Paylaş
Verdiği haber benim için de müjdeydi, mutluluktu, hatta sevinçten ağlama nedeniydi.
Pazar günü Kelebek’te yayımlanan Memet Sefa röportajım çok konuşuldu.
Çakı gibi bir delikanlı, popüler bir balet, yüzmede Türkiye üçüncüsü iken geçirdiği kaza sonucu tekerlekli iskemleye mahkum kalan Memet’in hikayesi can yakıyordu.
Kimileri kaza geçirdikten sonra sevgilisi tarafından terk edilmiş olmasına çok üzüldüğünü yazdı.
Ama benim asıl derdim Memet’in “Çalışmak, işe yaramak istiyorum” çığlığıyla hayata tutunma isteğinin cevap bulmasıydı.
Çalışmak ona iyi gelecekti, ruhundaki yaraları saracak, hayata daha sıkı tutunmasını sağlayacak, iyileştirecekti.
Ve Memet’in rüyası gerçekleşti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu’ndan geldi müjdeli haber; Memet Sefa Öztürk İstanbul Büyükşehir Tiyatroları’nda kadrolu olarak işe alındı.
Artık onu ve sanatını daha sık izleme imkanı bulacağız.
Hayat her zaman o kadar da kötü davranmıyor galiba insana, bir veriyor, bir alıyor, sonra yine verebiliyor.
Tek dileğim kısa bir süre önce tanımama rağmen çok sevdiğim, azmine, çalışma isteğine, yeteneğine inandığım Memet Sefa Öztürk’e hayatın bundan sonra gülmesi, onu hep mutlu etmesi.
Bu sincaplar şahane
Mustafa Kotan’ı ilk kez yönetmeni olduğu Gecekondu programında tanımıştım.
Sonra Şanslı Masa’yı hayata geçirdi.
Zekası, çalışkanlığı, yaratıcılığı yaptığı her işten anlaşılıyordu.
Şimdi Türkiye’de pek rastlanmayan çok özel bir film bir çekti Mustafa.
Bir televizyon dizisi olarak başlayan Köstebekgiller’i sinemaya taşıdı ve animasyon karakterlerle gerçek oyuncuları bir araya getirdi.
Zor bir prodüksiyonun altından başarıyla kalkmış Mustafa Kotan...
Senaryo biraz daha kuvvetli olsa özellikle çocuklarını alıp filme gidecek büyükler için de etkili bir film olabilirmiş Köstebekgiller.
Bu haliyle, özellikle sevimli köstebekleriyle daha çok çocukları eğlendirecek gibi duruyor.
Zaten öyle de olmuş...
Galasında ağlayan çocuklar mı desem, “pembe köstebeği istiyoruz” diyenler mi?
Pembe köstebeği Nurgül Yeşilçay seslendiriyor bu arada.
Köstebekgiller: Perili Orman, yarın yani karne günü 150 kopya vizyona giriyor.
Köstebek oyuncaklar zaten piyasadaydı, bu filmle birlikte satışlarda patlama da olur.
Genetik haritamı merak ediyorum
Demir Demirkan, çocuk istemediğini belirttiği Hafta Sonu röportajında, yaşlılık hayalleriyle ilgili olarak “Genetik haritamı çıkarttım, DNA izimi sürdüler, Yunanistan’dan Santorini adası çıktı, oraya yerleşir balıkçılık yaparım herhalde” dedi.
Aklıma okuduğum bir araştırma geldi, buna göre Türkler’in genetik açıdan en yakın olduğu bölge Balkanlar’dı.
İkinci sırada İtalya, İspanya ve Portekiz geliyordu. Bu DNA taraması, genetik harita çıkartma işi ilginç ve ilgi çekici. İnsan nereden geldiğini merak ediyor gerçekten de.
En kısa zamanda yaptırıp, öğreneceğim.
Detayları, nasıl yapıldığını, sonuçlarını yazarım.
Hacker’lar işbaşında, dikkat!
Geçenlerde Rıza Kocaoğlu, Twitter’da bana DM’den özel mesaj attı.
Benim hakkımda bir yazı görmüş, linki eklemiş, tıklamamı istiyor. O an meşguldüm, sonraya bıraktım.
İyi ki de öyle yapmışım.
Meğerse Rıza’yı hack’lemişler, Twitter hesabından herkese özel mesaj gönderip başkalarının da hesaplarını ele geçirmeye çalışıyorlarmış.
Daha önce Deniz Çakır, Nihat Doğan, Özge Borak, Ceyda Ateş ve Demet Evgar’ın da hesaplarını ele geçirmişlerdi.
Aman dikkat, hacker’lar bu aralar iş başında, ünlü biri de olsa, yakın arkadaşınız da olsa, şu linke bakın, bunu tıklayın yazan mesajlara şüpheyle yaklaşın.
Paylaş