Doğa Balık’ı bilirsiniz, Cihangir’in en piyasa caddesinde (Akarsu), şahane bir balık restoranıdır. Şimdi oranın üstünde bir de restoran-kulüp açıldı. Adı, 607.
Cihangir familyası yeni yeni buraya takılmaya başladı. Ama gidenlerin kafası karışık: ‘Ya manzara filan iyi, ama dekorasyon felaket, pavyon gibi’ diyen de var, ‘Dekorasyonun ne önemi var, böyle sade daha iyi olmuş’ diye 607’yi sahiplenen de...
Evet, 607 bir otelin roof-bar’ı gibi, öyle aman aman dekoratif zıpırlıklar yok. Üstelik büyük bir yer de değil. 360 derecelik manzarası ise, Mısır Apartmanı’ndaki muaidili 360 gibi gözlere şenlik, bakmalara doyum olmuyor.
Fiyatlar ise gayet orta halli. Yemek ve içkiyle bir kişi 50 YTL’ye rahat çıkar...
Ve ayrıca 607, Beşinci Kat’ın eski zamanları havasında. Neden? Çünkü gay ve lezbiyen müşteriler burada sıkça boy gösteriyor.
Noel şarkıları eşliğinde okuyalım lütfen
Valla ben değil, çocukluğumda TRT’nin cumartesi sabahları gösterdiği Noel kaymaklı filmleri suçlu.
O filmlerdeki Noel Baba’lardan, süslü çam ağaçlarından, ışıklandırmalardan filan etkilenmiş işte asimile (deli) gönül...
Bu yüzden ne zaman aralık ayıyla beraber yılbaşı süslemeleri yapılır, ‘bin atlı o gün çocuklar gibi şendik’ durumu bende hasıl olur. (Gerçi bizdekiler, yurtdışındakilere göre tabii, devede kulak)
Bu yılın şimdiye kadar gördüğüm en iyi yılbaşı süslemesi -geçen yıl olduğu gibi- yine Akmerkez’in dış cephesinde, Nişantaşı sokaklarında ve Mövenpick Otel’in lobisinde kurulan Noel Sokağı’nda.
Bu sokakta geleneksel Noel pastaları ve sıcak şarap ‘Glühwein’ var. Özellikle sıcak şarabı, hava biraz soğuyup da ilikleriniz titrerse önümüzdeki günlerde, mutlaka tavsiye ederim.
Bayan ‘Yağmur’, Tarkan’ın nesiymiş?
Radyolarda çalmaya başladığında en bayıldığım şarkılardan biriydi ‘Yağmur’. Böyle narin, kırıldı kırılacak bir sesi vardı şarkıyı söyleyen Sinem’in.
Ama nedense ortalıkta pek gözükmedi Sinem. Sonradan öğrendim; Almanya’da yaşıyormuş, henüz lise sondaymış vesaire...
Oysa istese, daha çok tanınmak için kullanacağı bir akrabalık ilişkisi vardı Sinem’in. İşte söylüyorum: Sinem, Tarkan’ın yeğeni.
Ama ne o Tarkan’ı kullandı albümü için ne de Tarkan Sinem’e yardımcı oldu -bildiğim kadarıyla- ilk albümü için.
Vogue bu, ister tabii...
Copyright dergilere inat yüzde 100 Türk (kadın) dergisi Elele 30’uncu yılını kutlayadursun, memlekete yabancı dergi akını sürüyor.
Instyle, Men’s Health derken benim duyduğum esaslı haber, Vogue’un çıkacağıydı. Ama kısa sürede bu iş suya düşmüş. Çünkü Vogue temsilcileri şöyle esaslı, bin metrekare kadar bir ofisi şart koşmuşlar Türk yayıncılara.
Tabii nerede bizim dergi camiasında o lüks? Hala çoğu dergi, üç-beş insanla kotarılırken! Harala ve gürele.
‘Atina’m geldi’ suallerine yanıtlar
Arka arkaya Atina gecelerini yazınca okuyanlarda bir heves, bir iştah, herkes aynı soruyu soruyor; ‘Atina’ya gitmek istiyoruz, hangi tur şirketini tavsiye edersiniz?’ diye.
Şimdi onu bilemem arkadaşlar, turla gitmedim çünkü. Ama diğer sualleri yanıtlayayım. Birincisi, Atina’da havalar İzmir ayarında. Öyle kabanlar, paltolar almanıza gerek yok.
İkincisi de vize uyarısı: Schengen’iniz varsa tabii sorun yok. Ama Yunanistan’dan vize alıyorsanız 10 gün bekletiyorlar sizi.