Paylaş
◊ Çocuklar ne zaman ‘sahip olma’ bilincine erişir?
Okul öncesi dönemdeki çocuklarda ‘sahip olma’ ya da ‘mülkiyet’ kavramı henüz oluşmaz. Bundan dolayı da çocuklarda izinsiz alma davranışı 5 yaşına gelinceye kadar sorun oluşturmaz. Bu yaşlardaki çocuklar gelişimsel dönemleri gereği daha dürtüseldir ve temel ahlaki değerlerin ve toplumsal kuralların bilincinde değillerdir. Çocuğun bu davranışının altında yatan neden, beğendiği nesneyi yanında bulundurmaya çalışmaktan öte bir şey değildir.
Örneğin 2 yaş civarındaki çocuklar için dünyadaki her şey ona aittir, her şeye sahibim görüşü hakimdir. Kendisi ile nesneler arasındaki ayrımı fark edemez.
Bu yüzden diğer çocuğun oyuncağını zorla almak onun için gayet doğal bir davranıştır ya da markete gidildiğinde reyondaki istediği şekerlerin hepsini kucaklayabilir.
3-4 yaş arasında ise çocuk yavaş yavaş kendisiyle nesneler arasındaki etkileşimi fark eder ve kendisine ait olmayan şeylerin izin almadan alınmaması gerektiğini öğrenmiştir, ancak sahip olma isteğine karşı koyamaz. ‘Sahip olma’ ya da mülkiyet kavramı genellikle 5-6 yaşlardan sonra çocukların bilişsel kapasitelerinin gelişmesine paralel olarak gelişir.
◊ Peki, okulda veya başka yerlerde kimi zaman yapılan ‘küçük hırsızlıklar’ın temel sebebi nedir?
Çocuklarda çalma davranışının en sık görüldüğü dönem 5-8 yaş aralığıdır. Anasınıfı ve ilkokulun başladığı bu dönemde hoşuna giden her şey çocuk için ilgi çekici olabilir. Buna almak ya da sahip olma dürtüsü eşlik eder.
Çocuklar bu dönemde artık paylaşma ve izinsiz almanın ne demek olduğunu bilirler ama halen bu dürtülerine karşı koyacak bilişsel gelişimlerini tamamlayamamışlardır. Bu yaşlarda arkadaşlarının bazı eşyalarını izinsiz eve getirebilirler. Bu davranışları hırsızlık değil, ama izinsiz almak kadar da masumane değildir. Bu artık bir çalma davranışıdır.
Bu davranışların ortaya çıkmasında ve devam etmesinde genetik yapı, ailedeki sağlıklı olmayan etkileşim biçimleri ve olumsuz çevresel yaşam koşulları etkili olabilir. Müdahale edildiğinde genellikle geçici davranışlardır.
Olayı hemen hırsızlık olarak ele almak ve çocuğu damgalamaktan kaçınmak gerekir.
Önemli olan diğer bir nokta da bu yaşlarda masumane olarak görülen bu davranışın psikolojik olarak ele alınmadığı ve gerekli müdahaleler yapılmadığında ısrarcı bir şekilde devam ettiği, daha sonraki yaşlarda ise hırsızlık, yalan söyleme ve şiddet davranışları ile ilişkili olduğudur. Çalma davranışının bir uyum ve davranış bozukluğu olarak ele alınabilmesi için çocuğun ilkokul çağına gelmiş olması gerekir. Eğer çalma davranışı tekrarlayıcı bir özellik gösteriyorsa bilişsel gelişimin tam olarak gelişmeye başladığı 9-10 yaşlarda olay ‘hırsızlık’ olarak değerlendirilir. Artık bu bağlamda ele alınması sorunun ciddiyetinin anlaşılması bakımından önemlidir.
◊ Anne babalar, böyle bir olayla karşılaştıklarında çocuklarına aşırı tepkiler verebiliyor. Çocukla nasıl konuşmak lazım?
Paylaşma, izinsiz alma, çalma ve hırsızlık kavramları birbirinden anlam ve içerik olarak farklıdır. Bu eylem içindeki çocuğu rencide edip hemen damgalamamak gerekir. Çalma davranışının altında yatan nedenleri tespit etmek, davranışı ortaya çıkaran durumları saptamak son derece önemlidir.
Çalma davranışı karşısında cezalandırmaların işlevsel olmadığını biliyoruz. Çünkü çocuk nerede yanlış yaptığını anlamayabiliyor. Bu yüzden cezalandırıcı bir tutumdan ziyade eylemin yanlışlığı çocuğa aktarıldıktan sonra çocuğu; özür dilemesi, aldığı şeyi iade etmesi, ücretini ödemesi gibi sağlıklı eylemlere yönlendirmek gerekir. Böylece çocuk neyin yanlış olduğunu anlar ve yanlış yapıldığında nasıl telafi edileceği konusunda da farkındalık kazanmış olur.
Mülkiyet kavramının kazanımı için de erken yaşlardan itibaren yapabileceklerimiz var. En kolay yollardan biri çocuğun kendi odasının, oyuncaklarının, eşyalarının, kıyafetlerinin ona ait olduğunu, izinsiz ve habersiz bir eşyasının alınmayacağını, odasına girilmek istenildiğinde kapının tıklatılacağını söylem ve davranışlarla göstermek, ona model olmaktır. Erken yaşlardan itibaren “Bu senin, bu benim, bu kardeşinin, bu arkadaşının” gibi mülkiyet kavramına dair cümleleri kullanmak gerekir.
Ebeveynler aşırı koruyucu, kısıtlayıcı, baskıcı, ilgisiz tutumlar yerine daha tutarlı, şefkatli, koruyucu, destekleyici, bağ odaklı bir tutumda bulunulmalı, aile içindeki duygusal bağları güçlendirmeye yönelik çaba gösterilmelidir.
Hadi gidelim
Oliver Twist sahnede
Kitabı, çizgi filmi derken tiyatro oyunuyla da bizi maceradan maceraya sürükleyen Oliver Twist’in büyük macerası çocukları bekliyor.
Yer: İstanbul-Torium Sahne
Tarih: 30 Eylül Cumartesi
Saat: 13.00/15.00
Yaş: 3+
İletişim: (0212) 699 90 40
Fiyatı: 150 lira
Haftanın kitabı
“Kuşlu Köy” birbirinden güzel resimleriyle insanları doğayla dost yaşamaya davet ediyor.
Yayınevi: Can Çocuk
Yazan: Sevim Ak
Resimleyen: Öykü Akarca
Tür: Resimli Öykü
Yaş: 7+
Sayfa: 64
Fiyatı: 160 lira
Paylaş