Paylaş
◊ Ben seni geçen röportajımıza göre çok daha olgunlaşmış, sakinleşmiş gördüm. “Somuncu Baba Aşkın Sırrı” filminin etkisi vardır diye düşünüyorum, öyle mi?
- Ben aslında büyüdüm bir buçuk sene daha. Sakinleştim. Artık bir kez daha düşünüyorum her şeyi. Daha doğru kararlar aldığımı görüyorum.
◊ Bu filmde rol almaya nasıl karar verdin?
- “Kızıl Elma” dizisini bitirdiğimde, dizi mi yapsam biraz beklesem mi diye düşünürken bu filmin senaryosu geldi. Baktım “Somuncu Baba” yazıyor.
◊ Biliyor muydun “Somuncu Baba”yı daha önceden?
- Biliyordum ismini ama çok detaylı değildi kafamda. Yazılı kaynak da yok ona dair çok fazla. Bursa’daki ekmek hikayesini biliyordum. Fantastik dönem komedileri oluyor ya, karakterinden bağımsız değildir inşallah diye düşündüm. Baktım hayat hikayesi ciddi bir dramayla derinden, çok güzel anlatılıyor. Bildiğim kadarıyla daha önce de yapılmamıştı böyle bir film.
◊ Neden Somuncu Baba hikayesini seçmişler acaba?
- Somuncu Baba gibi aslında birçok mutasavvıf var ki haberimiz yok ya da çok az biliyoruz.
◊ Sen ilgili miydin tasavvufla bu filmden önce? Yoksa “Somuncu Baba” hayatında yeni bir sayfa mı açmış oldu?
- Lise yıllarında Mevlana’dan etkilenmişliğim vardı. Konya’da yaşadığım için sürekli önünden geçiyordum.
MEVLANA’NIN SÖZLERİ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
◊ En çok hangi sözlerinden etkilendin Mevlana’nın?
- “Arkadaşların kusurunu örtmede gece gibi ol” en sonunda da, “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” yazardı. Hep hoşgörüyü, tevazuyu, alçakgönüllülüğü anlattığı için çok önemliydi benim için çocukken. Her şeyi doğru yaptığına inandığım, insanları birleştirmeye kendini adayan ve ne olursa olsun insanı sevmeyi öğreten cümleler olduğunu görüp, içimden; “Keşke herkes böyle olabilse” diye geçirme sebebimdir aslında oradaki yazılar.
◊ Bir orada yazanlara, söylenen ve hissedilenlere bak, bir de bugün yaşananlara... O söylemlerle yaşasak nasıl olurdu?
- O zaman dil, din, ırk ayrımı olmazdı. Önyargılardan kurtulup insanı sevmeye çalışırdık. O zaman işte şöyle bir söz aklımıza geliyor; “Yaradılanı severim yaradandan ötürü”. Önce onu yapabilirsek çok şey değişecek, ona inanıyorum.
◊ “Mevlana’yı çok erken tanıdım” dedin. Gerçek hayatla olan çelişkileri gördüğünde neler hissediyorsun?
- Onlar gibi olabilmemiz imkansız neredeyse. Onlar tüm benliğinden kurtulmuş, bütün negatiflikleri ortadan kaldırmışlar. Sadece iyi şeyleri görüp, iyi şeyler için yaşayan, en ufak bir fesatlık düşünmeyen kişiler. Onlar gibi olabilmemiz zaten çok zor ama ben en azından kendi adıma çabalıyorum.
YAPACAĞINI YAP, GERİSİNİ ALLAH’A HAVALE ET
◊ Birkaç somut örnek verir misin Mevlana’nın sözlerinden ya da “Somuncu Baba”nın öğretilerinden yola çıkarak? Belki şunu şöyle yapıyordum artık böyle yapıyorum diyebileceğin şeyler?
- Davranışlarım değişti. Eskiye bakınca böbürlendiğimi gördüm. Ama şimdi biliyorum ki, aslında biz hiçbir şeyiz.
◊ Sen çok böbürlenmiyordun aslında?
- Bunu dışarıdan bakınca anlamak zor. Kendi içimde hesaplaştığım zaman, kendi kendime “Furkan, oğlum iyi gidiyorsun, sen iyisin” diyordum. Bunların bana zarar verebileceğini görmeye başladım. Çünkü ne olursa olsun iş hayatı bir şekilde devam ediyor ama başarının tek sebebi asla sadece senin gayretin değil. Sen yapacağını yap, sonrasını Allah’a havale et. Ben buna inanıyorum.
EN ÇOK HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA ÖFKELENİYORUM
◊ Öfken eskiye göre azaldı mı? Varsa da nasıl kontrol ediyorsun?
- Azaldı. Karşımdaki insanın beni zorlaması, sinirlendirmesi o an için benim bir sınavımmış gibi düşünmeye başladım. İyi geliyor gerçekten. Karşılık verirsen sorular büyüyecek ama sen sorunu çözmek zorundasın. En güzel çözüm sakin olmak.
◊ Hiç öfkelenmiyor musun bir şeylere?
- Öfkeleniyorum tabii.
◊ Ne öfkelendiriyor en çok seni?
- Haksızlığa gelemeyen biriyim. Hakkım olduğuna inandığım bir şeyi sonuna kadar savunurum. Belki eskiden daha çabuk parlıyordum. Ama şimdi buna dikkat ediyorum.
◊ “Somuncu Baba Aşkın Sırrı”na dönelim. Bu filmin hikayesin nedir?
- Osmanlı’nın kuruluş dönemi âlimlerinden biri olan Somuncu Baba. Bu insanlar manevi önder. Bizi biz yapan özellikleri, insanı sevmenin ana fikrinin nereden geldiğini ve tasavvufta nasıl bir felsefeye sahip olunduğunu, insanlara nasıl yaklaştığını gösteriyoruz.
◊ Sevgi odaklı çok yönlü kişiliklerini mi ortaya koyuyorsunuz?
- İnsanların aklında din adamlarının sadece din eğitimi verdiği gibi bir yanılgı var. Ama baktığın zaman sadece din adamı değil, düşünürler. O dönemde matematikte, fizikte, astrolojide, her türlü alanda eğitim görmüş çok üst düzey kişiler. Padişahları, dervişleri yetiştiren insanlar onlar.
◊ Nasıl bir hayat yaşıyor Somuncu Baba? Bol bol yol kat ettiğini görüyoruz filmde?
- Diyar diyar gezip, diğer mutasavvıflar gibi insanlara doğru yolu gösteriyor. Doğru sadece dediğim gibi din anlamında değil, insani, manevi duygular. Karşındakine saygı duymak en başta. Sevmek, güvenmek, tevazu sahibi, anlayışlı olmak... Allah’a yaklaşmak da zaten doğrularını artırmak demek tasavvufta. Kendi benliğinden, hatalarından vazgeçmeye başladıkça o tarafa doğru gidiyorsun.
◊ Filmde “İlahi aşkı tatmak istiyorsan dünyevi aşkı tadacaksın” deniyor.
- Bu filmde kadınlara ne kadar önem verildiği gösteriyoruz. İnsanı sevmeyen yaradanı sevemez. İlahi aşkı tatmak istiyorsan, dünyevi aşkı tadacaksın.
◊ Hikayesinin kırılma noktası nedir Somuncu Baba’nın?
- Babası öldükten sonra, onun öğütleri aklına geliyor. Bu spoiler olabilir. Babası da ekmekçi. O zamana kadar zaten hiç hamuru eline almamış. Sonrasında ‘aşkın sırrını bul’ diyen babasının öğütleri hep aklında. Sonra kendini o yola adıyor. Babasının vasiyetini yerine getirmek için. Nasıl Somuncu Baba ismini aldığıyla ilgili de o çok bilinen hikaye var.
SEVMEKTEN KORKMA
◊ Olması gerektiği söylenen dünyevi bir aşk da var filmde. Somuncu Baba aşık oluyor ve evleniyor. Biraz ondan bahseder misin?
- Yine burada da çok güzel bir ders var aslında. Hamid bir gün çeşme başında bir kız görüyor. Bu adam koskoca ermiş, kadın görünce nasıl hoşlanır diye sığ bir düşünceyle yaklaşmamak gerek. O da insan, o da aşık oluyor. Kadını sevmeyi, kadına saygı duymayı biliyor. O süre zarfında tabi derslere konsantre olamıyor. Hocası farkına varıyor tabii bu durumun ve Hamid’e; “Seni bizden alan bir durum var belli ki ama Hamid, sevmekten korkma” diyor. Bu beni çok etkiledi, oynarken de tüylerim diken diken oldu. Korkuyoruz çoğu zaman.
◊ Korkuyor musun sen de?
- Korkuyoruz. İnsanı sevmekten bahsetmiyorum. Kadın için de geçerli bu. Eş dost için de geçerli. Bu düşüncelerden, hesap kitap yapmadan, düşünmeden edemiyoruz yani. Ben de yapıyorum şahsen. Korkma, diyecek bir durumum yok maalesef. Ama düşündüğün zaman hocasının bir kadın için ona böyle bir şey söylüyor olması çok etkileyici bence. Sonra da o süre zarfında hikayenin içerisinde izdivaçları oluyor.
KADINLARIN HAYATIMIZDA KUTSAL BİR YERİ VAR
◊ Bu dünyevi aşk filmin neresinde?
- O ikili ilişkileri, aşkları filmin içerisinde gerçekten çok derin bir şekilde yansıtıldı. Dünyevi aşk çok önemli tasavvufta. O nedenle filmde de çok yer verildi. Vuslat var, kavuşma var. Somuncu Baba’nın o dünyevi aşkı tatmadan, çok iyi insan veya Allah’a ulaşmaya çalışan ilahi aşkı arayan insan profiline erişemeyeceğini anlıyoruz.
◊ Senin aşka bakışını değiştirdi mi bu rol?
- Ben zaten kadının hayatımızdaki önemine, kutsallığına inanıyorum. İş hayatındaki olumlu etkilerine, sıcaklıklarına...
◊ Biri var mı hayatında?
- Yok.
◊ Geçen yıl film çekimleri nedeniyle çokça şehir dışında kaldın. Nasıl bir süreçti, anlatır mısın?
- Eksi15, 17 derece gösteriyordu ama hissedilen daha soğuktu. Hasan Dağı’nda çektik, kışın en soğuk dönemleriydi.
İNŞALLAH İLERİDE OSCAR ALIRIZ
◊ Tuvana Türkay bir röportajda “Oscar’ı Leonardo DiCaprio değil, Furkan almalıydı” demiş. Sen ne diyorsun?
- Biz kendi standartlarımıza göre güzel bir film yaptık. Leonardo’nun da o sahnelerini çok beğenmiştim. Müthiş görseller vardı. Standartların üzerinde bir şeyler yaptık. İnşallah biz de alırız ileride.
SENARYO YAZMAK ZOR
◊ “Mesele ateşte yanmak değil, gönülde yer almaktır” diye bir söz var. Ne demek istersin bununla ilgili?
- Uzaktan yanmayı beklemek yerine bir adım atıp, insanların gönlüne girebilmek. Ben ne yapacağım, ne edeceğim diye kendi kendini yiyip bitirmektense bir şeyler yapabilmek amacıyla söylenmiş bir şey. Kafanda kuracağına git ve yap. Bu her şeyi kapsıyor aslında. Bizim de yapmamız gereken bu, gönüllerde yer alabilmek yani.
◊ İlerde başka bir şey yapar mısın? Kamera arkası, senaryo yazarlığı gibi mesela...
- Senaryo yazmak çok zor geliyor bana. Hikaye üretebilirim, o konuda yaratıcılığım olduğunu düşünüyorum ama senaryo yazamam. Dayanamam o kadar. Yüz sayfa yazmak neymiş bir haftada. Ben masabaşında o kadar zaman geçiremem. Ya da ayakta dolaşarak anlatacağım biri yazacak. Yönetmenlik yapabilirim belki ileride.
◊ Şu dönemde var mı yeni bir proje?
- Henüz kesin değil ama var bir şeyler. Yazın iki sinema filmi var, daha tam karar vermedim. Çok uzun tatil yapmayı sevmiyorum. İş odaklıyım. İşkolik değilim ama kafam meşgul oluyor. Bir işimin devam ediyor olması lazım ki o dönem rahat geçer benim için.
◊ Boş vakitlerin nasıl geçiyor?
- Boş vakitlerimde bu ara yine fitness’a yoğunlaştım. Best model zamanı gibi bayağı vakit ayırıyorum, diyetini yapıyorum.
◊ Nedir best model diyeti?
- Sabahları dört yumurta, spordan önce az karbonhidrat.
◊ Her gün mü spor yapıyorsun?
- Beş gün gidiyorum, iki iki buçuk saat kalıyorum. Deli gibi karın yapıyorum.
Fotoğraflar: Murat ŞAKA
Paylaş