Bu sorular bitmez

Hepimiz bu soruyla büyüdük: “Ne zaman?”

Haberin Devamı


Okul bitti, “Ne zaman işe giriyorsun?” sorusuyla karşılaştık.
İşe girip çalışmaya başladık, “Ne zaman evleniyorsun?” denildi.
Evlenip barklandık, “Çocuk ne zaman?” diye sordu meraklı gözler.
Çocuğumuz oldu, bu kez sorulan şu oldu:
“Çocuğuna bir kardeş olsa iyi olur, o ne zaman?”
Aslında “Ne zaman?” sorusunu soranların çoğu da iyi niyetlidir.
Senin için en iyisini istediklerinden ya da en iyisinin bu olduğunu düşündüklerinden dolayı.
Haliyle bu sorular bitmez, örneklerini çoğaltabiliriz.
Ne yazık ki bu soruları yöneltenler o anınla ilgilenmez, hep bir sonraki anını merak eder, yetmedi tarih ister.
“Yahu dur” dersin, “Daha şu anın tadını çıkarıyorum...”
Ya da o anda bir sıkıntın vardır, dertlisindir.
Hayır, olmaz, illa bu sorulardan biri gelir.
Kimse de “Ne zaman dünyayı gezmeye çıkıyorsun? Ev-iş arasında git gel sıkılmadın mı” diye sormaz.
Sorular hep mal/mülk, evlilik/çoluk çocuk üzerinedir...
Burak Gacemer ile evli olan Brezilyalı model Larissa Gacemer de “Çocuk ne zaman? Neden yapmıyorsun?” sorusundan ve gelen kötü yorumlardan öyle bunalmış ki, Instagram hesabından açıklama yapmak zorunda kalmış.
Öyle dokunaklı bir açıklama ki, insan bu soruyu soran ya da kötü yorum yapanlar adına yerin dibine giriyor.
Şöyle diyor Larissa:
“Güzel insanlar.
Doğuştan bir problemim var.
Çocuk yapamıyorum. Burak beni böyle kabul etti.
Ben de kendimi böyle kabul ettim.
Allah beni böyle yaratmış. Kötü yorum yazmayın artık. İnsanlar ne yaşıyor bilemezsiniz.”
Larissa öyle ince bir noktaya değinmiş ki konuşmasında:
“İnsanlar ne yaşıyor bilemezsiniz.”
Peki uslanır mıyız, yine bu tür soruları ısrarla sormaya devama eder miyiz?
Maalesef evet.
Bir hayat acelemiz var çünkü. Her şey bir an önce yapılmalı, başarılmalı.
Yaşamaktan anlaşılan çoğu zaman bu.
Gün gelecek insanlar -sırf sıkıntıdan- birbirine şu soruyu da soracak diye ürküyorum: “Ee, ne zaman ölüyorsun?”

Haberin Devamı

Eleştirsin ama...

Hande Ataizi, Kenan İmirzalıoğlu’nu yetenekli bulmadığını söylemiş.
“Sokaktan geçen bir adamı al, daha doğal ve daha iyi oynar” diye ekleyerek...
Kimse kimsenin oyunculuğunu beğenmek zorunda değil.
Ataizi başka oyuncuları da eleştirebilir.
Ama keşke Hande bu eleştirilerinin yanında daha çok projede yer alsa, üretse.
En son 2 yıl önce “Hilal, Feza ve Diğer Gezegenler”de rol almıştı.

Haberin Devamı

UNESCO’nun örnek projeleri arasına girdi

Sen Güvende Kal, salgın döneminde yakından takip ettiğim sosyal dayanışma gruplarından biri.
Aralarında ünlü şef ve aşçıların da olduğu grup, 65 yaş üstü ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek hizmeti sunuyor.
Sen Güvende Kal’ın bu çalışması UNESCO’nun örnek projeler listesine de girdi.
UNESCO’nun açıklamasında şöyle deniliyor:
“Türkiye’de Covid-19 sürecinin başlamasından bu yana ‘kimseyi arkada bırakmayacak’ önlemler almayı hedefleyen projenin hedef kitlesini evde yalnız yaşayan ve ihtiyaç sahibi yaşlı vatandaşlar oluşturdu.
Korona ile mücadele sürecinde evde kalan yurttaşların ihtiyaçları bu şekilde giderildi.
Beslenme uzmanı
Dilara Koçak tarafından hazırlanan gerekli tüm
besin ihtiyacını karşılayan menüler Belediye’nin mutfağında ünlü şef ve aşçılar tarafından pişirildi.”

Yazarın Tüm Yazıları