Paylaş
Tıpkı o dönemin Olimpos’u gibi şu anki Akyaka kitlesinin de kendine özgü ritüelleri mevcut:
◊ Gündüzleri sahilde kite yapmak. Sadece ve sadece kite üzerine konuşmak.
◊ Akşamları Azmak kenarında yemek yemek. Misal: Olta’da rakı balık.
◊ Saat 22’yi gösterdiğinde tek buluşma noktası olan No22 Riders Inn’de toplanmak. Emre Koca’nın müzikleriyle yahut şu sıra “Raf” şarkısıyla popüler olan ama Akyaka kitlesinin çok önceden sevip bağrına bastığı Jabbar’ın performansıyla coşmak.
◊ Saat tam 24.00’te mecburen müzik kesildiğinde (bu konuda Akyaka çok katı) Deli Memet’in kokteyllerine dadanmak.
◊ Deli Memet’teki uzun ince sohbetlerin sonunda artık o gecenin seyrine göre ya bir ev partisinde ya da Çınar plajındaki ‘after’da sabahı bulmak.
◊ Sabaha karşı mide kazındıysa yediğim en lezzetli lahmacunu yapan Hasan Usta’ya uğramak... (Yaptım ve pişman değilim Hakim bey.)
ALAÇATI OLUR MU
En çok endişe edilen şey bu: Fazla popüler olunca burası da Alaçatı filan gibi kuru kalabalıkla dolup taşar mı? O yüzden “Aman nolur yazmayın” diyen çok. Oysa endişeye mahal yok. Akyaka’nın içinden kite’ı ve dolayısıyla kite kitlesini çekip alın, Akyaka sıradan bir tatil kasabası aslında.
Yani Alaçatı gibi gezip görülecek sokağı, yan yana diz dize ‘şık Latife’ (*) mekanı yok.
Ayrıca kite yapmayı düşünmüyorsanız
buraya gelmenin bir manası da...
Bir de az önce dediğim gibi eğlence kuralları sıkı Akyaka’nın:
Gece 24’te müzik bitiyor, sonra çıt çıkmıyor kasabada.
AMA EVET, AKYAKA ŞU AN POPÜLER...
Çünkü herkes gerçek samimiyeti, doğallığı özlemiş.
Orada takıldığım günler boyunca en çok duyduğum kelimeler bunlardı.
Derin Mermerci ve eşi Cem Aydın’ı gördüm mesela.Onlar da buradaki samimiyeti sevdiklerini söylüyordu.
İşin özeti: Alaçatı ve Bodrum’daki gösterişli yazlık hayat herkesi yormuş.
AİDİYET HİSSİ...
Bir de şu güzel:
Kendini o kite grubuna ait hissetmeye başlamak.
Herkesin merak ettiği bir hobinin içine dalıp sürekli bununla yatıp kalkmak.
Akyaka’nın sihri bunlar işte.
DERİN’İN EVİNDE...
Söylemeden olmaz:
Bir akşam Derin’in evinde toplanan 15-20 kişilik bir gruba eski Model grubu üyesi Fatma Turgut kendiliğinden şahane bir mini performans sergiledi.
O geceden aklımda kalan performans şarkısı, Sertab’ın tam da yaz gecesine uygun o eski hitiydi:
“Yanarım yanarım
gün geçer yanarım
Ah gecelerin hesabını kimlere sorarım.”
NOT: (*) Şık Latife, Bülent Ortaçgil’in her daim şık, sosyetik bir hanımefendiyi anlattığı bir şarkısının adı.
Jabbar’ın filmlik hayatı
Bu yaz Raf şarkısı dile dolanan Jabbar’la önce Marmaris’teki Bono’da ayaküstü tanıştım.
Ertesi gün Bodrum’a geçtiğimde o da oradaydı.
Gündoğan’daki Sail Loft’ta performansı vardı. Elbette izledim ve nefisti.
Akkaya’ya geldim ve Jabbar bu kez no22’deydi!
Dedim ki gülerek, “Birbirimizi takipteyiz.”
Bu kez uzun sohbet ettik. Meğer Jabbar’ın, yani Mücahit Turan’ın hayatı tam filmlikmiş.
Müzik aşkının yanı sıra esaslı bir yelkenci olduğunu öğrendim.
Türkiye’den Antigua’ya gitmiş yelkenliyle. Dahası bir ara İskoçya’ya gitmiş, sevmiş orayı ve biraz kalmış. İngiltere’de sokak şarkıcılığı da yapmış.
Hayatı gelişine göre yaşamış yani. Kasmamış, sevdiği şeylerin peşine düşmüş hep.
Şimdi de Raf’ın sevilmesinin tadını çıkarıyor.
Yeni şarkıları da yolda.
Sıkı bir albüm geliyor ondan, bekleyin derim.
Yarın
◊ Bodrum’da mini Scorpios havası estiren plaj ve Euro menülü o mekan...
◊ Fenix’iyle Hazine’siyle Yalıkavak havadisleri...
◊ Ve tabii ki Bodrum, Alaçatı, İstanbul’un popüler mekanları Top 5.
Paylaş