anlaşılır gibi değil.
Deniz Akkaya artık gayet olgun, işinde gücünde, ‘durulmuş’ bir kadınken, neden tekrar dalgalandı?