Bir Tünel ve Tepebaşı gezintisi

Eski Beyoğlu geri döner mi bilmem ama Beyoğlu’nda, özellikle Tepebaşı-Tünel civarında turist yoğunluğu ve çeşitliliği artmış durumda.

Haberin Devamı

Bunu da hafta sonu o civarda gittiğim mekanlara dayanarak söylüyorum.
İlk durağım, Soho House’du.
Kulübün özellikle teras kısmı popülerdi.
Herkes orada toplanmıştı.
Bu arada Soho House altıncı yaşına girmiş geçtiğimiz günlerde.
Oysa daha dün gibi; Jamie Dornan’lı, Eddie Redmayne’lı açılış gününün tantanası, süksesi.
Soho House onca krize, bölgenin geçirdiği onca değişime rağmen ayakta ya, gerçekten bravo.
Bir de düne kadar kurak olan binalarının önünü nefis bir botanik parkına dönüştürdüler, ona ayrıca bravo.
Soho House sonrası durağım hemen iki adım ötedeki Firuze ve üstündeki Monkey oldu.
Modern meyhane Firuze’de de turistler vardı, Monkey’de de...
Monkey’nin kokteyllerine ve tam da gün batımında çalan müziklerine hastayım.
Ama gün batımı keyfi yarım kalıyor tabii, tam kapanma anına denk geldiği için...

Haberin Devamı

Konserler
geri mi geliyor
Barselona’daki bir spor salonunda 5 bin kişinin katıldığı bir konser düzenlendi.
Görüntüler göz yaşartıcıydı.
Herkes maskeli izlemiş konseri.
Salona girmeden önce tüm katılımcılara Covid-19 hızlı tanı testi yapılmış.
Pozitif çıkanlar içeri alınmamış.
Sonuçta ortaya çıkan görüntü muazzam:
Konseri izleyen 5 bin kişinin muhteşem coşkusu.
Meğer bu aynı zamanda bir testmiş.
Pilot proje yani.
Önlemlere rağmen katılımcılar arasında Covid-19’a yakalanan olacak mı olmayacak mı, görmek için...
Her şeye rağmen bunun yapılması bile ilerisi için umut verici.
Özellikle de müzik sektörü için.

‘Sapyoseksüel’e dikkat çeken sergi
Adını “Love Over Entropy” isimli elektronik müzik şarkısından alıyor.
Aynı zamanda bir sistemdeki düzensizlik olarak tanımlanan ‘entropi’ kelimesine vurgu yapıyor.
“Evrende var olan her şey bir gün yok olmaya mahkumdur” önermesinden yola çıkıyor.
Anna Laudel Galeri’de açılan karma sergi “Love Over Entropy”den bahsediyorum.
Küratörlüğünü Ayça Okay’ın, koordinatörlüğünü Lal Batman’ın üstlendiği sergide farklı teknik ve materyallerle üretim yapan 19 sanatçı var.
Sergi şu konularda zihin egzersizi yapmamızı istiyor:
Malum, gün geçtikçe “akıllı hayat” sahibi bireyler haline geliyor, daha doğrusu ‘getiriliyoruz’. Akıllı iletişim araçları, evler ve hatta şehirlerin beraberinde, ilişkilerimizin iklimi de değişiyor.
Aklı merkeze aldığımız, ona hayranlık duyduğumuz bir model ortaya çıkıyor.
İşte “Love Over Entropy”; aklın yarattığı hazza gönderme yaparak kişinin zekasına, entelektüel oluşuna çekim duyması anlamına gelen sapyoseksüellik kavramına dikkat çekmek istiyor.
29 Nisan’a kadar gidip görün derim.

Yazarın Tüm Yazıları