Açılış tarihi bekleyen bir koca sektör

Yeme-içme sektöründe büyük hayal kırıklığı var.

Haberin Devamı

Nasıl olmasın ki?
Tüm duyumlar mekanların açılacağı yönündeydi.
Belli bir saate kadar en azından açık alanlara izin
verilecekti. Beklenti buydu.
Hatta geçen hafta sonu ona göre malzeme alımı yapanlar vardı.
Ama beklenen olmadı.
Şimdi 1 Haziran tarihi bekleniyor ama o tarih için de sektör biraz umutsuz.
Şöyle konuşmalar havada uçuşuyor:
“Rusya uçuşlara ne zaman izin verirse, mekanlar da o zaman açılır. Bu süreç de temmuzu bulabilir”.
İkisi arasındaki bağlantı doğrusu ilk bakışta çok ‘uzak’ duruyor.
Ama olur mu olur, artık her şey olabilir...

SOSYALLEŞMEYİ ÖZLEDİK

Bir yandan mekanların açık alanlarına izin verilmedi ama parklar açılmayla beraber doldu taştı. Doğal, çünkü insanlar sosyalleşmeyi özledi. Uzaktan da olsa birbirlerinin yüzüne bakarak sohbet etmeyi, gülmeyi...
Bu manzaraya bakınca mekanların açık alanlarına izin verilmemesi haksızlık.
Hem müşteriler hem de sektör için.

Haberin Devamı

Rüyası önce gerçek oldu, sonra da sergiye dönüştü

Bilmeyenlere çıtlatmak vazifem: Taner Ceylan’ın küratörlüğünü üstlendiği Olimpos Sergileri’nin başlangıcı, ünlü ressamın gördükten sonra hiç unutmadığı bir rüyasına dayanıyor.
Ceylan’ın havada süzülerek bir vadiye indiği, ağaçların arasına saklanmış beyaz yapılar ve beyaz örtü serilmiş kocaman bir masa gördüğü o rüyası iki yıl sonra gerçek oluyor.
Nasıl mı? Şöyle:
Ceylan, her yıl tatile gittiği Olimpos’ta “Zamyat” ismini almış Alman bir kadınla tanışıyor ve onun sayesinde çıktığı yürüyüş sırasında rüyasında gördüğü o vadinin içinden geçerken buluyor kendini!
Taner Ceylan önce araziye vuruluyor sonra da orada yer alan bir eve.
Kısa süre sonra “ıssızlığın ortasında” diye tarif ettiği bu evi kiralıyor.
Çok geçmeden de bahçesindeki 300 zeytin ağacıyla beraber satın alıyor.
Aradan zaman geçtikçe Olimpos’taki yeni evinde sadece resim yapmakla kalmıyor Ceylan, zeytinleri hasat edip toplamaya ve yağ elde etmeye başlıyor.
Gelinen nokta onun baş edebileceği noktayı aşınca da şu kararı veriyor:
“Önce bir rüyayla, sonra sanatla bana gelen yine sanata dönüşmeli”.
Böylece, yıllardır destek verdiği yeni yeteneklere sergi yapma fikri, yani Olimpos Sergileri projesi ortaya çıkıyor.
Bu serginin her yıl düzenli şekilde yapılabilmesi için de bir koleksiyonerin tavsiyesiyle şu formülü uyguluyor. Bahçesinden çıkan organik zeytinyağını güzelce paketliyor ve eserlerini sürekli satın alan beş koleksiyonere satıyor.
Bu satıştan elde edilen gelirle de Olimpos Sergileri’ni finanse ediyor.

“PORTRE” SONRASI “PEYZAJ”

İlk yıl Olimpos Sergileri’nin teması “Portre”ydi.
Önümüzdeki hafta, yani 26 Mayıs’ta açılacak ikinci Olimpos sergisinin teması ise “Peyzaj”.
Karaköy’deki tarihi Zülfaris Sinagogu’nda, Field Studio tasarımıyla hayata geçecek sergide resim, heykel, fotoğraf ve desen alanlarında üretilmiş manzara işleri yer alacak.
Ahu Akgün, Akın Güreş, Ayşe Tuğ, Ayşenur Şentürk, Aysun Şentürk, Can Ünlü, Elif Çatlıoğlu, Gurur Birsin, Hazal Aktaş, İsmail Yılmaz, Kadir Selçuk, Özlem Yılmaz ve Yağız Gülseven sergide yer alan sanatçılar.
Şimdiden Olimpos Sergileri-2’yi ajandanıza not edin derim.
11 Haziran’a kadar sürecek serginin malum virüs sebebiyle randevulu gezildiğini de hatırlatayım.

Yazarın Tüm Yazıları