Bu hafta şehrin kalbi orada

Çünkü Contemporary İstanbul (CI) orada düzenlenecek.
Sanat meraklıları, ünlü koleksiyonerler, şehrin çok gezen tozan kesimi ve kanaat önderleri günler boyunca orada olacak.
Dolayısıyla Tersane İstanbul’a yakından bir göz atma zamanı.
Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından yapılan Tersane İstanbul’la ilgili Murat Tabanlıoğlu ile konuştuğumda bana ilk söylediği şuydu:
“Sahaya her gidiş gelişimde yeni bir şey öğrendiğim, sürekli geliştirdiğim bir proje oldu.
Benim için de yeni bir deneyimdi. Sıradan bir yer değil burası. Hepimizin severek kullanacağı yeni bir mahalle oluşuyor.”

PROJEYİ TEKRAR TEKRAR ÇİZDİK

Tabanlıoğlu’nun “sürekli geliştirdiğim” demesi boşuna değil.
Çünkü projeyi yaparken tersane alanında Bizans’tan Osmanlı’ya ve erken Cumhuriyet döneminden yakın geçmişe kadar farklı zamanlara ait pek çok iz, bina ve eklenti bulunmuş.
Bu nedenle Tabanlıoğlu, projeyi bu kalıntılara göre göre sürekli güncellemiş:
“Planladığımız bir şey değildi ama bu süreç II. Dünya Savaşı’nda bombalanıp kısmen zarar görmüş Berlin’deki Neues Museum’a çok benziyor.
Mimar David Chipperfield, Berlin’deki eski müze binasını modernize eder ama bir röportajında, uygulamanın her aşamasında karşılaştıkları mimari durumların projeyi nasıl değiştirdiğinden bahseder. Tersane İstanbul’da biz de aynısını yaşadık.
Projeyi çizdik ama uygulamada tarihin izleriyle karşılaşmaya devam ettikçe tekrar tekrar çizdik.”

SON HALKA: RIXOS TERSANE

Peki, Tersane İstanbul’un içinde neler var?
Projede konut, alışveriş ve yeme-içme alanlarının yanı sıra Rixos Tersane Oteli de yer alıyor. Tabanlıoğlu; Boğaz’da Mandarin Oriental, Six Senses, Kempinski, Four Seasons ile başlayan ve son olarak Galataport’ta açılacak Peninsula ile devam edecek prestijli otel zincirlerine Haliç’teki Rixos Tersane’nin son halka olacağını belirtiyor.
Otelin tek bir bina yerine birbirinden farklı bölümlerden oluşacağını anlatıyor. Tabii bir de Tersane İstanbul’da Koç Vakfı’nın yaptırmakta olduğu Sadberk Hanım Müzesi var.
Onun tasarımını Arter’de de imzası bulunan Nicholas Grimshaw’un mimarlık ofisi yapıyor.

BERLİN’İ ANDIRIYOR

Murat Tabanlıoğlu’na projenin görsellerinden edindiğim izlenimi aktarıyorum, “Berlin’i andırıyor” diye. Şöyle diyor:
“Haliç, coğrafi niteliği ile Avrupa’daki kentlerin nehir özellikleriyle benziyor gibi görünebilir.
Benzerliğin bir diğer sebebi ise endüstriyel miras alanı olması. Dünyanın birçok gelişmiş şehrinde eski endüstriyel yapılar birer kültürel miras alanı olarak kabul ve değer görüyor. Tersane İstanbul da bunun iyi örneklerinden biri olacak.
Ama Berlin’in burayla paralel kısmı bana göre müzeleri. Berlin’in turist kapasitesinin önemli gerekçelerinden biri müzeler bölgesi. Tersane İstanbul’un da ileride bir kültür sanat merkezi olma potansiyeli Berlin’i çağrıştırıyor.
İlk adımı da Contemporary İstanbul ile atıyoruz.”

CI notları

◊ Hafta içi Contemporary İstanbul (CI) için Tersane İstanbul’a gittiğimizde bizi ilk karşılayan sergi “The Yard” isimli açık alandaki heykel sergisi olacak. Bu sergide 30 sanatçı ve 38 eser var.
◊ CI’ın en havalı yemeği pazartesi gecesi. Accor Group’la beraber düzenlenen yemek Tersane İstanbul içinde.
◊ Salı gecesi Lucca’da Pilevneli ve König Galeri’nin ortak partisi ve tek gecelik Esra Gülmen sergisi var.
◊ Çarşamba akşamüstü Akbank Caz Festivali kapsamındaki konserlerinden biri de CI alanında gerçekleşecek. Aynı akşam, Selman Bilal’in geçen yıllarda olduğu gibi evindeki koleksiyonu sanatseverlere açtığı resepsiyon var.
◊ Olmazsa olmaz bir CI klasiği: Sahir Erozan’ın evindeki parti elbette var. Perşembe gecesi.