Paylaş
Mabel Matiz’in yanına iki genç gelir.
Kibarca “Beraber fotoğraf çektirebilir miyiz?” diye sorarlar.
Fotoğraflar çekilir ve herkes kendi yoluna gider.
Derken Mabel Matiz, bir başka hayranı sayesinde, çekilen bu fotoğrafın Instagram’da nasıl bir cümleyle paylaşıldığını görür:
“Topsun falan ama birkaç şarkın güzel.”
Cümlenin sonundaki kahkaha emojilerini de unutmayalım...
Mabel Matiz işte bunun üzerine hafta içi Instagram hesabında bir yazı kaleme aldı.
Çok okunan ve paylaşılan bu yazı elbette medyada bir Cem Yılmaz’ın takipçisine ettiği küfür kadar haber olamadı.
Önce Mabel’in yazısından bir kuple:
“Çocukluğumdan başlayıp şimdinin YouTube yorumlarının yarısından fazlasını kaplayan bu tavır beni hiç şaşırtmadı.
Ama bulunduğumuz yerin özelinde düşündüğümde fazla kalpsiz, düşüncesiz ve tutarsız buldum bu hali.
Şu konuda bir anlaşalım: Top, tüfek, ibne, dönme ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni yaralayamazsınız.
Bu kelimeler benim için herhangi bir hakaret, aşağılama, alay, ötekileştirme hissi içermiyor, içeremez.
Üzüntüm de şununla ilgili zaten: İsterim ki sizin için de içermesinler.”
SOSYAL MEDYA PERDEYİ YIRTTI
Kendimizi kandırmayalım, bu topraklar aslında hep böyleydi: İkiyüzlü.
Birine hayran olur, konserine gider ya da televizyonda ayıla bayıla izler.
Tıpkı Mabel örneğinde olduğu gibi yakaladığı anda yanına gidip fotoğraf da çektirir.
Ama sonra kendince onu küçümsemeye, ötekileştirmeye, alay etmeye çalışır.
Sosyal medyayla beraber sadece aradaki perde yırtıldı.
İkiyüzlülüğünü afiyetle sergilemekten kaçınmıyor kimse.
Üstelik bu tavır her kesimde var. Şık bir ofisin kolejli çalışanlarında yahut çok medeni sanıp iletişime geçtiğin havalı arkadaş grubunda da...
Çünkü tam olarak içselleştirmiyoruz biz bir şeyleri. Her şey lafta.
Misal:
Kadınlara ya da Atatürk’e ne kadar çok değer verdiğimizi anlamamız için arada bir reklam filmi desteği gerekiyor.
Ki o da bana yalan geliyor.
Çünkü o reklamı izleyip duygulanan bir kadın ya da erkek, azıcık dekolte giyen komşusunu görünce “Bu da yollu” diyerek iki dakikalığına sahip olduğu medeni ambalajını söküp atıveriyor.
Vaziyet bu. Üzülmeye, kahrolmaya da gerek yok.
Böyle yaşayacağız işte.
Azala azala.
Vasiyetimi şu tarihte açıklıyorum
Yeni ve çok fantastik bir video paylaşım aplikasyonu keşfettim: LeadTime.
Neden mi fantastik?
Çünkü burada çektiğin videoları anında paylaşmıyor, geleceğe atıyorsun!
Diyelim ki kız arkadaşına evlenme teklif edeceksin, ona sürpriz yapmak istiyorsun.
LeadTime’da bir evlenme teklifi videosu çekiyor ve bu videoyu ona yolluyorsun.
Ama video iki hafta sonra açılmak üzere kilitli. O tarihten önce katiyen açılmıyor.
LeadTime’ın olayı bu işte:
Geleceğe videolar atıp insanların merak ve sabır sınırlarını test etmek!
Kendine de video atabilirsin. İki ay ya da iki yıl önceki ‘sen’i hatırlama babında.
Bir tür Julianne Moore’lu “Still Alice” filmi hesabı.
Üstelik bu LeadTime uygulaması iki Türk gencinin eseri: Erdem Yürük ve Ulaş Bozan.
Geçenlerde bu iki Zihni Sinir gençle bir araya geldim, sohbet ettim.
En dikkat çekici LeadTime paylaşımlarından bahsettiler.
Mesela birkaç kullanıcı, “Vasiyetimi şu tarihte açıklıyorum” diye arkadaşlarına video gönderiyormuş.
Valla güzel delilik!
Bakalım anlık paylaşım mecralarının yanında tutunabilecek mi
LeadTime?
Gece hayatında nelerden bıktım
◊ Türkçe çalan ya da canlı müzik yapılan mekanlarda dönüp dolaşıp şu iki şarkının tekrar etmesinden: Yüksek Sadakat’in “Haydi Gel İçelim”i ve Levent Yüksel’in “Dedikodu”su.
◊ Çok tutmuş bir DJ’in bir süre sonra bütün mekanlarda peş peşe çalmasından ve kısa sürede kendini tüketmesinden...
◊ “Menümüz baştan aşağı yenilendi” klişesine sığınan işletmecinin aslında menüsüne sadece bir salata bir de sostan görünmeyen ana yemek eklemiş olmasından...
Güzel kafalar
◊ TAKDİR... Mirkelam’ın “Her Gece”sine çektiği kliple doğum sonrası müzik alemine hızlı bir geri dönüş yapan Gülşen’in hafta içi gazetecilere sarf ettiği şu sözler takdir edilesi bir kafa: “Çocuğumu ticari kazanç için kullanmam.” Bravo Gülşen!
◊ PEK TATLI... Şu sıra DJ setlerinde 70’lerdeki Anadolu rock şarkılarına yapılan versiyonlar pek moda. Şimdi bu modayı daha da azdıracak bir albüm yayınlandı, gayet iyi bir kafa: Uzelli Psychedelic Anadolu. Albümden “Şeker Oğlan” ve “Zor Beyler-Gözündeki Yaşlarına” favorim...
Paylaş