Paylaş
“Baka baka doyamadım, hem kokladım da” dizesini...
Haliyle sosyal medya coştu; kimisinin bu durum hoşuna gitti kimisi ağır eleştiride bulundu.
“Bana yeniden şarkılar söyleten kadın” dizesi ve “sarhoşluk” kısmı dolayısıyla...
Tüm bu tartışmayı manasız buluyor ve diyordum ki, “Şarkının sahibi Alanson. İstediği yerde istediği gibi yazar. Hatta istediği zaman bunu açıklar da... Kimseye hesap verecek hali yok”.
Ta ki Alanson’un 1998’de katıldığı bir TV programında bu şarkıyı seslendirdiği canlı kayıt ortana çıkana dek.
Meğer Mazhar Alanson bu şarkıyı 20 yıl sonra gidip çok değişmiş bulduğu eski hatıralarındaki Bodrum’a yazmış.
Hatta şarkıda Bodrum da geçiyor, şarkıya asıl ilhamını veren “Hatıralarımın üstüne oteller yapmışlar” dizesi de.
Anlaşılan o ki sonradan şarkının Bodrumlu versiyonunu sevmemiş Alanson.
Çünkü hepimizin dinlediği o malum son versiyonda ne “Hatırlarımın üstüne oteller yapmışlar” dizesi var ne de Bodrum’un adı geçiyor.
Şarkıyı değiştirmiş Alanson. Ki böyle olması da doğal. O ilk versiyon içine sinmemiş olabilir.
Sonuç ne olursa olsun, Alanson şarkıya ilk ilhamı veren, hatta şarkıyı ortaya çıkaran o yeri, yani Bodrum’u çoktan belleğinden silmiş.
Bodrum’a haksızlık etmiş.
Gel gör ki arşiv unutmuyor işte.
Pat diye TV programının kaydının dolaşıma girmesi bunun pek zalim bir kanıtı oldu.
Ne yapsınlar, tokalaşsınlar mı?
Jolly Joker enteresan bir canlı müzik mekanı.
Bir gün önce Cem Adrian, Ezhel çıkıyorsa sahnesinde, ertesi gece Hakan Altun çıkıyor ya da Bülent Ersoy.
Kısaca sahne yelpazesi ultra çeşitlilikte, pazar yeri misali her dinleyiciye/kesime göre bir solist/grup mutlaka var.
Dolayısıyla Cengiz Kurtoğlu’nun da orada sahne alıyor olmasına şaşırmadım.
Sadece şuna şaşırdım:
Cengiz Kurtoğlu’nun iki genç hayranını öpüşürken eliyle sansürleme çabasına.
“Evlenince halledersiniz o işleri” diye (güya) espri yapmasına...
Üstelik sahneye kendisi çağırmış Kurtoğlu. Evlilik teklifi için.
Evlilik teklifinden sonra da hararetle öpüşmüş genç çift.
Bundan daha doğal ve samimi ne olabilir ki?
Hem ne yapsın genç çift, evlilik teklifi sonrası tokalaşsın mı yani?
Tarlanın ortasında
bir pazar yemeği
Organik tarım işi yapan ve internet üzerinden “online çiftçi” olmanıza olanak tanıyan Polonezköy’deki Komşuköy’ü herkes gibi epeydir biliyor, takip ediyordum.
Ama şu yönünü bilmiyordum:
Meğer Komşuköy’deki tarlaların ortasında organik akşam yemeği şansı da varmış.
Tabii önceden rezervasyon yapmak şartıyla.
Çünkü tipik bir restoran gibi her zaman açık değilmiş burası.
Sadece gruplara özel açılıyormuş.
Biz de bir grup arkadaş rezervasyonumuzu yaptık ve kalkıp Polonezköy’e gittik.
Şöyle iştahla söyleyeyim: Uzun süredir geçirdiğim en güzel pazar gecesini geçirdim.
Tarlanın orta yerinde, sobayla ısıtılan İskandinav stili cam kabinde yediğimiz yemeği şef Pınar İshakoğlu yaptı.
Pınar hem bu yemeklerin daimi şefi hem de Komşuköy’ün çözüm ortağıymış.
Hani hep soruyorsunuz ya, “Arkadaşlarımızla doğum günü kutlamak için nereye gidelim?” diye. Valla uzak muzak demezseniz, burayı hararetle öneririm.
Ki malum, bir yeri de hararetle önermem pek.
Üstelik müzik seçimlerini de tamamen size bırakıyorlar. Bu da iyi bir şey yani.
Paylaş