Paylaş
New York sosyetesine kendini 60 milyon dolarlık bir mirasın varisi olarak tanıtan Anna Delvey’nin hikâyesine benzer bir çizgide Ayşe Özkiraz’ın yalanlar dizisi.
Sahte diploma, kendine çelenk göndermeler, sevgili sayesinde ortaya çıkan yalanlar ve daha neler neler...
Özkiraz’ın bu süreçteki motivasyonu -kendi ifadesine göre- tamamen aile korkusu:
“Tıp fakültesini kazanamadığım için ailemden korkarak yalan söyledim, sonra bir sarmalın içine girip çıkamadım.”
Yaptıkları şeyler farklı olsa da Anna ile Ayşe’nin yalanlarının ortak motivasyonu ise belli:
Kendilerini kanıtlamak uğruna her şeyi yapmak.
Her şeyden kastım: Yeni bir gerçeklik yaratmak, kendini olduğundan farklı göstermek.
Özellikle bizim eğlence sektöründe bu çok yaygındır.
Herkes kendini havalı bir versiyonuyla ‘satmaya’ çalışır karşı tarafa.
Sağlık sektöründe böyle bir şeyin olabileceğini insan aklına hiç getirmiyor.
Umarım Anna Delvey gibi Ayşe Özkiraz’ın da bir süre sonra hayranları oluşmaz.
“Gaslighting”e uyan o ilişki
Sözlük yayıncısı Merriam-Webster yılın kelimesi olarak “gaslighting”i seçti.
Anlamı özetle şu: Birine çaktırmadan kötü davranmak ya da aşağılamak.
Bu psikolojik manipülasyon sayesinde o kişi üzerinde kontrol kurmak.
Dahası, bir süre sonra kişinin bu manipülasyon sonrası kendi düşüncelerinden, gerçeklik algısından, hatta anılarının doğruluğundan şüphe duymaya başlaması...
Ürkütücü bir şey yani.
Merriam-Webster, sahte haber ve komplo teorileri çağında manipülasyon odaklı bu kelimenin çok fazla ön plana çıktığını vurgulamış.
Bu kelime ilişkilerin seyrinde de çok sık kullanılıyor.
Geçmişten çarpıcı bir ünlü ilişkisi örneği:
Ahmet Kural, Sıla ile olan davası sırasında mahkeme çıkışı şöyle bir açıklama yapmıştı: “Sıla Hanım hem fiziksel hem de psikolojik şiddeti sever. Hem kadınlara hem de erkeklere psikolojik şiddeti sever.”
Bu cümle hem karşı tarafı yaralayıp aşağılamak hem de onu manipüle etmeye yönelikti.
“Gaslighting”in zalim bir versiyonuydu.
Paylaş