Paylaş
Şimdikiler öyle hormonlu, öyle kocaman ve ne yazık ki öyle lezzetsiz ki...
Bodrum’daki Rixos’un içinde saklı bir köşede yeni açılan Chef’s Garden’a gidince çocukluğuma ve doğaya döndüm.
Otelin fenomen aşçısı Zafer ustanın elinden çıkan yemekleri tadarken kendimden geçtim.
Chef’s Garden, Maldivler’de sıkça rastladığım ve büyük ilgi gören, haftalar önce rezervasyon yaptırmayı gerektiren “kendin kopar, aşçınla pişir” modeli organik bahçeler konseptinde.
Burası için de önceden rezervasyon gerekiyor.
Bir yanı deniz, diğer yanı organik bahçe olan mekandaki sebzeleri dalından siz koparıyor ve Zafer ustaya teslim ediyorsunuz.
Sonrası ise Zeytin Dostu Derneği’nin gümüş madalyalı zeytinyağıyla yapılmış yemeklerle ziyafet.
Sofraya oturanlar Zafer ustanın yemek ve organik beslenme sohbeti eşliğinde 2,5 saate yakın kalıyorlar burada.
Menemeni şahane yapan babama ve size buradan bir de Zafer usta tarifi vereyim.
Soğan koymayacaksınız.
Püf nokta domatesi çok iyi ezmek.
Yumurtayı ise gereğinden fazla kullanmayıp, domates, yumurta dengesini iyi tutturmak, domatesi öne çıkarmak.
Afiyet olsun.
Ali Ağaoğlu’na ayıp etmeyelim
Dozunu kaçırmak diye bir şey varsa işte tam da bu.
Ali Ağaoğlu’nun jet-ski kazasından sonra sosyal medyada yazılanlara gerçekten inanamadım.
Çokça da ayıpladım.
Buraya yazmaya utanıyorum, siz Twitter’a Ali Ağaoğlu yazıp okursunuz.
Tamam yaptıklarını tasvip etmiyor olabilirsiniz. Tamam sevmiyor da olabilirsiniz.
Ki hem kadınları aşağılayan söylem ve davranışlarından hem de HAÇİKO’ya yardımı yıllardır geri çevirdiğinden dolayı ben de kırgınım kendisine.
Herkesin kendine göre bir Ali Ağaoğlu antipatisi vardır.
Ama bu ölümüne nefret söylemleri niye?
Kaza geçiren, ölümden dönen birine insan üzülür yahu.
Duyduğumda benim canım yandı.
Az şey mi kaburga kırığı...
Sosyal medya acımasızlığına karşıyım.
Allah kimsenin başına kaza, bela vermesin.
Geçmiş olsun Ali Ağaoğlu.
Tez zamanda sağlığına kavuşmanı diliyorum.
Umarım o arada bu kazadan sonra sen de aslında herkesten farklı olmadığını anlar, alçakgönüllü olabilmeyi, insanlara eşit davranmayı başarır, bazı değerleri keşfeder, bir üslup ayarı yaparsın.
Bodrum ve magazin muhabirleri
Bodrum’da magazin muhabiri arkadaşlarla uzun uzun sohbet ettim.
Bütün yazı sahil şeridinde geçirenler için “Oh ne güzel. Deniz, güneş, Bodrum, Çeşme, siz buna çalışmak mı diyorsunuz?” diyenler oluyor.
İşte onlara sesleniyorum.
Bu iş hiç de dışarıdan göründüğü gibi değil.
Ekipten biri çalılıkların arkasında ünlü bir pop yıldızının denize girmesini 2,5 saat hiç kıpırdamadan nasıl beklediğini anlattı; “Ben askerde bu kadar hazır olda beklemedim” diyerek.
O uzun bekleyişin sonunda ne olmuş dersiniz?
Dayanamamış gitmiş o ünlünün yanına, “Sizi denize girerken bikiniyle çekmek için saatlerdir saklanıyorum, hadi girin şu suya artık” demiş.
Bu samimi itirafa karşı aldığı cevap da aynı samimiyette olmuş tabii.
Ünlümüz “Keşke o kadar beklemeseydin” deyip ayağa kalkmış ve pozu vermiş.
Magazin muhabirlerinin yaz aylarındaki işi deniz, kum, güneş değil anlayacağınız.
Sıcaklarda herkes eğlenir, denize girerken onlar ellerinde makineler gece gündüz çalışıyorlar.
Allah hepsine kolaylık versin.
Paylaş