Bir ‘bahadiring’ akşamı rastladım size

Adının önünde iki cilalı sıfat var:New York emlak gurusu ve lord!

Haberin Devamı

Kısa özgeçmişi parlak:
İnşaat sektöründe yer edinmiş ailenin 24 yaşındaki oğlu. Liseyi İsviçre’de okumuş, New York’ta üniversite.
Kariyer deseniz, hayli hızlı: Mesleğe başladığı şirketin sahibi olmuş. İlk işinde 35 milyon dolarlık projeyi satmış. Şu anda ortağı Benjamin’le New York’ta milyon dolarlık gayrimenkulleri yönetiyormuş.
Türk medyasının “gazına” bakılırsa, “ABD’nin genç yeteneği”, “Donald Trump’ın tahtına aday”, “İddialı bir sanat koleksiyoneri”.
Onun adı Emir Bahadır.
Rixos Göcek’te iki gece süren doğum günü partisiyle dikkatleri üstüne çekti.
Önceki gün partiye katılan Gökhan Kimsesizcan da yazdı, “Her şey dahil, ünlüsü eksik kutlama” diye.
Meğer Bahadır’ın becerikli PR ajansı medyaya “Partiye Stefano Gabbana, Elie Saab, Romain Peugeot ve Suudi prensesi katılacak” diye basın bülteni servislemiş.
Ama bahsi geçenlerin hiçbiri partiye teşrif etmemiş.
2000 yılında Aktüel Dergisi’nin sosyetik isimlere yolladığı Tanganika daveti gibi.
Gerçekte var olmayan ülke Tanganika’nın konsolosluğundan gelen davete birçok sosyetik isim inanıp gitmiş, ama karşılarında Tanganika Kralı’nı değil Aktüel fotoğrafçılarını bulmuşlardı!

Bir ‘bahadiring’ akşamı rastladım size

ESAS DERT
Emir Bahadır’ın esas derdi belli ki ne olursa olsun konuşulmak, kendine hızlıca bir yer edinmek, adını/görselini sadece doğum günü pastasına değil; dağlara taşlara ve tabii medyaya yazmak/hatta yazdırtmak...
Doğum günü partisi konsepti olarak da kullandığı “bahadiring”ten zaten bu anlaşılıyor.
Giyimiyle, süsüyle, gösterişiyle, her fotoğrafına eklediği “jetset” hashtag’i ve tekneli/şampanyalı/lüks otomobilli yaşam tarzı coşmasıyla aslında Instagram fenomeni Dan Bilzerian’a özenmiş bir genç zengin gibi duruyor Bahadır.
Onun gibi olmak, takipçilerine nasıl da muhteşem jetlikte bir hayatı olduğunu her fırsatta hatırlatarak ünlü olmak istiyor.
“Bahadiring”i ise ciddi ciddi şöyle anlatıyor Alem’e verdiği alem röplemede:
“Bahadiring akımı New York’taki ilk yılımda ortaya çıkmasına rağmen çok eskiye giden bir konsept.
Her zaman arkadaş gruplarımın içinde seyahat, restoran, moda, sanat, davet, eğlence ve yaşam tarzımla ön planda oldum.
Bu olay concierge şirketimin de kurulmasıyla büyüdü ve şu anda Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerinde kullanılan bir terim haline geldi.”
Ne diyelim, bahadiring akımıyla sonunda biz de tanıştık, akıma/akıntıya kapılıp gitmek serbest elbette.
Bu tarz benim’lerin havada uçuştuğu, Instagram’da iki afili şort bir gömleği üzerine çeken ya da Louis Vuitton bavuluyla kendini görüntülemekten geri kalmayan tüm genç erkeklerin kendini “moda gurusu” ilan ettiği bu “aleming”te bir “bahadiring” olmuş çok mu?
Eğlenerek takipteyiz nitekim...

Haberin Devamı

Enerjisi tavan bir yerli Robbie Williams

Haberin Devamı

İki dakika yerinde durmadı.
Dansçılarıyla -dans edemeyen Türk popçularına inatuyum içinde dans etti.
Enerjisiyle seyircisini çok iyi yönetti.
Orkestrası çok iyi çaldı.
Yıllardır bar programı yapıyor olmanın verdiği rahatlıkla/avantajla sesi bir an bile fire vermedi.
Enerjik ve zıpır hali zaman zaman Robbie Williams’ı anımsatan türdendi.
Bir tek: Kayahan şarkılarını söylemeseydi iyiydi, hiç mi hiç olmadı.
Bahsettiğim şarkıcı Murat Dalkılıç.
Önceki gece Açıkhava’da verdiği konserin büyük bir bölümünü izledim ve aklımda kalan bunlar oldu.

Yazarın Tüm Yazıları