10 yıllık hafta sonu eğlencesi

Tyler Brule’nin meşhur Monocle’ı bunun en şık ve aynı zamanda abartılı örneği.
Monocle dükkanlarında gözlükten cüzdana plaj havlusundan gömleğe kadar her şey var. Hepsi de derginin tarzını benimseyenlere göre tasarlanmış Monocle ürünleri. Sadece Monocle değil diğer dergiler de benzer yollar izliyor.

Vogue geçen yaz Londra’da geçici bir kafe açmıştı.
GQ, Dubai’de bir bara adını verdi.
Tatler, Moskova’da kulüp açtı.
Time Out’un Lizbon’da yemek marketi ise hâlâ popüler.
Bizden en güzel örnek ise ELLE Dergisi’nin artık bir marka haline gelen ELLE Weekend’i.
Üstelik ELLE’ciler bugünleri çok önceden görmüş.
Çünkü hafta sonu Bodrum Kempinski Barbaros Bay Oteli’nde yapılan ELLE Weekend’le bu organizasyon 10’uncu yaşına girdi. Dile kolay, tam 10 yıl!
İlk organizasyonu hatırlıyorum.
Antalya’daki eski Hillside Su Oteli’nde gerçekleşmişti.
Davetlileri, birbirinden farklı etkinlikleri ve partileriyle çok konuşulmuştu.
Yıllar içinde ELLE Weekend organizasyonları sadece yaz başlarında değil, kış aylarında da yapılmaya başlandı.
Hatta çok geçmeden başka dergiler de benzer “weekend” organizasyonlarına girişti.
Çünkü en başta dediğim gibi, artık dergiler sundukları yaşam tarzını okurlarına bizzat yaşatmak, içeriklerini daha “canlı” kılmak durumunda.
Peki hafta sonu yapılan ELLE Weekend’de neler oldu?
Onun ayrıntısı da
aşağıda... 

Orada neler oldu?

◊ İLK GÜN MORALİ BOZUKTU
Özge Ulusoy’un ilk gün morali bozuktu.
Üniversite sohbetinde sarf ettiği “fakir”li cümleden dolayı sosyal medyada hakkında çok fazla olumsuz yorum vardı, onlara üzülmüştü.
İkinci gün kendine geldi Özge. Herkesin beyaz giyindiği partiye katılıp o şahane magazin diliyle “bol bol stres attı...”
◊ NEFES ÜZERİNE MİNİ SEANS
Deepak Chopra ekolünün temsilcilerinden Ebru Şinik, beslenme ve nefes üzerine mini bir konferans verdi davetlilere.
◊ ARDA TÜRKMEN’DEN İÇECEK ŞOV
Arda Türkmen bu kez yemek değil, farklı meyve ve sebzelerle sağlıklı içecekler hazırladığı bir workshop yaptı.
◊ BORNOZLA PARTİLEYEN VARDI
Elbette iki gece üst üste partilendi.
İlk gecenin konsepti pijamaydı!
Elif Brav Mısırlı’nın bu partiye özel tasarladığı pijamaları giyip partiye indik. İkinci gece partisinin teması ise “beyaz”dı.
Herkesin beyaz giyindiği partide, yanında beyaz bir şeyler getirmeyenlerin çözümü de zekiceydi:
Odadaki beyaz bornozu alıp kıyafetin üstüne geçirmek!

Merhaba, ben Jules Verne

Sedat Bey (Ergin) aradı, “Bu haftaki Kitap Sanat’ın kapağını yaparken seni andık” diye. Şaşırdım tabii ve nedenini sordum.
Meğer Fransız yazar Jules Verne’den dolayı akıllara düşmüşüm.

Jules Verne’in bu fotoğrafını yaşlılık versiyonuma benzetmiş tüm ekip (gerçi haberleri yok, 400 yaşında bir vampirim, dondum kaldım böyle).
Neyse fotoğrafa bakınca hak vermedim değil. Keza Jules Verne’in tonton dede haline benzetilmek Gianluca Vacchi’ye benzetilmekten iyidir. Yeri gelmişken,
bütün kuşakların hayal gücünü besleyen kitaplar yazmış Jules Verne’in yeniden trend oluşuyla ilgili yazıyı mutlaka okuyun derim Kitap Sanat’ta.