Paylaş
Ama bu sezon gördüğüm o ki, ses konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.
Ortada büyük bir karmaşa var.
Misal: Köy içinde mekanlara saat 01.00’e kadar izin verilmiş.
Sadece bayrama özel bu süre 02.30’a kadar uzatılmış.
Çoğu işletmeci bu süre uzatmasına seviniyordu ama bir yandan endişeliydi, “Bayram sonrası ne olacak göreceğiz” diyerek...
Bir de köyün dışında kalan “after” mekanları var.
Genellikle 02.00’den sonra gidilen ve sabahlanan mekanlar.
Onlara da 03.00’e kadar müzik yapabilirsiniz denilmiş.
Bu hakikaten manasız bir kural olmuş.
Köy içi mekanlarla dışındaki mekanları aynı kefeye koymamak gerekiyor.
O mekanlara insanlar zaten 3’ten sonra gidiyor.
Gittiklerinde müzik bitmiş olacak yani...
Bu muhteşem karmaşa tutumlara da yansıyor haliyle.
Mesela köy içindeki mekanlar polisin tutumundan da şikayet ediyor.
Şu anda en çok konuşulan şey, geçtiğimiz günlerde bir mekana gelen polisin sahnedeki solistin elinden mikrofonu alıp “Müzik bitti” demesi...
Nihayetinde bu işin bir ortası, herkesin yararına olan bir kuralı olması gerekiyor.
Ama bu da sezon açılmadan belirlenmeli.
Sezonun en orta yerinde sürekli aynı tartışmalar yaşanmamalı.
Bayramda neler olup bitti
Ses tartışmasını bir kenara bırakıp Alaçatı’nın bayramlık hafta sonunda neler olup bitti, ona bakalım. Buyurun hızlı bir tura:
◊ PARDON BURASI REZERVASYONLU
Single Fin Yellow gündüz yemeklerini şef Kemal Demirasal’a emanet etmiş. Hatta mekanın ucundaki bir bölüme küçük bir meze mekanı yapılmış.
Oraya da Blue Fin ismi verilmiş.
Tabii ki Single Fin’in müdavimi mekanın gündüzüne değil daha çok bol DJ’li gecesine akın ediyor. Cumartesi gece yarısı ben de öyle yaptım.
Kalabalık arasında dolanırken bir ara arkadaşımla bir noktada durduk.
Yanımızdaki grubun şöyle demesiyle afalladım: “Pardon, burası rezervasyonlu”.
Herkesin ayakta durduğu herhangi bir yer ve karşımdaki şımarık bir şekilde rezervasyon diyor.
“Teşekkürler Türkiye” diye yanıt verdim. Gerçekten tuhafız. Hem de çok...
◊ MADEO’DA SON DURUM
Madeo’nun yeni yerinde plaj birçok bölümden oluşuyor.
Bu haliyle eski yerinden çok daha büyük.
Bir de akşamüstü başlayan DJ performansları için geniş bir alan var.
Biraz Ibiza’daki Ushuaia’yı andırıyor, güzel olmuş...
Madeo’nun kitlesi çok genç. Hatta plaj içinde dolanırken “Üniversite kantinini denizin kenarına koymuşlar gibi” diye düşündüm.
◊ KADİFEDEN ARABASI...
Arabalar, hem de en lüks arabalar... Bayram boyunca plajlarda, mekan önlerinde birbirinden lüks arabalar dizi diziydi.
Ama beni en çok şaşırtan siyah kadifeyle kaplanmış bir araba oldu.
“Neden?” dedim siyah kadifeli arabayı görünce, “Neden?”
◊ KÖYÜN LUCCA’SI
Momo’nun plajı bayrama yetişmemiş ama köy içindeki mekanında ara sıra atıştıran yağmura rağmen iyi bir kitle ve iyi müzik vardı. Köyün Lucca’sı olmuş Momo. Popüler ama kapısı herkese açık değil, seçici.
◊ İTALYAN ETKİSİ
Sakin bir yerde, iyi yemek yemek istiyorum diyenlere Alaçatı’da önereceğim yer Limonaia olur. Floransa’dan gelme iki İtalyan şefin yaptığı yemeklerdeki lezzet pek az yerde var.
Bu lezzetin bir İtalyan aktörü daha var. O da mekanın sahiplerinden Giulio Saetta. Kışları Floransa’da yaşayan Saetta yazlarını Alaçatı’da, eşi Burcu ile beraber mekanla ilgilenerek geçiriyor.
◊ VOLEYBOL OYNADILAR...
Spiaggia Grande adlı plajın hemen arka tarafında bir voleybol sahası var. Orada cumartesi akşamüstü çekişmeli bir maç vardı.
Acun Ilıcalı, Şeyma Subaşı ve Burak Yılmaz gibi isimlerin olduğu bir maçtı bu.
◊ ŞİMDİLİK
Şimdilik notlar bu kadar... Devamı çarşambaya...
Magazinlik
◊ Nurgül Yeşilçay botoks mağduru olduğunu kabul edip içtenlikle yaşadıklarını anlatmış: “Çok güzel oldun diyorlardı, ben de ‘Evet, çok güzel oldum’ diyordum.
Bir şuursuzluk, bir şuursuzluk!”
Nurgül’ün dobralığına alkış...
◊ Kendini gündeme getirmek isteyen bir şarkıcı ise “Ne yapsam ne yapsam?” diye düşünürken eşcinsellik üzerine çağ dışı fikirlerini beyan etme gereği duymuş.
Bu demode çıkışlar çok yanlış...
Paylaş