Paylaş
O tadın matematiği az çok şudur: Sırlar, büyük masalar, dostluklar, kavuşan/kavuşamayan aşklar, azıcık komedi azıcık hüzün... Çoğu İtalya’da, çoğunluğu İtalyan karakterlerden oluşan Özpetek filmlerinin yüzde yüz yerlisini izledim önceki gece:
“Biz Böyleyiz”.
Film kesinlikle Özpetekvari olmuş, peki ya başka?
Aklımda kalanlar şöyle:
FİLMİN 1 NUMARASI
◊ Boran Kuzum açık ara filmin 1 numarası!
Bilgisayar başından kalkmayan, her şeyi çat çat söyleyen, gıcık görünümlü Emrah’ı nefis oynamış.
En çok ona güldüm.
◊ Hümeyra elbette filmin ana kraliçesi. Her şey onun etrafında dönüyor. Ama keşke ona daha bilge diyaloglar yazılsaymış, arada öyle şeyler bekliyorsun onun karakterinden.
DOĞAL HALLER
◊ Berrak Tüzünataç, Engin Öztürk, Özge Özpirinçci ve Şebnem Bozoklu gerçek hayatta kanka olmanın verdiği rahatlıkla oynuyorlar filmde. Beraber tatil yaparken film çekmişler gibi doğal bir halleri var. Engin ve Berrak’ın araba ve tuvalet sahnelerine dikkat!
O SIR OLMAMIŞ
◊ Özpetekvari filmin en olmayanı da o zoraki sır.
En baştan inanmıyorsun bir kere. İnansan da klişe buluyorsun.
Çünkü başka filmlerde o sır çok kullanıldı.
GEÇERKEN UĞRAMIŞ GİBİ
◊ Filmin en “geçerken uğradım”ı Özge Özpirinçci olmuş.
Aslında son derece ilginç bir karakteri oynuyor. Ama ona bir yan hikaye yazılmamış. Film boyunca sadece yoga yapıyor, toparlayıcı abla rolünü üstleniyor; o kadar...
◊ “Biz Böyleyiz” aynı zamanda yeni nesil Beyaz Türkler’in yaşam tarzlarını da ucundan özetliyor.
◊ Her şey bir yana güzel bir yaz filmi “Biz Böyleyiz”.
İnsanın bir an önce yazlık yerlere ışınlanası geliyor filmi izlerken...
Koca galada vestiyer neden olmaz?
“Biz Böyleyiz” filmi için Uniq Hall’de gala yaptılar.
Dışarısı yağmur fırtına kıyamet; öyle bir gecedeydi gala. İçerisi de tıklım tıkış. Ama salona girişte bir baktım ki, vestiyer çalışmıyor.
O gece kapalıymış.
Haliyle herkes paltosuyla, şemsiyesiyle oturdu koltuklara.
Berbat bir görüntüydü ve aynı zamanda yorucu.
Paltosuyla oturup terden kokan önümdeki seyirciyi hiç saymıyorum bile.
Neyse ki film aktı gitti de, unuttum kendisini...
Sürpriz bir şarkıcı daha
Kulüp ya da özel partilerde arada bir DJ’lik de yapan Tuba Ünsal single çıkarmaya hazırlanıyor. Deep house türündeki İngilizce şarkısını DJ’lik yaptığı yerlerde söylemek isteyen Ünsal, bana kalırsa bir süre sonra canlı performans olayına da girebilir.
Saçsız sakalsız Can Yaman’ı görünce...
◊ Saç sakal bir adamı bu kadar mı değiştirir dedim.
◊ Bu son haliyle Can Yaman’ı yolda görsem tanımam diye söylendim.
◊ Beni bırak, İspanya ve İtalya’daki hayranları da zor tanır, yanından geçer giderler diye acayip içlendim.
◊ Bu versiyonuyla Can Yaman, Matrix’teki Neo’nun gerçek dünyada yeniden doğduğu o haline benzemiş diye düşündüm...
Yine Mesih... Ama bu kez ipucu içeren yazı
◊ Messiah” polemik yaratmaya devam ediyor.
Dizi hakkında Newsweek’te okuduğum bir yorum özetle
diyor ki:
“Aslında Mesih zannedilen kişi antichrist yani Deccal. Esas Mesih ise Jibril’in kendisi. İkinci sezonda bu ortaya çıkacak.”
Bu işin bir kısmı.
Asıl büyük resim ise dizinin baş karakteri aracılığıyla tüm dinlerin inananlarına şu mesajın verilmesi: “Yeni bir devir başlıyor ve beraber yürümeye mecburuz.”
Öte yandan dizinin ikinci sezonunun olmayacağına dair söylentiler var.
Gelen tepkilerden dolayı.
İkinci sezon tarihine dair Netflix de bir açıklama yapmış değil.
Bana kalırsa “İkinci sezon olmayacak” söylentisi bir pazarlama taktiği.
Böylece daha çok polemik yaratılıyor.
Paylaş