‘Buradan yol geçecek’ parkı

Taksim ve Nişantaşı arasındaki en güvenli vaha.
“Güven” kelimesi önemli. Bir parkın içinde kimseler tarafından rahatsız edilmeden gezip dolaşmak, hatta vakit geçirmek pek kolay değildir ya bu ülkede.
Maçka Parkı’nda bu ortam vardı.
Özellikle de yazın burası dolup taşıyor ve tam anlamıyla yaşayan bir parka dönüşüyordu. Bizzat tanık olmuşluğum var.
Dört-beş gündür ise parkın alt kısmındaki girişiyle koşu parkurunun bir kısmı kapatılmış durumda. Üzerindeki açıklaması ise şu:
Dolmabahçe-Levazım Tüneli Kavşak ve Bağlantı Yolları İnşaatı.
Maçka Parkı’nı kullananlar haliyle endişeli ve öfkeli.
Çünkü merak ettikleri sorular var:
Tünel inşaatı için ne kadar ağaç feda edilecek?
Parkın alt girişi artık hiç mi olmayacak?
Gün geçtikçe parkın tamamı mı yok olacak?
Şu an tek bilinen acı gerçek şu:
Tünel inşaatı parkın alt kısmını uzun bir süre kapatmış olacak.
Diğer acı gerçekler ise malum:
Şehirde sadece AVM, rezidans, kavşak, tünel, yol olsun isteniyor...
Yeşilliğin yeri ise malum: Yol kenarları!
O kadarı size yeter deniliyor, daha fazlasına ihtiyaç yok.
Bir de o yeşilliğe abuk bir peyzaj yapıp alttan ışıklandırma verdin mi, yanından arabayla geçerken seyreyle manzarayı, daha ne olsun...
Şu klişeyi tekrarlamak çok fena ama, insan tekrarlamak zorunda kalıyor:
Dünyanın belli başlı tüm şehirlerinde parklar özenle korunurken, hatta Doha ve Dubai gibi yeşilden yoksun şehirler bile yapayını yaparken bizim halimize bak.

Şehirde en son ne oldu 

◊ Perşembe gecesi Lucca çok hareketliydi. Çünkü Cem Mirap’ın eşi Okşan Bozkır Mirap’ın Meksika konseptli doğum günü partisi vardı. Lucca, yılbaşından sonra en hareketli dakikalarını yaşadı denilebilir.
◊ Arnavutköy’de bir mekan daha açıldı. Adı Roffa.
Canlı müzik performanslarının da yer alacağı (mesela bu gece var) Roffa diğer Arnavutköy mekanlarının arasından sıyrılabilecek mi, merak konusu...
◊ Akmerkez’deki Vakko Patisserie Petit Four özellikle kadınların buluşma noktası haline geldi. Hafta içi gittim gördüm. İki Fransız şef (Anthony Baudet ve Ghislain Gaille) tarafından hazırlanan pastalar ve sandviçler tam da Paris’teki gibi.
Sunum ultra Parizyen, tat enfes.
◊ Çarşamba gecesi Avrupa Yakası’nda birçok mekan sinek avlarken Anadolu Yakası’ndaki şık bir mekan bayağı doluydu: Brasserie Noir.
Bağdat Caddesi’ne çok yakın mesafede konuşlanmış mekana girdiğimde doğrusu kalabalığa inanamadım...
Brasserie Noir’ın menüsünde kırmızı et başrolde. Sakatat çeşitleri de var, kuzu karski ve dana külbastı da...
Kısacası etseverlerin bayram edebileceği bir mekan.
Mekanın esas sürprizi ise bir barın arkasına gizlenmiş olan küçük mekanı.
Gizli Kalsın’ı anımsatan küçük mekanın bir adı yokmuş ve daha çok müdavimler isterse açıyorlarmış orayı. Aslında sürekli açsalar burası tam anlamıyla Anadolu Yakası’nın
Gizli Kalsın’ı olur ve alır başını gider. Benden söylemesi/motive etmesi...

Geçen haftanın popüler 3 canlı müzik mekanı

La Boucherie, Gizli Kalsın, Hazine.
Popüler 3 restoranı
Zuma, Brasserie Noir, akşam servisine de başlayan Aman da Bravo.
Popüler 3 barı
Must, Lucca, Fenix.
Popüler 3 kafesi
Set Up, Monochrome, Petra Roasting.