Süper gücünüz olsa...

“Iron Man 3” bu cuma vizyona girecek.
Tony Stark’ın kendisinden çok daha güçlü bir düşmanla baş etmeye çalıştığı filmin geçen cuma Los Angeles’ta yapılan dünya prömiyeri, Yahoo Movies üzerinden canlı yayınlandı.
Kırmızı halıda Stan Lee, Robert Downey Jr, Gwyneth Paltrow, Don Cheadle, Shane Black ve Sir Ben Kingsley’in röportajlarını izledim.
“Gerçek hayatta süper gücünüz olsaydı, hangi güce sahip olmak isterdiniz?” sorusuna iki ilginç yanıt vardı.
Siz önce şöyle bir düşünün, kendi cevabınızı verin, sonra da aşağıdakileri okuyun isterseniz.
Kötü adam The Mandarin’i canlandıran Sir Ben Kingsley; “Eşimi dünyadaki en mutlu kadın yapmama imkan verecek güce sahip olmak isterdim” diye cevapladı bu soruyu.
Kadınlar bu cevabı sever diye düşünmüş olabilir ama ben kendilerini pek bir hesaplı ve klişe gördüğümü söylemeden geçemeyeceğim.
Bence en güzel cevap Iron Man dahil pek çok süper kahramanın yaratıcısı Stan Lee’den geldi:
“En büyük güç şans. Şanslıysanız en iyi işe sahip oluyorsunuz, paranız oluyor, ilişkiniz iyi gidiyor, sağlık probleminiz olmuyor, mutlu oluyorsunuz.”
Peki ya sizin cevabınız neydi?

Atık yağlarınızı dökmeyin, bizi arayın

Kızartma her ne kadar sağlığımıza zararlı da olsa hayatımızın vazgeçilmezi.
Ama kızartmanın zararlarını birkaç yöntemle azaltmak mümkün.
Bunlardan biri, tabii ki aynı yağın defalarca kullanılmaması.
Birden fazla kullanılan yağın sağlığa zararını sağır sultan duymuştur.
Peki ya atık yağların  zararları?
İşin bir de belki hiç düşünmediğiniz bu boyutu var.
Kızartma yağlarını lavaboya döktüğünüz zaman doğayı yavaş yavaş öldürmüş oluyorsunuz.
Bu atık yağlar lavabodan döküldüğü zaman su ve kanalizasyon borularını tıkamakla kalmıyor, su sistemine zarar veriyor, havadan suya oksijen transferini önlüyor, sudaki oksijenin tükenmesini hızlandırıyor.
Sonuç; denizlerimizin daha da kirlenmesi ve balık ölümleri!
Kullanılmış bitkisel yağlar, su kirliliğinin yüzde 25’i demek.
Bu amaçla DEHA ile birlikte HAÇİKO’nun da destek verdiği bir kampanya başlattık.
Yıllardır göz ardı edilen, Avrupa’nın çokça gerisinde kaldığımız atık yağların toplanması konusunda sizlerden de destek bekliyoruz.
Siz de gerek evinizden gerekse işyerlerinizden, lokantalarınızdan çıkan atık yağları çöpe, lavaboya dökmek yerine ekonomiye kazandırmak, HAÇİKO’ya destek olmak, doğal hayatı korumak istiyorsanız, 0800 261 91 08 veya 0 216 415 22 74 numaralı telefonlardan bizi arayın lütfen.

Et yiyin diyen diyetler hikâye

Et yemek demek, başka bir canlının hayatına son vermek demek.
Her dakika korkunç şartlarda yaşatılan binlerce hayvanın öldürülmesi demek.
Uzmanlar makul miktarlarda yenmesini önerdiği ve herkes alternatif bir beslenmeyi başaramayacağı için bir miktar et tüketimine bir şey diyemiyoruz.
Yine de hep vurguluyoruz; ne kadar az, o kadar iyi.
Dünya üzerinde et yiyen bir kişi hayatı boyunca ortalama 36 adet dana (ülkesine göre domuz), 36 adet koyun ve 750 adet tavuk veya hindi tüketiyor.
Et yerine sebze yediğiniz her gün bu sayıyı azaltabilirsiniz.
Bu makul isteğe karşı, diğer yanda katil diyetler, öneriler var tabii.
Murat Boz, yeni vücuduna kavuşmak için ağırlıklı olarak protein ağırlıklı beslendiğini, et ve balık tükettiğini söyledi.
Sanırsınız her et yiyen Murat Boz gibi bir vücuda sahip olacak!
Meşhur Dukan diyeti de, “et de et” diyor. Diyor da ne oluyor peki? Haftalarca sadece et yiyorsunuz ve normale döndüğünüzde tüm kilolar kısa sürede geri geliyor, üzerine yenileri de ekleniyor.
Ve son uyarı Ayşe Arman röportajında Osman Müftüoğlu’ndan: “İnsanın hazım sistemi otobur. Ilımlı vejetaryenlik, yani sebze ağırlıklı beslenmek ömür uzatıyor.” Siz Dukan’ı boşverin, Osman Hoca’dan vazgeçmeyin.