Yurtdışındaki kitapçılarda en çok sinema kitaplarının bulunduğu bölümü kıskanmışımdır.
O kadar çok eseri bir arada görünce hepsini uzun uzun inceleyip, sonra da görmemişler gibi elim kolum sinema kitaplarıyla dolu halde kasaya geldiğim çok oldu. Türkiye’de sinema üzerine çok fazla kitap yok ne yazık ki. Sonunda birileri bu boşluğu fark etti. Yalnızca sinema yayıncılığı yapmak üzere yola çıkan Es Yayınları’nı işte bu nedenle tebrik etmek gerek. Cesur bir adım attılar, umarım devam ederler. Geçtiğimiz aylarda Sinema Seyircisinin El Kitabı (Ado Kyrou), Amerikan Film Terimleri Sözlüğü (Ralph. S.Singleton), 1990’dan Günümüze Türk Sineması (Nigar Pösteki), Aile Sineması Yılları 1960’lar (Neşe Kaplan) ve Fransız Sineması (Şenol Erdoğan) kitaplarını yayımlayan Es’çiler bu ayın başında yepyeni kitaplarla çıktı sinemaseverlerin karşısına. Es’in yeni kitaplarından biri Minimalizm ve Sinema. Minimalist sinema üzerine yapılmış bu etraflı çalışma, akım içinde ürün veren yönetmenleri inceliyor. Bu ayın başında piyasaya çıkan bir diğer kitap Bir Quentin Tarantino Kitabı (Şenol Erdoğan), Kill Bill ile patlama yapan Tarantino üzerine yazılmış bir eser. Türkiye’de Belgesel Sinemacılar (Filiz Susar) adlı kitapta 90 belgesel sinemacının filmleri ve biyografileri yer alıyor. Es Yayınları birkaç gün içinde İtalyan Sineması (Álá Sivas) kitabını piyasaya sürecek. Türkiye’deki sinema kültürüne katkıda bulunan Es rüzgarı hiç dinmesin.
Çizgi film oluyor
Quentin Tarantino, Kill Bill’in önceki öyküsünü anlatan bir animasyon filmi yapmayı planlıyor. Komadan çıktıktan sonra intikam yemini eden Gelin karakterinin daha önce yaşadıklarını anlatacak olan animasyon, Japon çizgi filmleri Manga tarzında olacak. Zaten hatırlarsanız Kill Bill: Bölüm 1’de Tarantino aralara çizgi film parçaları serpiştirmişti. Animasyon, Bill’i acımasız bir katile dönüştüren muhabbet tellalı Estebian Vihaio, Uzak Doğu dövüşleri ustası Hattori Hanzo ve Pei Mai üzerine kurulu olacak. Tarantino, çizgi Kill Bill’in senaryo yazarı, yapımcısı ve yönetmeni.
Beyaz perdeden inciler...
‘Yüz bin sperm ve en hızlısı sen miydin?’ (Dikey Limit-Vertical Limit,
Yön: Martin Campbell, 2000)
Potter’da Dursleyler yok
Harry Potter’ın kötü kalpli akrabaları Dursleyler, serinin dördüncü filmi Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde (Harry Potter and the Goblet of Fire) olmayacak. Harry’nin Dursleyler’den, özellikle de şişman kuzeni Dudley’den neler çektiğini ilk üç filmde görmüştük. Öyle ki, çocukcağız yaz tatili bitsin de okula döneyim diye can atıyordu. Harry’nin duaları kabul olmuş olacak ki, dördüncü filmde Dursleyler yok.
Yapımcılar Harry Potter ve Ateş Kadehi çok uzun olduğu için kitabın ilk sayfalarını bu kez senaryoya dahil etmediklerini ve Dursleyler’i oynayan Richard Griffiths, Fiona Shaw ve Harry Melling’i kadrodan çıkarmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Yani dördüncü film Dursleyler’in evinde değil, Hogwarts’da başlıyor. Sizi bilmem ama ben bu değişikliği hiç sevmedim. Dursleyler’e ve Harry’nin onların evinden kaçarcasına trene binip okula koştuğu sahnelere çok alışmışım herhalde. Onlar gibi akraba olmaz olsun dedik demesine de, bu kadarı fazla oldu.
Hollywood’un yeni gözdesi bilimadamları
Hollywood’daki film şirketleri artık sadece pazarlamacılar, yapımcılar, yönetmenler ve oyuncularla çalışmıyor. Yeni moda, bilimadamlarıyla işbirliği yapmak. Formül basit aslında. Bilimadamları, filmleri vizyona girmeden önce izleyen insanların beyin faaliyetlerini inceliyor. Bu özel gösterimlerde seyircilerin her sahneye ne tepki verdiği ölçülüyor ve gerekli değişiklikler yapılıyor. Bunlar sonra çekilecek filmler için de veri tabanı oluşturuyor tabii. Gördüğünüz gibi Hollywood, yedinci sanatın insanları nasıl etkilediğini anlamak için artık bilimden yararlanıyor.
Bunun ne kadarı sanat için söylemek zor. Gerçek hedefin gişeden gelecek hasılat olduğunu hepimiz biliyoruz aslında. Neden ne olursa olsun önemli olan yapılanların bize iyi filmler olarak dönmesi, öyle değil mi?
Bunu biliyor muydunuz?
1995 yılı James Bond filmi Golden Eye’ın meşhur şarkısı, U2 üyeleri Bono ve Edge’e ait.