Paylaş
Resme ve sonrasında da karikatüre olan tutkunuz nasıl başladı?
3-4 yaşlarımda, bulduğum her yüzeyi karalamakla başlayan resim serüvenim parasız yatılı okuduğum Eskişehir Atatürk Lisesi’ndeki resim öğretmenim sevgili Güler Arıöz’ün yönlendirmesiyle akademik eğitim almaya ve sonrasında da bilinçli olarak üretmeye evrildi… 1987 yılında 19 Mayıs Üniversitesi Resim Bölümü’nde okumaya başlayarak hem resme hem de karikatüre başlamış oldum.
Resim eğitimim sürerken Milliyet Sanat Dergisi’nde Abdi İpekçi Karikatür Yarışması ilanını gördüm. Konusu “Konut Sorunu” olan bu yarışmaya katılarak karikatüre başladım. Çizdiğim ilk karikatürler Ali Ulvi Ersoy, Ferruh Doğan, Tan Oral, Turhan Selçuk gibi usta çizerler tarafından sergilenmeye değer bulunmuştu. Karikatüre böyle başlamak bende -büyük işler yapmak için- bir özgüven ve inanç yaratmıştı, sonra gerisi geldi…
Karikatürlerinizi incelediğimizde toplumsal sorunları sıklıkla görüyoruz…
Bence karikatürün amacı bu olmalı. Sanat sorunları yansıtıp çözüm önerileri aramalı… Bu nedenle sorunlarıyla, umutlarıyla, hüzünleri, mutluluklarıyla insana dair ne varsa; baskı, sömürü, açlık, savaş, barış, aşk, çevre, sağlık, özgürlük, emek vs. her şey karikatürlerimin temasını oluşturur.
İnsanın bir gün, mutlu ve özgür bir dünyada insanca yaşayacağı umudunu taşıdığım için ister istemez bu umutlar eserlerime yansıyor. Bir de genelde sanatın, özelde karikatürün gerçekçi, eleştirel, değiştirici ve dönüştürücü gücünü de düşünürsek… Toplumun aydınlanması veya bilinçlenmesi ve umutların yeşermesi için karikatürün gücünden yararlanma amacım kendiliğinden ortaya çıkar.
Ne zamandan beri çocuklarla birlikte çalışmalar üretiyorsunuz?
Resim öğretmenliğine başladığım 1992 yılından beri çocukların sanatsal duyarlıklarının ve üretimlerinin gelişmesi için emek veriyorum. İlk zamanlarda farklı şehirlerde kısa zaman aralıklarında çalıştığım için çok kalıcı sonuçları olmadı… Ama 16 yıldır çalışmakta olduğum yatılı okulda küçük sanatçılarımla çok büyük işler başardık.
Çocukların karikatüre bakışı nasıl?
Karikatürün komik, eğlendirici, zeki, sivri, haylaz yanları çocukların çok hoşuna gidiyor. Çoğu çocuk öncelikle bol yazılı, gündelik tüketilen piyasa karikatürünü tanısa da ben ve benim gibi sanatsal karikatürü çocuklarla tanıştıran çizerler sayesinde yeni bir kuşak yetişiyor… Sanatsal ve evrensel karikatürü tanıyan bu çocukların -çoğu çizer olmasa bile- okur olarak da karikatürle düzeyli ve kalıcı bir ilişkisi oluyor.
Karikatürle ilgilenmeyen çocukların bu alanla ilgilenmesi için ne yapmak gerekir peki?
Dünya karikatürünün nitelikli örnekleri ilkokul 3. veya 4. sınıftan itibaren derslerde öğrencilerle birlikte çözümlenebilir. Böylece karikatürü tanıyan çocukların çizerek ya da okur olarak karikatürle ilişkisinin temeli atılabilir… Her çocuğun kendine yakın bir karikatür türü bulacağına inanıyorum.
Karikatür sanatı çocuklara ne gibi kazanımlar sağlıyor?
En önemlisi eleştirel bir bilinç kazandırıyor. Hızlı düşünme, hayal gücü, yaratıcılık, soyutlama, gerçekçilik… Ve elbette esprili bir kişilik…
Karikatürle ilgili olarak ailelere ve eğitimcilere tavsiyeleriniz neler?
Sergilerde, kitaplarda, dergilerde, duvarlarda, internette, derslerde, her nerede karikatürle buluşuluyorsa, nitelikli olanı seçmelerini öneririm. Çünkü nitelikli karikatürün dili görseldir ve bu dil insanlığın ortak dili gibidir… Yoğun bir felsefi, toplumsal, insani içeriği olan karikatürün bu ortak diliyle sevgi ve barış dolu, özgür bir dünya umutlarımıza biraz daha yaklaşabiliriz.
Burnunu her şeye soktuğu için başı sık sık belaya giren karikatürün aydınlığı hep bizimle olsun.
Paylaş