Bir başka gezegen: Marmaris gece hayatı

Her yaz bu iki yerin mekanları, plajları konuşuluyor.
Herkes oralarda olmak, görünmek istiyor.
Bu popüler hattın dışında kalan, kendine özgü bir yer daha var: Marmaris.
Marmaris’in gece hayatında bir-iki saatliğine dahi olsa gezinmek başka bir gezegene iniş yapmak gibi.
Neden mi? Anlatayım...

TEDİRGİNLİK VE RAHATLIK KOL KOLA

◊ Marmaris’in gece hayatında aşırı tedirginlikle aşırı rahatlık kol kola geziyor.
Mesela bir kulübe gireceksin. Kapıda en az üç-dört tane birden güvenlik görevlisiyle karşılaşıyorsun.
Hepsinin üzerinde üniforma.
Über ciddi bir ifade.
Pasaport polisi gibiler. Sanırsın az sonra, “Ziyaretinizin sebebi nedir?” diye soracaklar.
O denli bir ciddiyet. Kısacası, daha kulübe girmeden fena halde tedirgin oluyorsun.
Ama kulübe girer girmez o tedirginlik yerini aşırı rahatlığa bırakıyor.
Çünkü herkes gerçek anlamda kafasına göre takılıyor.
Kasılan, birbirini rahatsız eden yok.

SEKSİ KADIN DANSÇILAR

◊ Büyük kulüplerde yabancı kadın dansçılar başrolde.
En seksi kostümleriyle çıkıp dans ediyor, kalabalığı coşturuyorlar.
Ama çoğu zaman bu dansçılara dönüp bakan yok bile.
Artık kanıksanmış.
Oysa İstanbul’daki bir popüler kulüpte bu kadın dansçılar çıksa herkes dönüp dönüp bakmaktan kendini alamazdı.

FLÖRT KOLAY

◊ Rahatlık dedim, evet lafı flörte de getireceğim.
İnsanları gözlemleyince fark ediyorsun; flört etmek, biriyle tanışıp beş dakika sonra karşılıklı dans etmek burada en sıradan şeylerden biri.
Kimse kendini abartmadığından ya da doğal olanın bu olması gerektiğinden...
Üçüncü seçenek: Hepsi!

ASLINDA...

◊ Lazer ışıkları, DJ’lerin kitleleri coşturmaya çalışırken söylediği abartılı cümleler, müzikler arasındaki ultra tuhaf geçişler...
Bir süre sonra hepsine alışıyor ve aslında eğleniyorsun da!

BU KEZ PEK AZ

◊ Malum, İngiliz kızıyla Türk garsonun aşkı bir Marmaris yaz klişesi.
Yıllarca böyle haberler okuduk.
Ama bu kez pek az İngiliz gördüm.
Ya onlar da elini ayağını çekti ya da artık bu tür haberlerin öznesi olmaktan sıkıldılar.

AYRI AYRI GELDİ

◊ Genelde yurtdışı barlarında olur. Mesela cin tonik söylersin. İkisini ayrı ayrı getirirler. Karışımın kıvamını kendin belirlersin. Marmaris’teki Bono adlı mekanda da usul böyleydi.

‘RAF’IN SAHİBİ

◊ Yeri gelmişken Bono adlı mekanı sevdim.
Barlar sokağındaki irili ufaklı onca kulüpten farklı. Daha kaliteli.
Hatta burada son günlerin her yerde çalan gözde hiti Raf’ın etkileyici vokali Jabbar’la, yani Mücahit Turan’la da tanıştım. Meğer Marmaris’te yaşıyormuş.

Müzisyene dayak

Müzisyen Gülşah Erol’un Kadıköy Metrosu’nda başına gelenler akıl alır gibi değil.
Duymayan/okumayan için olayın özeti:
Metrodaki iki güvenlik görevlisi Erol’un elindeki enstrüman ve kutusunu bomba, onu da şüpheli ilan edip bir odaya kapatıyorlar ve sonuç:
Kırık bir çello, Erol’un vücudunun her yerinde darp izleri ve psikolojik travma...
Daha da berbat bir sonuç:
Çellodan korkuyorlar.
Müzisyenden korkuyorlar.
Anlamadıkları her şeyden korkuyorlar...
Gülşah Erol’a büyük geçmiş olsun.