Altın Kelebek kulisinden notlar

* Hande Yener ikinci şarkısı “Yasak Aşk”ı söyleyip sahneden indikten hemen sonra kuliste Ajda Pekkan’la karşılaştı.

Haberin Devamı

Yener, vücudu simlerle kaplı olduğu için “Öpmeyeyim Ajda Hanım, çok simliyim” diye gülerek uyardı süperstarı.

O sırada Hande’nin yanına Sinan Akçıl geldi, o da Ajda’yla tokalaşıp merhabalaştı.

İkisi “aranjeler için buluşacaktık” diye sohbet etmeye başlayınca Hande hemen araya girip “Sen çekil aradan” dedi gülerek. Sanırım Ajda’ya yönelik söyledi bunu. Sonra da yanlış anlaşılmaktan çekinip “Şaka yaptım” dedi.

Ve Ajda’yla Hande sohbete devam ettiler.

Bu kez sohbet konuları uzun süredir planlanan ama gerçekleşemeyen bir yemekti. Yemek olayını organize eden üçüncü ismi önce hatırlayamadılar.

Sonra buldular o ismi: Seda Sayan.

* Ajda kulisteyken “Bir şey içsem mi?” diye düşünürken yardımcısı “Kırmızı şarap ister misiniz?” diye sordu. Ajda bunun üzerine, “Yok, beyaz şarap olsun. For my teeth (dişim için)” yanıtını verdi.

Dişleri kırmızı şarapla lekelensin istemiyordu Ajda.

* Kulisteyken bir baktık, yanımızdaki masada Altın Kelebek ödüllerinin zarfları.

Bir yaramazlık yapıp zarflardaki ödüllerden birine farklı bir şey mi yazsak diye düşünmedik değil. Sinan Akçıl’la beraber…

* Emrah’la da tanıştım kuliste. Sakin, huzurlu, mütevazı bir adam… Caz sounduyla türküleri söylediği yeni albüm projesinden bahsetti.

Yurtdışına yönelik hazırlanıyormuş bu proje.

Bu arada Emrah sahnede Ferhat Göçer’le beraber “Götür Beni Gittiğin Yere” şarkısını gerçekten çok güzel söyledi. Twitter’da uzun süre Emrah konuşuldu.
Emrah ve eski şarkıları yakın zamanda yeniden keşfedilir ve trend olursa şaşırmayın….

* Bu son detay ise kulisten değil, kırmızı halıdan: “Eski Yazlar” adlı yeni bir albüm çıkaran Yaşar’la kırmızı halı röportajı yaptık.

Yaşar’a, “Sence bu yazın hit şarkısı hangisi olur?” diye sordum.

İlginç ve tartışılası bir yanıt verdi:

“Sanırım Serdar Ortaç’ın şarkılarından biri olur. Hep aynı melodi ve ritim üzerine kurulu olmasına rağmen seviliyor şarkıları. Sanırım halk pek yenilik istemiyor…

Serdar’la bir derdim yok, ama yaptığı müzikle var”.

O gözlük Woody Allen’a aitti

Star’dan canlı yayınlanan ödül töreni öncesi Ömür Gedik ve ben kırmızı halı röportajları yaptık.

O röportajlar sırasında taktığım ilginç gözlük herkesin merak konusu oldu.

“Nereden bu gözlük, çok orijinal” diye soranları aydınlatıyorum hemen:

O gün giydiğim şahane gri takım elbiseyi tasarlayan ünlü modacı kız kardeşler Ezra&Tuba Çetin’e ait o gözlük.

Ama onların tasarımı değil. Woody Allen’ın satışa çıkardığı koleksiyonundan. Zamanında Paris’ten alınmış ve bir yakını Ezra’ya hediye etmiş.

Nereden nereye yani...

Törene gitmeden evvel Ezra, “Bunu da taksana, çok yakışır” dedi.

Modacımı dinledim ve hemen taktım.

Evet çok iyi oldu gerçekten. Ama gözlük her şeyin önüne mi geçti ne?

NOT: Gözlüklü fotoğraf buraya yetişmedi. Ben de bloga koydum, görün diye. Adresi biliyorsunuz: www.onurbasturk.com

Vayy! ‘Body Worlds’ sergisi geliyor

Vayy diyorum, çünkü bu sergi Türkiye’ye gelemez sanıyordum.

Yanıldığım için mutluyum!

“Body Worlds”ün bir benzerini geçen yıl Dublin’de görmüştüm, onun adı ‘Bodies’di (ikisi de içerik ve fikir olarak aynı).

Peki ne var bu sergilerde? Kabaca şöyle anlatayım; ölmüş insanların bedenleri, yani kadavralar sergileniyor.

Ama nasıl sergileniyor? İçleri açılmış olarak; yani organ organ, damar damar, kas kas, her şeyi görüyorsun.

Otopsi yapılmış ve öylece bırakılmış gibi. Estetik bir otopsi ama. Üzerinde çalışılmış, uğraşılmış ve her bedene özellikle şekil verilmiş.

Mesela bir beden koşma pozisyonunda dondurulmuş, bir başkası voleybol oynarken... Ötekisi orkestra yönetirken!

Bu pozisyonlarda dondurulmuş olmalarının da bir nedeni var.

Kimisi bedendeki kasların şahane organizasyonunu açıklamak için kimisi de iç organların bağlantılarını göstermek için.

Yani her şey insanları eğitmek, bilgilendirmek için!

Bir açıdan doğru. Sergideki kanserli akciğeri gördüğün zaman sigarayı hemen bırakmak istiyorsun. Çünkü görüntü fena!

Gel gör ki serginin gösterişli bir vahşet olduğunu düşünenler de yok değil.

Bizde de tartışma yaratacağı kesin “Body Worlds”ün.

Yaratsın, sorun değil. Yeter ki son dakikada engellenmesin sergi.

Tepkilerden korkulup vazgeçilmesin.

NOT: “Body Worlds” 11 Haziran’dan itibaren Karaköy Antrepo No:3’te...

Yazarın Tüm Yazıları