Bu magazin leblebisi bize neler öğretti?

Biraz eğlenelim, ki buna hakkımız var, dört bir yanı gündem bulutlarıyla kaplı ha yağdı ha yağacak tadında günleri, saatleri geçirenler olarak...

Haberin Devamı


İlk eğlenceli magazin leblebisine buyurunuz:
İrem Derici ve onunla ilişkisinin süresini tam hatırlamayan Lider Şahin...
İrem Derici malum, kullanması pek sevilen o içi boşaltılmış “dobra” kelimesinin hakkını verenlerden.
Bir dönem, çok değil 2014’te filan, gelinle damadın düğünlerdeki açılış dansı şarkısıyla (“Kalbimin Tek Sahibine”) çılgınlar gibi dinlenmiş, tık rekorları kırmış, ama acı itiraf: Ülke çapında iç baygınlıklarına da yol açmıştı.
Sonradan üzerine biçilen bu “romantik prenses” elbisesini yırtıp attı, kendini giydi üzerine Derici.
Gerçi son videosundaki kafası karışık, ekleme saçlarını savurup durduğu styling’e bakınca bu değişim iyi mi oldu kötü mü oldu; tartışılır tabii...
Neyse, işte o dönemlerdeydi galiba Derici’nin Lider Şahin’le yaşadığı o aşk ya da:
İçinden “horoz ve tavuk” söylemlerinin geçtiği “benim paşa oğlum” polemiklerine maruz bırakılmış ilişki veyahut savrulma hali...
Lider Şahin, Seren Serengiller kategorisinden.
Yani esasen anne ya da babası ünlü diye tanınmış olanlardan.
Bunda fena bir durum yok. Ama en azından Seren Serengil, istikrarlı Gülben Ergen nefretiyle olsun, Tayni’siyle olsun, annesiyle olan gelgitli ilişkisiyle olsun, ayrıca assolistliği ve üzerimize hunharca serpilmiş onlarca yüzlerce TV programıyla olsun, kendini yeniden yeniden yaratmaya doyamamış bir “Özgüvenim Yusufeli Barajı’nı deler” tadındaki başarı hikâyesi.
Neden hâlâ bir Marka Konferansı’nda çıkıp “Bu markayı yaratırken az kostüm parası harcamadım” başlıklı bir konuşma yaptırmazlar kendisine, anlaşılır gibi değil...
Şimdi doğruya doğru, köşegene köşegen:
Lider Şahin bir Seren Serengil değil, tribünlerce tanınmasını İrem Derici’yle yaşadığı aşkın faizine borçlu.
Nitekim kendisini yakan da İrem Derici’yle ilişkisine dair söylediği şu sözler oldu:
“İlişkimiz 1 sene kadar sürdü diye hatırlıyorum. Güzel zamanlarımız oldu.”
Hani iyi bir şey söylemeye çalışırken bir anda pek de iyi olmayan, içindeki esas niyetin sözleri dökülüverir ağzından.
Bu da o hesap kitap.
Bu yüzdendir ki İrem Derici’nin bu sözlere
karşılık yazdıkları “İşte bu, gol!”, “Kapak gibi yanıt” başlıklarıyla müjdelendi:
“O zor hatırladığın ilişki sayesinde veriyorsun o röportajı da, hadi neyse.”
Bu rakılık magazin leblebisi bize neyi öğretiyor, ana fikir olarak maddelemek isterim:
◊ Kapak gibi yanıtlar için İrem Derici’ye başvurmalı.
◊ İlişki süresine, evlilik tarihine, beraber dinlenen o ilk romantik şarkıya dair erkek tarafının kafası bulanıksa mutlaka susmalı. Yoksa kadınlar affetmez!
◊ Seren Serengil, Lider Şahin’e “Nasıl Olunur” seminerleri vermeli.

Haberin Devamı

Hangisi daha samimi?

Haberin Devamı

İkinci magazin leblebisi Halit Ergenç’in, Ozan Güven’in olayına dair ağzından kaçırdığı o cümle: “Mutlaka orada bir şey olmuştur.”
Sonradan özür diledi Ergenç, gönülleri almaya çalıştı en Sultan Süleyman haliyle ama şair Salih Ecer’den alıntılarsak artık nafile: “Söz ağızdan çıktı bir kere. Şeytan da senden yana, melek de...”
Bana sorarsanız (ki sormasanız da söyleyeceğim) bu esas duygunun dilden savrulması hali çok daha samimi.
Tamam özür cümleleri de bir şekilde samimiydi.
Ama o ilk cümle üzerinde çok düşünülmeden ortaya çıkıverdiği için esas samimiyet ödülü ona.
Ki her daim hatırlanacak olan da o maalesef.
Ergenç de sanırım bunun farkında.

Yazarın Tüm Yazıları