Kafesine çocuk düştü diye vurulan goril!

Hayvanlar tutsak edildikleriyle kalmayıp bir de yine insanlar tarafından başlarına gelen olaylar nedeniyle öldürülüyor.
İlk olay geçen hafta Şili’de yaşandı.
İntihar etmek isteyip aslanların kafesine giren 20 yaşındaki genci kurtarmak isteyen görevliler, aslanlara ateş açarak öldürdü.
Sanki intihar edecek yer yok.
Sen oraya girersen hayvanları vuracakları belli.
Hainlik, başka bir şey değil.
Geçen gün de Amerika’da bir hayvanat bahçesinde gorilin kafesine düşen 4 yaşındaki çocuğu kurtarmak için 17 yaşındaki gorili öldürdüler.
Kafesine çocuk düştü diye öldürüldü zavallı hayvan.
Birinde intihar etmek isteyen adam için zavallı aslanlar öldürülüyor.
Diğerinde aklı bir karış havadaki annesinin, babasının ihmalkarlığı nedeniyle kafese düşen çocuk için suçsuz bir goril katlediliyor.
Sen hem hayvanları hayvanat bahçesi
denen hapishanelerde
kafeslere koy.
Hem de kendi salakça ve dikkatsiz davranışların nedeniyle vur, öldür.
Bu iki olay da hayvanat bahçesi denen korkunç, vahşi yerlerin artık tamamen ortadan kalkması gerektiğinin bariz işaretleri oldu.
Dünya kendine gelsin, şu ilkelliğe bir son versin artık.

Genç TV kutlaması

Bugün, Girne Büyük Anadolu Oteli’nde Genç TV’nin 19’uncu yaş günü kutlaması var.
KKTC’de özel yayıncılığı başlatan Birinci Medya Kurumu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Birinci, eşi Meliz ve oğulları Tekin Birinci’nin davetlisi olarak bundan iki yıl önceki Genç TV kutlamasına katılmıştım.
Müthiş bir geceydi.
Kıbrıs’ın medarı iftiharı Buray da bu gece Genç TV’nin kutlamasında olacakmış.
Bu kutlama eminim yine çok coşkulu geçecek.
Genç TV, yaş alıyor ama yaşlanmıyor.
Daha nice 19 yıllarda böyle dinamik, enerjik, genç ve gündemin ortasında kalması dileğiyle.

Pegasus pilotuna bayıldım

Cumartesi günü Bodrum’a Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan Pegasus Havayolları ile uçtum.
Öyle şeker bir pilota denk geldim ki söylemeden geçemeyeceğim.
Anonslarıyla bizi bizden aldı.
“Bugün sorunsuz bir uçuş olacak, inşallah böyle gider, dilimi ısırıyorum”la girdi.
“İnanmayacaksınız ama Bodrum’a yarım saat önce ineceğiz”le devam etti.
Uçaktan korkan klavyeci arkadaşımız Alkın Toy bile o gazla rahat bir yolculuk yaptı.
Hep birlikte dilimizi ısırdık.
Böyle neşeli, pozitif, esprili pilotlar çoğalsa keşke.

Bodrum’daki güzellikler

Bodrum yavaş yavaş kıpırdanmaya, hareketlenmeye başlamış.
Merkezin yine en kalabalık mekanı hem canlı müziği hem de lezzetli menüsüyle cazibe merkezi olan Marina Yacht Club’dı.
Mekanın önünde ise ilginç bir görüntü vardı.
Bir adam, sokağa atılmış 8-10 tane çoğu Golden olan cins köpeği almış, kısırlaştırmış ve kendisine bir aile kurmuş.
Kendi yaptığı kolye ve bilezikleri satarak köpeklerin masrafını çıkarıyordu.
Bodrum, malumunuz, sokaklarında en fazla cins köpeğin olduğu şehir.
Yazın pet shop’lardan köpek alanlar, kışın evlerine dönerken bu hayvanları resmen sokağa, daha doğrusu ölüme atıyorlar.
Çünkü ev köpeklerinin sokakta yaşama şansı neredeyse yok.
Bodrum’a yolunuz düşer de sokağa atılan hayvanlara sahip çıkan bu adama rastlarsanız bir merhaba deyin, mücadelesine yardımınızı da esirgemeyin.