Çadırımın üstüne şıp dedi damladı

Doğruya doğru: Çadırda kalmaya, yani kamp hayatına dair hiçbir fikrim yoktu. Ama artık var! Çünkü bir hafta boyunca hep çadırdaydım.

Haberin Devamı

O konforlu, yani “glamping” diye tanımlanan çadırlarda filan da değil, gayet basit, kurulması ultra kolay, orta boylu çadırlardan birinde geçti günüm gecem.
Üstelik her gün başka bir koy ya da dağın tepesinde uyandım. Aynı yerde bir günden fazla kalamadığım için...
Tabii böyle romantik ve tatlı anlattığıma bakmayın, işin şöyle ekşi yanları da vardı:
ÖMRÜMÜ YEDİLER
◊ Kabak Koyu’nda çadırın filesini gece açık unutunca içeriye sivrisinekler doluştu.
Ne sivrisinek kovucu sürmüşüm ne de başka bir önlem almışım. Gece boyu sivrilerle mücadele ettim. Ömrümü (ve bedenimi) yediler.
DELİKSİZ UYKU HAYAL
◊ Çadırda öyle deliksiz uyku filan hayal.
Gece yarısı ansızın duyulan tüm tıkırtılara, hışırtılara zınk diye uyanıyorsun. “Acaba neyin sesiydi bu?” diye.
Mesela kamp arkadaşım sağ olsun, canım kepekli ekmeği gece dışarıda bırakmış. Sabah uyandığımızda o kepekli ekmek delik deşikti. Kepekli ekmeğe yapılan özenli tahribata hangi canlının yol açtığı aramızda hâlâ polemik konusu.
KÜKÜRT TOZU DÖKTÜM YOLLARINA...
◊ Sürüngenler ya da domuzlar çadırın yakınlarına gelirse ne olur? Safım ya, hiç öyle şeyler aklıma gelmedi! Ta ki çadırı kurduğumuz bir kamping alanında, “Sürüngenler çadırların etrafında olmasın diye kükürt tozu döküyoruz, merak etmeyin” lafını işitene kadar...
◊ Çadırda kalmanın en zor yanı: Kamp alanı işletmelerinin çoğu, tuvalet ve duş temizliği konusunda istisnasız çok berbat. Misal: Fethiye Yanıklar tarafındaki doğası nefis Yeşil Vadi.
SABAH GÜNEŞİ NEREDEN?
◊ Çadır kurmanın inceliklerinden biri de sabah güneşinin nereden geldiğini hesaplamak. Çünkü sabah güneşi öyle bir yakıyor ki çadıra düştüğü zaman. Asla durulmuyor çadırın içinde. Daha fazla uyuman imkansız hale geliyor.
KONFOR
ÖZLENİYOR MU?
◊ Bir noktadan sonra konforunu, evindeki yatağı özlüyor musun?
Kendi adıma ben çok da özlemedim. Ama 6 gün yetti tabii. Daha fazlası sıkabilirdi.

Haberin Devamı

Bonjuk ve Kabak arasındaki farklar
Hem kampçı olup hem de eğlenip sosyalleşmek isteyenlerin güneyde iki bohem favorisi var: Fethiye’deki Kabak Koyu ve Marmaris’teki Bonjuk. Ama ikisi arasında dağlar kadar fark var tabii. Sayayım:
PARTİYE GİRİŞ ÜCRETİ DOLAR ÜZERİNDEN
◊ Kabak Koyu’nun plajı bir tesise ait değil. Dolayısıyla istediğini yapmakta özgürsün.
Elindeki bluetooth’lu hoparlörden kafana göre müziğini yapabilirsin. Ya da enstrüman çalan bir gruba dahil olup yeni insanlarla tanışabilirsin.
Hiçbir şey yapmayıp sadece gökteki yıldızları da sayabilirsin. Kimse kimseyi yadırgamıyor, kasmıyor.
Bonjuk Koyu’nda ise bir işletme olduğu için buraya profesyonel DJ’ler geliyor.
Mesela hafta sonu böyle bir parti vardı. Çadırında kalıp o partiye katılmasan bile ekstra günlük giriş ücreti kesiyorlar.
O da hayli tuzlu: 62 dolar kadar!
FİYATLAR NASIL?
◊ Kabak Koyu’nun çevresindeki herhangi bir kamp alanında çadırını kurduğunda ödeyeceğin bedel kişi başı en fazla 100 ila 120 lira arasında değişiyor.
Bu fiyata çoğu zaman kahvaltı ve akşam yemeği dahil oluyor. Bonjuk’ta ise çadır kurma bedeli 380 lira. Bu fiyata üç öğün yemek dahil.
TATİL KÖYÜ KAFASI OLMAMIŞ
◊ Bir fark daha: Bonjuk’taki sistem bu yıl maalesef tatil köyü kafasına girmiş.
Girişte kolunuza mavi bir bileklik takıyorlar. Para harcama bileklikleri bunlar.
Daha pratik olması adına yapmışlar belki ama dost acı söyler: Ben kendimi prangaya vurulmuş gibi hissettim.
O yüzden bilekliği sürekli cebimde taşıdım, pek koluma takamadım.
YEMEK FARKI
◊ Yemek çizgileri de farklı. Bonjuk’taki çorba zencefilli balkabağı ise Kabak Koyu tarafındaki çorba domates çorbası oluyor.
BİRİ PLANLI
DİĞERİ PLANSIZ
◊ Kabak Koyu’ndaki eğlence ne kadar doğal, sürprizli ve kendiliğinden ise Bonjuk’taki daha planlı, programlı, yer yer “çok eğlenmeliyiz” duygusunun stresi üzerine inşa edilmiş.

Yazarın Tüm Yazıları