Çıkmalı mı çıkmamalı mı

Cumartesi günü İstanbul’daki çılgın trafiği, mekanların yoğunluğunu görünce ister istemez kendimi geri çektim.

Haberin Devamı

Hem bir ya da iki saat mekanda oturmak için o kadar trafikte kalmaya değmezdi.

Hem de mekanlarda yoğunluk gerçekten ürkütücüydü.

Ama yine de umutluyum, bu yoğunluk hali ilk hafta sonunun “Tutmayın beni” hevesinden.

Bir sonraki cumartesi her şey normal akışına dönecektir.

Tabii tekrar kapanma olmazsa...

Sınırlı sosyallik herkesi bunaltmıştı

Özlenen sadece bir mekanda oturup yemek yemek değil aslında.
Mesele tamamen şu: İnsan görmek.
İki çift laf etmek, uzun süredir görmediğin birine rastlamak, o birine rastlayınca aklına yeni bir şeyler gelmesi...
Durum tamamen bu.
Çünkü aylardır herkes kendi çekirdek çevresindeki insanları görüp sosyalleşiyordu.
Ailesi, çok yakın arkadaşları ya da sevgilisi filan... O sınırlı sosyallik de haliyle herkesi bunaltmıştı.

Haberin Devamı

Duruluğu biten belgesel 

Biri diğerinden izin almamış, öteki bir başkasından.

Biri “Bana teşekkür bile etmediler, çok alındım” diyor, diğeri “Bazı gönül kırıklıkları vardır ki, tamir olmaz”.

Nükhet Duru’lu “Duru Olmak” belgeselinden bahsediyorum.

Bu belgeselin yapılış süreci ve sonrasında dijital platforma satışına dair tarafların iddialarını okuduktan sonra şunu anladım ben:

Her şey fena halde Türk usulü ilerlemiş. Hani bizde vardır ya, “Abi bir çekelim, sonra bakarız ya!” mantığı. Tam o hesap.

◊ En baştan kimse kimseyle profesyonel bir anlaşma yapmamış. Çalışma sınırları tam olarak çizilmemiş, belirlenmemiş.

◊ “Bu belgeselin amacı bu, bizim derdimiz de şu şu” denilmemiş. Herkes kafasına göre ilerlemiş.

Sonuç? Kavga dövüş, mahkemelik hadiseler filan... Kusura bakmayın ama, herkes gönüllü olmuş olayların bu noktaya gelmesine. Proje ilk başladığında net bir şekilde anlaşma yapılmazsa olacağı budur.

Jolie’nin sahip olduğu o tablo rekor fiyata gitti

Doğruya doğru, bir dönemin ikonik ismi Winston Churchill’in resim merakına sadece The Crown dizisinden aşinaydım.

O yüzden geçen hafta 1943 tarihli bir tablosunun Christie’s’de 11.5 milyon dolara satıldığını okuyunca şaşırdım.

Üstelik resmin arka planındaki hikâye daha da ilginçti.

Çıkmalı mı çıkmamalı mı

Haberin Devamı

Meğer Churchill’in bu tablosunu 2011 yılında New Orleans’daki bir antika satıcısından Brad Pitt satın almış.

Tam 2.95 milyon dolara.

Dahası, Brad Pitt tabloyu aldıktan hemen sonra Angelina Jolie’ye hediye etmiş. Çift boşanınca tablo da haliyle Jolie’de kalmış.

Günün sonunda bu durumdan kârlı çıkan Angelina Jolie oldu.

Ünlü müzayede evine sattığı Churchill tablosu 11.5 milyon dolara el değiştirdi.

Şimdi sanat çevrelerinde yapılan yorum şu: “Hevesli bir amatör ressam olan Churchill’in tablosu için bu rekor bir fiyat”.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları