Paylaş
Hafta sonu fırsat oldu ve küçük bir tur yaptım.
İşte Bodrum barlarında olup bitenler:
- KÜBA: Ya erken gittiğimden (00.30) ya da o gece mekan henüz havasını bulamadığından, Küba biraz sıkıcıydı. İçeride fazla kalamadım. Bir de o saatte hâlâ yemek yemekte olan koca bir masa görmek içimi baydı/yavaşlattı...
- BARBEAST: İlk kez gittim ve sevdim. Küba gibi caddeye bakmıyor, bir arka bahçeye konuşlanmış. Gizli saklı yani.
Yeri gelmişken: Arka bahçedeki mekanları severim, neden acaba? Barbeast’te o akşam şu günlerde bir hayli popüler olan Danna Leese vardı. DJ’in çaldığı şarkıları canlı canlı söylüyor Leese.
Şöyle bir etrafa baktım; gerçekten insanları coşturuyor, haraketlendiriyor.
Bu arada Barbeast’in en güzel yanı, votka tonikteki votka miktarını cimrilik yapmayıp bol bol koymaları. Takdir ettim bu cömertliklerini...
- MANDALİN: Hayli büyük bir yerdi ve kalabalıktı. Normalde burada canlı müzik olayı meşhurmuş. Soul Stuff gibi rock/blues grupları çıkıyormuş. Benim gitiiğim gece sadece DJ müziği vardı.
Sak Noel’in meşhur “Loca People”ı çalıyordu:
All day all night, what the fuck diye diye...
- ORA: Mini turumun son durağıydı. Beyoğlu’ndaki bir rock bara, Hayal Kahvesi’ne filan gitmiş gibi oldum Ora’ya gelince. Ambiyansı, sahnesi hafiften öyleydi...
O gece sahnede Bate Bahadır Aksoy vardı.
Sabırsız ve saygısız
Uçak körüğe yanaşmış.
Ön tarafta oturan yolcular yavaş yavaş çıkmaya başlamış.
Arka tarafta oturan bizler de sıramızı bekliyoruz.
O sırada bizim taraftaki sabırsız yolculardan biri hostese bağırıyor:
“Arka kapıyı da açsanıza kardeşim!”
Hostes sakin sakin anlatıyor:
“Açamayız çünkü körüğe yanaştık beyefendi, hani körük var ya, tünel gibi olan...”
Ama yok, sabırsız yolcuyu ikna etmek mümkün değil.
İlla arka kapı açılsın istiyor, bir an önce oradan inmek istiyor.
Bir yandan da bağırıp çağırarak herkesin huzurunu bozuyor.
Üstelik isteği de son derece mantıksız.
Hep böyleyiz ama: Sabırsız, saygısız ve hoyrat...
Beklemeye tahammülümüz yok.
Hele hele kuyrukta filan olmak azap verici bizim için.
Gel gör ki bu gereksiz yere bağırıp çağıran her daim öfkeli insanlar da giderek çoğalıyor.
Bayramlık notlar
- Cehennem Melekleri filmindeki tüm aktörler:
Keşke hiç geri dönmeselerdi...
- Ali Poyrazoğlu’nun Hürriyet Cumartesi’de yayınlanan Müşfik Kenter yazısı:
Çok güzeldi. Kaleminize sağlık Ali Poyrazoğlu!
- Emir’in yeni yolu ve yeni imajı:
Feriha’sız yol yol değil be Emir. Üstelik Kıvanç Tatlıtuğ’a özenip romantik prensten bir anda kısa saçlı sert adam hallerine keskin geçişler yapmak da hayli riskli...
- Sinem Yıldırım’ın Seren Serengil’e yönelik, “Başkalarında kusur aramayız, çünkü herkesin doğrusu kendi doğrusudur. Kimseyi değiştiremeyiz. Biz, bizi seveni de severiz, bizi sevmeyeni de severiz” diye sürüp gitmekte olan huzurlu demeci:
“Vay be!” oldum, bu huzurun aynısından edinmek lazım diyorum...
Paylaş