Altın Kelebek’te en çok kimler konuşuldu

- Kuşkusuz gecenin yıldızı açık ara Sarp Apak oldu.

Haberin Devamı

Hem salonda hem salon dışı alemlerde bol bol Apak’ın sunuculuğu tartışıldı.
Evet, partnerleri İrem Sak ve Öner Erkan’a göre Sarp sahnede fazla hareketli, fazla gevezeydi. Tören öncesi bir koli enerji içeceğini hüpletip gelmiş gibiydi, yerinde duramıyordu.
Göksel’e “Seni salmıyoruz” dedi, Sertab Erener’e ise TSM albümü yapmasından dolayı “Her yol var kendisinde” esprisini yaptı.
Törenin sonunda Sarp’a eleştirileri sordum, şunları söyledi:
“Ya tertemiz duygularla yaptım bu işi. Bence iyi bir tecrübe oldu. Zaten beni bilirler; normalde de çok hareketliyim, yerimde duramam. Sahnede doğal halimle olmayı tercih ettim.
Sertab’a o lafı söylerken de yanlış anlaşılacağımı hiç düşünmedim. Herkes farklı bir şekilde anlamış. Ne diyeyim ki?”
- Altın Kelebek gecesinde bir kez daha gördük: Meryem Uzerli’nin kırık Türkçe’si cidden çok sempatik. Ona çok yakışıyor.
Hani bir gün Türkçe’yi kusursuz konuşsa, tüm çekiciliğini kaybeder gibi geliyor bana.
Öyle ki, bazen Uzerli gibi kırık bir Türkçe’yle konuşmak istiyorum. Gördüğünüz gibi böyle acayip arzularım var.
- En iyi kadın haber spikeri ödülünü alan Nazlı Tolga basbayağı havalı bir pop star gibiydi. Herkes kendisine kilitlendi bir ara.
- En iyi yarışma programı ödülünü almasıyla Kenan Işık’lı “Kim Milyoner Olmak İster” adlı yarışmanın hâlâ ve hâlâ (inatla) devam ettiğini öğrenmiş bulundum. Kabul, şuursuzum.
- Havuz başından yayına bağlanan Halil Sezai ‘kafa’sı şahaneydi. Yapımcısına “Bakalım bu kez ne diyecek?” diye takılması da...
- Gupse Özay’ın ödülünü alırken yaptığı uzun konuşma sadece bana değil, herkese aynı şeyi düşündürttü galiba:
Yoksa kendisini mi oynuyor? Çünkü aynı Nurhayat gibi!
- Ve ödül töreninin öncesi... Kırmızı halıdaki partnerim Sibel Arna’yla Kanal D ekibinin bize yönlendirdiği ünlülerle röportaj yaptık.
Bu ünlüler arasında en çok Naz Elmas’ın makyajsızlığı dikkat çekiciydi. Sıfır makyajla gelmişti Naz törene.
Nedenini sorduk, “Böyle doğal görünmeyi daha çok sevdiğini” söyledi Naz Elmas...
Ve Sertab Erener. Ona da, “Bu sarı saçlarından kim suçlu?” diye sorduk. Çünkü Sertab’ın saçları iyice sararmış, bir Norveç sarışınlığı çökmüştü ton ton üzerine.
Unutmadan, Sibel’le kıyafetlerimiz Vakko’dandı. Meraklı gözleri yanıtlamış olalım.

Haberin Devamı

Kıvanç’a tatil yok

Haberin Devamı

Törendeki çoğu dizi oyuncusu, gecenin sonunda Anjelique’e aktı. Kıvanç Tatlıtuğ da onlar arasındaydı. Biraz sohbet ettik Kıvanç’la.
Bu yaz programı hayli yoğunmuş. “Kuzey Güney” sezon finali yapar yapmaz, Yılmaz Erdoğan’ın yöneteceği filmin çekimlerine başlayacakmış.
Çekimler farklı şehirlerde yapılacağı için neredeyse temmuzun tamamında çalışacakmış Tatlıtuğ.
“Bu sene bana tatil yok” diyordu ünlü oyuncu.
Bu arada Azra Akın da bir süre sonra Anjelique’e geldi.
Ve Tatlıtuğ-Akın çifti bir ara herkesin dikkatini çeken hoş bir dans performansı sergilediler.

Burayı İzmirliler okusun

Önce çıkan kısmın özeti: Çeşme Sole Mare’deki bir üniversiteli genç yanıma gelip itiraf etmişti; “İzmirliler fazla dedikodu olur diye bir aradayken rahat eğlenemez” diye.
Ben de, “İzmirli’nin İzmirli’ye dair sosyal fobisi mi var?” diye tespitleyip yazmıştım pazartesi.
Sosyal medyada karşı çıkanlar oldu “İzmirli rahattır, kasmaz” diye. Tam aksi, “Yok o gencin söyledikleri doğru” diyen de çıktı.
Arada derede kaldım.
Tam üstüne İzmirli bir gazeteciden, Berrin Güloğlu’ndan gayet açık sözlü bir mail aldım. Bakınız ne diyor:
“İzmirli İzmirli’den çekiniyor, evet. Bunun nedeni herkes herkesin çocukluğundan itibaren ne yaptığını biliyor. Biraz akrabalık durumu var gibi... Kimse kimseyi sevmez ayrıca, sever gibi görünür.
Birbirinin kuyusunu kazmak için an kollar. Çocuk nasıl bu şartlarda dans etsin ki!..
Bu nedenle İzmir köydür yakıştırmasını biraz haklı biraz haksız buluyorum. Güzelliği ile asla ama ikiyüzlülüğü ile evet köy!
Köylerde de öyle olmaz mı? Tüm köy her şeyi bilir, ama kimse ağzını açıp bir şey diyemez. Çok sıkıcı değil mi?”

Haberin Devamı

Yadırgadım-İKİ

Önceki günkü Kelebek’te Asmalımescit’te yapılan “2. Masa Sandalye Operasyonu” manşetti.
Fotoğraflardaki görüntüler hiç hoş değildi.
Gecenin bir vakti müşterilerin altından masaları alıp götürmeler, kamyona atmalar filan...
Tamam, o muhteşem “sokakta masasız ve de sandalyesiz” yasağını delen olmuş. Ama zabıta bu şekilde şov yapmak zorunda mı?
Herkesi rahatsız etmek iyi bir şey mi?
Bunun daha adamakıllı yolu yok mu?
Mis Sokak’taki herkes/her şey mis gibi de, Asmalımescit’e gelince nedir bu hoyratlık?

Yazarın Tüm Yazıları