Bir defile, bir ev partisi, bir kahkaha ve vale fiyatı

İstanbul’daki müthiş sosyal yaşam hareketliliğini anlatmaya devam... Bugün cepte bir defile, bir ev partisi, bir coşkulu kahkaha, bir vale ekonomisi var.

Haberin Devamı

◊ ‘TRUNK ŞOV’DAN EKSİK KALMADIM
Şehir bu hafta sadece sanat odaklı değildi elbet.
Arada başka etkinlikler de vardı.
Mesela Vakko’nun sonbahar-kış koleksiyonunu tanıttığı ‘trunk show’, yani özel davetliler için Nişantaşı mağazasında gerçekleştirdiği mini defile.
Koleksiyonun
modaya dair detaylarını işin uzmanlarına bırakayım; benim ilgimi çeken esas detay koleksiyondaki bazı parçaların geri dönüşümlü ya da ileri dönüşümlü olmasıydı.
Bu kavramların havalı birer kavram olmaktan çıkıp uygulamaya dönüşmesi sevindirici.
◊ HALİÇ’TEN İSTİNYE 500 LİRA!
Contemporary İstanbul çıkışı tanık olduğum bir olay:
Alkollü olduğu için arabasını kullanmak istemeyen biri, otoparktaki valelere “Arabamı siz kullansanız, kaça götürürsünüz?” diye sordu.
Vale, Tersane İstanbul’dan İstinye’ye kadar 500 lira istedi.
Yurtiçi uçak bileti gibi!
Meğer son zamanlarda böyle bir ekonomi oluşmuş şehirde. Çılgınca.
◊ “HERKESLE ARKADAŞ OLUYORUZ”
Retro bana işlemedi, bu hafta her an her yerde taksi bulabildim.
Tek sorunum -herkesin olduğu üzere- trafik, trafik, trafik.
Bir taksi şoförü hayli uzun süren seyrimiz esansında şöyle diyordu: “Abi araca binen herkesle bir süre sonra arkadaş oluyoruz.
Çünkü en kısa mesafe bile 1 saat sürüyor.”
◊ YENİ TREND: KUCAKLAŞMA
Saba Tümer kahkahasının İskandinav versiyonu diye bir şey varmış hayatta.
O versiyonun adı, Lisbeth Larsen.
Jotun Global’in renk uzmanı olan
Larsen, çarşamba
günü markanın yeni renkleri üzerine Tabanlıoğlu Galeri’de bir konuşma yaptı ve her cümlenin başında koca bir kahkaha patlattı.
Lisbeth’in konuşmasından anladığım ise şu:
Trend uzmanları
ya da markaların stratejicileri önümüzdeki dönemde en çok “kucaklaşma” temasını kullanacak.
Pandemi döneminde insanlar birbirine hasret kaldı ya, şimdi de pandemiden sıkılan kitlelere yeniden kucaklaşma mesajı verilecek.
Bakınız, bu trend trenini önceden sezmişim:
1 haftadır tüm etkinliklerde epey bir kucaklaştım insanlarla.
Ve bu da hayli fazla geldi. Pandemideki yalnızlığımı özledim.
◊ BU KEZ GERÇEKTEN BİTMİŞ
Maça Kızı’nın yaratıcısı Sahir Erozan’ın Contemporary İstanbul haftasında gerçekleştirdiği geleneksel bir partisi vardır.
Sahir geleneği bozmadı, bu
perşembe gecesi
de her köşesi sanat eserleriyle dolu Kuzguncuk’taki evinde yine parti yaptı.
Bu kez davetlilerden girişte aşı kartı istendi.
Çift doz aşılı olmayan partiye giremedi.
Partide gördüğüm İbrahim Kutluay’la bir ara konuştuk.
Ben inanmıyordum Edwina Sponza ile ayrıldıklarına.
Çünkü kaç kez ayrılıp barıştıklarına tanık olmuştum.
O nedenle “Gerçekten ayrıldınız mı?” diye sordum İbrahim’e.
Evet, bu kez bitmiş.

Yazarın Tüm Yazıları