PKK ve IŞİD’in elindeki ‘çocuk savaşçılar’

Peki, önümüzdeki günlerde bizi ne bekliyor? Özel Harpçi Abdullah Ağar, teröristlerin elindeki çocuk savaşçıları anlatıyor: “Başta IŞİD, YPG ve PKK olmak üzere terör örgütlerinin çocuk ve genç kızları keskin nişancı olarak kullandıkları biliniyor. Hem de oldukça etkin ve fazlaca. Nedeni onlar için çok basit! Zira çocuk ve genç kızların parmak hassasiyetleri yetişkin erkeklere göre çok daha yüksek. Bu özellikleriyle genç kız ve çocuklar, ağlarına düştükleri terör örgütlerinin elinde birer ölüm makinesine dönüşüyorlar. Aynı zamanda birer istismar aracına! Özellikle bunların bir kısmını meskun mahal çatışmalarında gördük. Başlarına nelerin geldiğini de. PKK’lı dağ kadrosu erkeklerin YPS’li genç kızları nasıl istismar ettiklerini bizzat kendileri anlattılar. Aynı zamanda genç kızlar, çocuklar ve kadınlar ‘dikkat çekmeme ve sızma etkinlikleri nedeniyle’ PKK-YPG-DAAŞ başta olmak üzere pek çok terör örgütü tarafından intihar bombacısı olarak kullanılıyorlar. Bunların PKK safında olan genç kızları, başta Ankara ve Bursa olmak üzere Türkiye’deki canlı bomba eylemlerinde, keskin nişancı olarak çatışma alanlarındalar... IŞİD safında ise çocuk intihar bombacılarını Suriye ve Irak’taki bütün mücadele alanları başta olmak üzere Gaziantep saldırısında gördük.”

Bu çocuklar, geleceği elinden alınmış çocuklar. Kanlı ölüm makineleriyle çoktan tanıştırıldılar. Onlar ‘ölümle oyun oynayan’ çocuklar. Toplumda çocukların oyuncak silahla bile oynaması büyük tartışmalara sebep olurken, onlar gerçek silahların ‘tüm inceliklerini’ daha çok yaşta öğreniyorlar. Yetişkinlerin savaşında birer kurban oluyorlar. Eğer bu konu ihmal edilirse, çocukların kullanıldığı daha birçok kanlı eyleme tanık olacağız demektir.

ÇOCUKLARIN SAVAŞI

Küresel örgütler 'çocukları savaştan korumak için uğraştıklarına dair' açıklamalar yapıyor. İnsan hakları derneklerinden çocuk haklarını koruduğunu söyleyen sivil girişimcilere kadar herkes bölgede. Kan gövdeyi götürüyor. Ortadoğu'daki savaşların baş sorumluları, bölgede yaraları sarmaya çalıştığını iddia ediyor. Savaşın son sürat devam ettiği, muhaliflerin ve teröristlerin cirit attığı bir kan oyununda çocuklar korunamaz. Onlar sadece 'iyi niyet elçileri'nin basına verdiği demeçlerde önemseniyorlar. Çünkü 'çocuk hakları' birçok küresel örgüt için 'iyi birer reklam malzemesi' demek!

Geçtiğimiz yıllar içinde Avrupa'nın birçok ülkesine sığınma talep eden çocuklar kabul edilmediler. Ortadoğu'daki savaşın başat güçlerinden olan ABD'ye de gidemediler. Savaşlara silah taşıyan ülkeler onları almadılar, fakat bizim gibi 'komşu ülkelerin' sığınmacı kabul etmesi için baskı yapmayı da ihmal etmediler. 2015 yılı içinde uzun uğraşlar sonucunda İsveç'e sığınan 1400 refakatçisiz çocuk ortadan kayboldu ve hâlâ bulunamadılar. Hiçbir küresel örgüt onların peşine düşmedi. Avrupa Polis Örgütü Europol de 10 binin üzerinde göçmen çocuğun Avrupa'ya geldikten sonra kaybolduğunu açıkladı. Almanya'da da Federal Asayiş Dairesi verilerine göre 9 bin çocuk kayboldu. Daha on binlerce çocuktan haber alınamıyorlar. Birçoğunun annesi veya babası öldü. Kimsesiz kalanların birçoğunun organ mafyalarının eline düştüğü bildiriliyor.

Asıl kavimler göçü bu yüzyılda yaşanıyor. Ortadoğu'daki insanlar kitleler halinde yer değiştiriyor. Yüzlerce yıllık birikim, tarih ve kültür savaşlar sebebi ile çöküyor. Aileler parçalanıyor, ülkeler bölünüyor... Savaş Ortadoğu'ya ölüm, yoksulluk ve acı getirirken, Ortadoğu'da çıkarı olanlara her yönü ile kazanç getiriyor. Geçtiğimiz yüzyılda olduğu gibi bu yüzyılda da Ortadoğu hedefte! Ve asıl hedef sadece 'petrol ve gaz coğrafyası olarak Ortadoğu' değil, asıl hedef Ortadoğu'nun geleceği olan çocuklardır. Ortadoğu'nun geleceği yok ediliyor.