Paylaş
Dile kolay, her yıl 6 milyon insanı bir araya getiren 210 yıllık festivalden bahsediyorum.
Böyle köklü bir organizasyonun 6 ay önce gelen iptali için çok mu erken karar verdiler acaba diye düşünmeden edemiyor insan.
Hani belki aşı bulunur, tedaviler gelişir, insanlar 6 ay içinde yeniden sokaklarda yan yana olur diyesim geliyor.
Ama bunlar pembe hayaller demek ki.
Koronanın hayatımızdan çıkıp bizi rahat bırakacağı yok!
Münih Valisi, bu iptalin festivalden gelir elde eden işletmeler, organizatörler ve turistik yerler için büyük bir ekonomik darbe olduğunu bildiklerini ama kaçınılmaz olduğunu düşündükleri iptal kararını bir an önce duyurmanın onların yararına olduğunu söyledi.
Almanya’da korona tedbirleri hafifletilmeye başlasa da bunun insanların yakın temasta olacağı etkinlikleri kapsamayacağını da böylece anlamış olduk.
Bu yıl içinde ‘fest’
geçen şeyleri unutsak iyi olacak galiba.
23 Nisan’ı yaşamak
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bugün koca bir asrı, 100 yılı deviriyor.
Hiçbirimizin aklına gelmezdi 100’üncü
yılda bir virüsün dünyayı mahvedeceği ve çoluk çocuk, genç yaşlı herkesi ev hapsine alacağı.
Evet, bugün evlerdeyiz, evet korona diye bir gerçek var ama hiçbir şey bizi, çocuklarımızı 23 Nisan coşkusunu yaşamaktan alıkoymamalı.
Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etti.
Çocuk demek neşe demek, mutluluk demek, umut demek.
Bugün her şeyi bir kenara bırakalım, pozitif olalım, bayrakları alıp balkonlara çıkalım, 23 Nisan şarkılarını, İstiklal Marşımızı var gücümüzle okuyalım.
100’üncü yılında 23 Nisan’ı çocuklar için unutulmaz kılalım.
Tamer Karadağlı 6 kanalda karşımızda
Hangi kanalı açsam karşıma Tamer Karadağlı çıkınca, dayanamadım aradım Tamer’i.
Evet, doğruymuş. “Çocuklar Duymasın” şu anda 4 kanalda birden gösteriliyor. Bir diğer kanalda “Ferhunde Hanımlar”, bir başkasında ise “Yağmur Zamanı” var.
Hepsinde de Tamer Karadağlı...
Yani 6 kanalda Tamer’i izliyoruz.
“Çocuklar Duymasın”, her bölümü 400 kez yayınlanmış dizi olarak dünya tarihine geçmişti zaten.
Aynı anda 6 kanalda oynayan Tamer Karadağlı bununla da yeni bir rekora imza atmış olabilir.
Peki ya telif?
İşte o konu kanayan yara olmaya devam ediyor.
Kanallarda gösteriler dizilerdeki müziklerin, şarkıların telifleri müzisyenlere ödenirken, bu dizilerde rol alan oyuncular emeklerinin karşılığını hâlâ alamıyor.
Diziler, filmler
bin kere tekrarlansa da tek bir kuruş gelmiyor bu gösterimlerden.
Bu sadece oyuncular değil yönetmenden senariste, set çalışanına kadar tüm emekçiler için geçerli.
Sektörün emekçileri sendikalaşamadıkları için sömürülmeye devam ediyor.
Paylaş