Üniversiteliler bana yazın

Sevgili üniversite öğrencileri, vize ve finalleri bir süreliğine kenara bırakın, biraz da şu konuya eğilin, bana yardımcı olun.

Haberin Devamı

Okulunuzdaki kedi köpeklere nasıl bakılıyor, okul yönetimi bu hayvanlar için nasıl bir tutum izliyor, bir bütçe ayırıyor mu?
Bu konu nereden çıktı diyeceksiniz.
HAÇİKO’yu ve hayvan hakları ile ilgili çalışmalarımı anlatmak, öğrencilerle paylaşmak üzere hafta başında Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne konuşmacı olarak gittim.
Damla Sayman’ın önayak olduğu bu etkinlikte ben sadece deneyimlerimi öğrencilerle paylaşmaya hazırlanırken bir sürprizle karşılaştım.
Doğu Akdeniz Üniversitesi yönetimi kampüste yaşayan hayvanlar için özel ve muhteşem bir program hazırlamış.
Ben Boğaziçi’nde okurken biz kampüsteki kedi köpeklerle son derece sıcak bir ilişki içindeydik.
En besili kedi köpekler bizim manzaradaydı, kedi köpekler bizimle yer içer, oynardı. 
Kendisi ve eşi de sağlam hayvan hakları savunucuları olan Doğu Akdeniz Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Necdet Osam kampüs hayvanları için kendilerinin ve gönüllü hocaların maaşlarından kesilen bir bütçe oluşturmuş.
Bu bütçeyle kampüste 100’ün üzerinde köpek kısırlaştırılmış, aşılanmış ve yerlerine bırakılmış. 
Devam aşılanlanma ve beslenmeleri de yine okul tarafından karşılanıyor üstelik.
Üniversite tarafından kurulan Pati Evi’nde pek çok hayvan barınmakta.
Fotoğrafta beni selfie çekerken gördüğünüz, patisini omzuma atmış olan Zeytin adlı 4 aylık yavru da okulun sahiplendiği bebeklerden.
Necdet bey bu buluşmamızda besleme ve bakım konusunda gönüllü öğrencilere yardım edecek maaşlı bir personel de tutacaklarının sözünü verdi.
Kıbrıs’tan, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden tekrar gelme sözü vererek çok mutlu ayrıldım. 
Şimdi baştaki soruyu bir kez daha yineliyorum.
Sevgili öğrenciler, lütfen okulunuzda yönetim, rektör ve hocaların kampüsteki hayvanlar konusundaki olumlu, olumsuz tutumlarını, övgülerinizi, eleştirilerinizi benimle paylaşın.
Üniversiteler üzerine bugün başlayan bu yazı dizisinde siz de yer alın...

Haberin Devamı

 Üniversiteliler bana yazın

Haberin Devamı

Ah bir zayıflasam

Snapchat’i çok sık kullanmaya başladım.
Snap atmak da, atılanları izlemek de çok hoşuma gidiyor.
Geçen gün In House İletişim’in sahibi Esra Türker’in serzenişlerini izledim.
Yaz geliyor ya, zayıflayacak.
Diyete başlamış.
En zor akşamları geçiyor diyor.
Yemek yemeden nasıl geçecek bu akşamlar diyor.
Üç litre su içmem lazım, ama insan hiç mi susamaz, su aklıma bile gelmiyor diyor.
Kilolu da değildir, anlamadım ama söyleniyor da söyleniyor.
Esra takıntı yaptığı bu süreci kısacık snaplerle öyle güzel ve gerçekçi anlatmış ki.
Ben bile gaza geldim, hadi Esra, pes etme demeye başladım içimden.
Snapchat’e siz de takılın.
Hepimiz olduğumuz gibi ordayız.
Samimi ve çok eğlenceli.

 

Haberin Devamı

Endoskopiden korkmayın

Babamın iki aydır geçmeyen mide ağrıları hepimize korkulu rüyalar gördürürken, kendisini endoskopi olmaya bir türlü ikna edemiyorduk.
Ölürüm de boğazımdan mideme boru sokturmam diyordu, kaçıyordu, korkuyordu.
Ta ki Gündüz Tezmen, “Ömür çok uzadı, artık mutlaka kontrol ettirmelisiniz, baban endoskopi olduğunu hatırlamayacak bile, korkmasın” diyene kadar.
MedAmerikan’da Prof. Dr. Macit Ümran Sandıkçı’ya teslim oldu babam ve gerçekten de çıktığında şaşkın halde “hiçbir şey hissetmedim” diyordu.
Ne boru hatırlıyor ne de midesine bir şey sokulduğunu.
Bizim sonuç Allah’a şükür temiz çıktı ama o esnada biz endoskopinin gerek ülser gerekse de kanserde erken teşhiste ne kadar önemli olduğunu Macit beyden dinlemiş olduk.
Mide şikayeti olup da korkan, boru sokturmam diyen varsa lütfen çekinmesin, hemen gitsin kontrolünü yaptırsın. 
Babam iletmemi istedi...

Yazarın Tüm Yazıları