Paylaş
Eğer yılbaşına Berlin’de giriyorsan bıkman mümkünmüş!
Çünkü şehrin sadece tek bir yerinde değil, neredeyse her köşe başında gece boyu havai fişek patlattılar.
Dolayısıyla sabaha kadar sürdü çata pata küte havai fişek sesleri.
Bir de öyle bir şey ki; sokakta yürürken aniden dibinde patlatıyorlar ve haliyle ödün kopuyor. “Bomba mı patladı yoksa çatışma filan mı çıktı” diye...
Sonradan öğrendim, meğer yıl boyu yasakmış havai fişek.
Sadece yılbaşı zamanına özel herkes kafasına göre patlatabiliyormuş.
Valla havai fişek konusunda bizi çok hevesli sanırdım, yılbaşı gecesi Berlin’ini gördükten sonra bu düşüncemi geri alıyorum.
Güvenlik vardı, ama tedirginlik yoktu
Peki Berlin’deki yılbaşı eğlenceleri için güvenlik önlemi yok muydu?
Vardı, ama hissettirmiyorlardı.
Sadece Brandenburg tarafına insanları bir anda almadılar, bölüm bölüm aldılar.
Oraya çıkan birkaç yolu da kapattılar, hepsi o kadar.
Onun dışında herkes sokaklardaydı.
Herhangi bir tedirginlik yoktu.
Üst baş arama da. Herkes çılgınlar gibi eğlendi.
Keşke İstanbul’da da böyle olabilseydi...
Bitmeyen bir eğlence
Berlin’deki yılbaşı partileri öyle tek gecelik filan değil. Mesela gece yarısından sonra bir tane büyük partiye gittik.
Meğer o partinin bir de
1 Ocak sabahı başlayan, başka bir mekanda ‘after’ı varmış.
O da tüm gün sürüyormuş.
Tam bir delilik!
Böyle bitmek bilmeyen bir “alacakaranlık kuşağı” gibi Berlin eğlencesi.
Bir takılırsan eğer kapılıp gidiyor, çemberinden çıkamıyorsun...
O saatte neredeydim
Yılbaşına nasıl girersen öyle geçermiş diye bir şey var ya.
Eğer durum böyleyse ben yıl boyu sanat galerilerinden çıkmayacağım demektir!
Çünkü yılbaşına Kreuzberg tarafındaki bir sanat galerisinde düzenlenen hayli sade, ama pek sanatsal bir partide girdim.
Duvarda kocaman bir perde vardı.
O perdede dönüp duran hipnotize edici birtakım videolar...
Fonda DJ’in über tuhaf, zaman zaman fabrikadaki makine seslerini anımsatan, bir bilenlerin ‘experimental (deneysel) dedikleri bir müzik...
Berlin gerçekten ufuk açıyor, ona şüphe yok!
Bu kadar sınırsızlık iyi mi
Berlin’de sadece yılbaşı zamanına özel değil, her daim sınırları zorlayan partiler var.
Yani yakın temasın gayet sıradan olduğu partiler.
Bu partilerdeki inanılmaz özgürlük insana şunu düşündürmüyor değil:
Beğendiğin biriyle vakit kaybetmeden temasa geçmek mi?
Yoksa biraz demlenerek ilerlemek mi?
Sizce hangisi daha zevkli ve unutulmaz?
Paylaş