Paylaş
Bu kitabı yazma fikri nasıl ortaya çıktı?
Uzun yıllardır bu konularda hem akademik hem de bireysel araştırmalar yapıyorum. Anne babaların kaygılarını, endişelerini görüyorum; çocukların nasıl yönlendirilmesi gerektiğiyle ilgili ciddi bir boşluk olduğunu düşünerek bu kitabı yazmaya karar verdim. Böylece herkesin bir seferde neyi nasıl yapması gerektiğini görsün istedim.
Kitapta bağımlılık konusuna da değiniyorsunuz. Bağımlılık nedir? Teknoloji veya sosyal medya bağımlısı olup olmadığımızı nasıl anlayacağız, ne yapacağız?
Bir bireyin bağımlı olup olmadığını anlaması için dikkat etmesi gereken belli başlı göstergeler var: Aşırı ekran kullanımından dolayı fiziksel ve sosyal etkinliklerin azalıyorsa, yakın çevreniz sizden ekran kullanımınız dolayısıyla şikâyet ediyorsa, sürekli ‘online arkadaşlarınızdan’ söz ediyorsanız, yapmanız gereken önemli iş, okul veya sorumlulukları yerine getirmiyor ve sürekli erteliyorsanız bağımlısınız demektir. Elbette ekranda kalma süresi de çok önemli. Süre, bütün bu göstergeleri etkiliyor. Ekran karşısında ne kadar çok zaman geçiriyorsanız, hayatınızdan o kadar çok zaman çalıyorsunuz demektir. Sonuç olarak ekran hep ona bakmamızı ister. Bunun altında da insan psikolojisiyle ilgili olarak yapılmış çalışmalar yarar. Bu nedenle öz denetimli bireyler olabilmemiz için kendimize ve çocuklarımıza sınır koymamız gerekir.
Kitapta YouTube’a da özel yer ayrılmış. “YouTube çok tehlikeli bir sosyal medya platformu!” diyorsunuz. Neden tehlikeli, nelere dikkat edilmeli?
Bence YouTube ebeveynlerin en çok dikkat etmesi gereken sosyal medya platformu. Çünkü orada her şey var! YouTube’daki ‘sakıncalı içerikler’ ile ilgili yaptığım araştırmalarda öyle içeriklerle karşılaştım ki, tabiri caizse ‘kafayı yedim’ diyebilirim. Öyle videolarla karşılaştım ki, örneğin challenge (meydan okuma) videolarının bir sınırı yok. Korku videoları, şiddet içerikli videolar, işkence videoları, dalga geçme videoları gibi birçok içerik mevcut. Bu videoları izleyen çocukların bu tarz videolardan nasıl etkilendiklerini ve onların psikolojilerini düşünmek bile istemiyorum. Sonra bu mecralardaki ‘küfür’ bir diğer sıkıntılı durum. Çocukların en çok küfretmeyi öğrendikleri yer artık YouTube! Şimdiki çocuklar küfürleri YouTube’dan öğreniyorlar ve herhangi bir filtreleme ya da kısıtlama olmadığı için de her isteyen istediği gibi küfredebiliyor. Bu nedenle çok önemli ve çok somut iki önerim var: Bunlardan birincisi, kaliteli YouTube kanallarına ve YouTuber’lara üye olunmalı. Diğeri ise çocuğun izlediği yayınları anne babanın da görebileceği şekilde evdeki televizyondan izlenmesi.
Peki ya siber zorbalık? Neler siber zorbalıktır, neler değildir? Çocukları siber zorba olmamak için nasıl yönlendirmek gerekir?
Gerçek hayatta yapmamızın uygun olmadığı her şey aslında dijital ortamlarda yapıldığında buna siber zorbalık diyoruz. Örneğin nasıl ki birine gerçek hayatta küfretmek doğru değilse sanal ortamda da değildir ve bu siber zorbalığa girer. Son zamanlarda en yaygın görülen siber zorbalık örneklerden bazıları, çocukların birbirlerini ‘stalklamaları’ yani gizli gizli takip edip sonrasında başka biriymiş gibi yazmaları, arkadaşlarının hesaplarını kapatmak için onları birçok farklı hesaptan raporlamaları ya da arkadaşlarının hesaplarını çalmaları, kötü/incitici yorum yazmaları, yazışma gruplarından çıkartmaları… Evde ve okulda çocuklara nelerin siber zorbalığa girdiğini anlatıp onlara bu davranışların sanal ortamda olmasının durumu hafifletmediğini açıklamamız gerekiyor.
Dijital çağın anne babalarına önerileriniz neler?
- Çocukların hangi oyun ve uygulamaları kullandıklarını bilin, onlarla bu konularda sohbet edin.
- Çocukların oynadıkları oyunların ve kullandıkları uygulamaların yaş sınırına çok dikkat edin ve yaşına uygun olmayan uygulama ve oyunları oynamalarına izin vermeyin.
- Çocuklarımızın bağımlı olmasını istemiyorsak evde ya da dışarıda çocuğumuzla kaliteli vakit geçirmeliyiz ki çocuk ekrana gitmesin. Ekransız zamanlarınızı artırmaya çalışın.
- Çocukların sosyal medya kullanım yaşı 13’tür. 13 yaşından küçük çocukların sosyal medyada yer alması doğru değildir. Ancak ebeveynler 13 yaşına kadar çocuklarıyla ekranda kaliteli vakit geçirmek için sosyal medya içeriklerine birlikte göz atabilirler.
- Nasıl ki dışarıya çıktığımızda çocuklarımızın elinden tutuyorsak, onların ellerini ‘online’ ortamlarda da bırakmamalıyız.
Yavuz Samur, 1 Yeni Bildiriminiz Var, Nemesis Yayınları, 240 sayfa, 39 lira
HADİ GİDELİM
Kırmızı başlıklı kaz
Dostluk, sevgi, yardımlaşma ve duyarlılıklar konusundaki bu oyunu çocuklar çok sevecek.
Yer: İstanbul-Trump Towers
Tarih: Bugün/Yarın
Saat: 14.00
Fiyat: Ücretsiz
Tel: (0212) 348 78 67
Niloya sahnede
Çocukların çok sevdiği Niloya ve arkadaşları eğlenceli bir doğum günü partisiyle çocuklarla buluşacak.
Yer: İstanbul-Anatolium Marmara
Tarih: Yarın
Saat: 14.00
Fiyat: Ücretsiz
Tel: (0216) 504 34 80
Sihirbazlık gösterisi
“Ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet” diyerek sahneye çıkan sihirbaz Gökhan Şanlı çocuklara eğlenceli vakitler yaşatacak.
Yer: Ankara-MaMePa
Tarih: Bugün
Saat: 14.30
Fiyat: 33 lira
Tel: (0850) 532 85 87
Küçük kara balık
Samet Behrengi’nin ölümsüz eseri ‘Küçük Kara Balık’ yepyeni bir düzenlemeyle sahnede.
Yer: Bursa-Nazım Hikmet Kültür Evi
Tarih: Yarın
Saat: 13.00/15.00
Fiyat: 28,50 TL
Tel: (0224) 413 27 37
HAFTANIN KİTABI
‘1 Para Kaç Paradır?’ paranın nasıl kullanılacağıyla ilgili harika bir öykü kitabı, çocuklar eğlenirken öğrenecek.
Yayınevi: Hep Kitap
Yazar: Hilâl Gürsu
Tür: Öykü
Sayfa: 32
Fiyatı: 13 lira
Paylaş